Deneyimlerinin içinden geçerken SEN
Keşfet kendinde saklı hakikatini
Onurlandır ruhunun bilgeliğiyle yaşam hikâyeni
Ve hakkınca yolda ol öz benliğinin sesiyle
Bu yaşam sahnesinde hepimiz, yine kendi rollerimizi yansıtırız farklı hikâyelerimizle. Takındığımız personalarımızla, arzuladığımız izlenimleri yaratırız gönlümüzce. Oysa insan takındığı personalarından ötedir öz benliğiyle bu sahnede.
Halden hale geçer, üstlendiği tüm dünyevi rolleriyle insan. Bazen anne olur. Bazen baba olur. Bazen eş olur. Bazen evlat olur. Kimi zaman da dost olur. Ayna tutar birbirine bu yolda her karşılaşmada. Yine kendini bulduğu tüm aynalarda, biraz daha yaklaşır saklı hakikatine. Biraz daha tanır öz benliğini.
Merkezimizde olan egomuzla, benlik alanımızda deneyimler yaşayanlarız her birimiz. Bireysel ve kolektif bilinç altımızdan gelen bilgileri… Egomuzun benliğiyle deneyimlere dönüştürürüz özgürce. Deneyimlerimizle de bilgeliğe dönüştürürüz algımız nispetinde.
Yaşam, kendimizi tanımak üzere tene bürünüp yollara koyulduğumuz sınırlı bir yolculuk. Hepimizin yolculuğu yine kendimize has ve kendi ruhsal ihtiyaçlarımızla şekillenen. Bilinçli varlığımızın merkezi olan egomuzla biz… Bilinç dışımızın o engin deryasından, dalgalanır ve vururuz yaşamın kıyılarına öz varlığımızla. Ve egomuz aracılığıyla insan olmayı öğreniriz bu yaşam yolculuğunda.
Tanımazsa kişi egosunun hükmündeki benliğini… Tanır mı en saf haliyle bir üst benliğini? Fark etmezse takındığı toplumsal personalarını… Karşılar mı öz benliğinin gereksinimlerini? Dengeleyemezse iradesiyle egosunu. Özgürleşir mi en derin duygularının esaretinden? Genişletmezse bilginin gücüyle algısını. Farkına varır mı? Fikirleriyle kendini nasıl da boş yere sınırladığını? Onurlandırmaz ise ruhunu bilgelikle. Yaşama değer katabilir mi hikâyesiyle?
Carl Jung’un da belirttiği üzere “Gerçek doğamızı gizlemek ve başkalarında bırakmak istediğimiz izlenimi inşa etmek için takındığımız maskelerimizdir personalarımız.” Sosyal yaşamına uyum sağlamasının bir gerekliliği olan personalarının gölgesinde, kaybolmamalı sakın ola insan. Çevresiyle olan uyumunu kaybetmemek adına… Ne yok saymalı personalarını. Ne de sıkıca tutunup personalarına… Gerçek doğası olan öz benliğiyle uyumunu kaybetmeli insan.
Yaşamın içinden türlü deneyimleriyle geçen
Ve kendisine ayna tutan ilişkileriyle olgunlaşan
İyi insan olma halini de daha rahat yakalar
Ruhunun bilgeliğiyle
Birbirinden ayrı düşmüş tüm parçalarıyla
Barışmazsa insan…
Tam ve bütün hissedebilir mi kendini?
Tüm âlemlerin bilgisini BİR etmezse ruhunda
Öz benliğiyle buluşabilir mi?
Madde boyutunu deneyimlemezse hakkınca
Aşkınlık bilincine erişebilir mi?
İnsan deneyimleri nispetinde genişletebilir ancak algısını. Genişlettikçe algısını insan… Güzelleşir yaşam sahnesinin mizansenleri. Ve zenginleşir tüm dünyevi deneyimleri. Bilinç dışının o sonsuz deryasında kaybolmadan… Deneyimleriyle ancak tutunur yaşam sahnesinin sunduklarına. Ne kendini sınırlamalı egosunun benliğiyle insan… Ne de kaybolmalı bilinç dışının görünmez derinliklerinde.
Egosunun hükmettiği benliğini tanıyamazsa insan… Deneyimlerinin ruhuna ne denli hizmet ettiğini fark edebilir mi? Bilgiyi bilgeliğe dönüştüremezse insan… Ruhsal yolculuğunda nihaî anlamı yakalayabilir mi?
Öyleyse… Özgürleş tüm geçmiş yaralarından. Dengele egonun hükmettiği benliğini. Genişlet algını, tüm âlemlerin bilgisiyle. Deneyimlerinin sana kazandırdığı farkındalığını… Özgürce yansıt, yine deneyimlerinle yaşam sahnesine. Ruhunun bilgeliğiyle yürü ardından yaşamın sana sunduğu tüm yollarda.
Unutma! Sen bu yaşam sahnesinde kendi hikâyeni yazarsın her anınla. Egonun hükmettiği benliğinle bu yaşama tutunursun farklı hikâyelerle. Ardından öz benliğinin bilgeliyle, ruhsal yolculuğunda ilerlersin ebedi.
O vakit onurlandır ruhunun bilgeliğiyle yaşam hikâyeni.
Ne büyük bir incelikle dokunmuş satırlar… Ruhun bilgelik çağrısını duymak da, ona kulak verebilmek de ayrı bir cesaret ister. Yazında bu çağrının izini öylesine zarif ve derin bir biçimde sürmüşsün ki; insan okudukça kendi yaşam yolculuğuna başka bir gözle bakmaya başlıyor. Her cümle, içsel bir yankı gibi insanın içinde uzun süre dolaşıyor. Sevgili Şenay, kalemine emeğine sağlık, her yazın başka bir ufuk açıyor insanın yüreğine…