Ölümden korkmak

İnsan ölümden korkar çünkü bu bilinçaltı kayıtlarında vardır; ölüme gidenlerin de ışığı gördüğü söylenir.

Bu durum doğum travmasıyla eşleşiyor; bir sıvının içinde yaşarken, güvenli loş bir ortamdayken birden ışıklı bir ortama çıkıyoruz ya da alınıyoruz ve bu ilk ‘bilinçsiz’ korkuya neden oluyor.

Ölümden korkmak

Bu durumda ölümün de sonu başa bağladığı bilgisi anlam kazanıyor; ölürken gördüğümüz ışık aslında doğarken gördüğümüz ışık…

Şunu biliyoruz ki beyin önceden görmediği bir şeyi kurgulayamaz yani ölümün ne olduğunu aslında doğarken biliyoruz.

Bu durum, insanın bilmediği değil bildiği şeyden korktuğunu kanıtlamıyor mu?

Korku aslında önceden olan bir şeyin yine olacağı endişesi değil mi? İşte size kanıt…

Bu satırları, belki birilerinin ölümle ilgili algısında bir nebze olsun bir değişiklik yaratırım diye yazdım; belki birilerinin işine yarar diye…

Sözlerimi en sevdiğim söylemimle sonlandırayım:

“Korkunun ecele faydası yoktur ancak onun gelişine katkısı çoktur.”

Bu durumda, ölümden ya da başka bir olgudan korkmanın, korkularla yaşamanın ne gibi bir anlamı olabilir ki?

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

1 Yorum

  1. Murat Tali

    İki çağrışım yaptı yazı, ilki yaşamayı bilmeyenlerin ve yaşayamayanların ölmekten korkması ilginç geliyor. ikincisi de ölüm doğar doğmaz belli olan tek gerçeklik. Onu sevmesi gerekirken korkması sanki sistemin işine geliyor. Çünkü o korkuyu besleyerek kitleleri diledikleri gibi yönetip, dilediklerini de satabiliyorlar. Bu yüzden ölüme sevgi ve minnetle diyorum.

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir