Her geçen zaman diliminde yaşam koşullarının zorlaştığı, insanların toplumsal ve sosyal ilişkilerinin sağlıksız oluştuğu ve de bireyin giderek yalnızlaştığı bir süreci acımasızca yaşayan bir toplum haline geldik. Bunun sadece belli bir coğrafyada, belli bir bölgede ya da belirli bir kültüre ait olan insanlar topluluğunda oluşmadığını düşünüyorum. Bu yalnızlık halleri dünyamızda insanlık için en acımasız ve giderek en sosyal olmayan duruma doğru hızla ilerliyor.
Mevcut durumu aşmak herkesin birincil görevi olmalıdır, konuyla alakalı görüş ve önerileri olanların mevcut koşulları aşması noktasında önemli adım atmaları gerekir. Başarmak isteyen kişi veya kişilerin sistemin çarklarını bahane etmelerine gerek yok, her koşulda başarının yolu asla ve asla tıkanmayacaktır.
Kişinin eyleminin merkezinde insani değerleri varsa, düşüncesinin temelinde ve yüreğindeki sevgisiyle buluşmasını sağlamasını başarmış ise, çevresinde herhangi sebeple oluşmuş negatif duygulardan kesinlikle etkilenmeden yoluna devam etmesini bilecektir. Etrafında sistem içi fikir sahibi ve oluşturulmuş yapay güçlerin, ona; sen bu zorlu koşulları aşarak başaramayacaksın tarzı olumsuz geri dönüşleri sağlayan felaket tellallarına onun kulakları kesinlikle kapalıdır. Çünkü o başarıya odaklamıştır kendisini. O bilir ki başarıya odaklanmış kişi bazen yaşanacak olan yenilgileri bir tecrübe sayarak yollarına devam eder. Bu durumu onu ve onları hedeflerine ulaştırıncaya dek devam ettirecek gücü ve bilgeliği hafızalarında bilgi olarak tutarlar.
Varoluş yaratıcılığı itibariyle, hiç kimsenin bir başkasına mahkum edilmesi için var etmemiştir kendisini. Varoluşta sadece egosunun esaretinden kurtulamamış bireysel davrananların kendilerine tayin ettikleri hedeflere ulaşmaları için oluşturmuş olduğu engeller vardır. Ve sistemlerde o engellerin toplamıdır. O halde, egosunun esareti altında sistemden etkilenmiş olanların, varoluşun temel gerçeği olan sevgiyle bilinçlendirilip, ortak değerlerle kişilerin aydınlanmasının sağlandığı zaman, sistemin işe yaramazlığı ortaya çıkmış olacaktır ve insan denilen varlık, toplumsal ve sosyal ilişkilerinde sevgiyi büyüterek çoğaltacak, böylecede yalnızlaşma sebepleri ortadan kalkacak ve sistemin çemberinden tez elden kurtulmuş olacaktır.