Bugün 11 Ocak 2023, zamansız bir geleceğin ilk günü. Tarihi yazanların ve zamanlara isimlerini verenlerin ötesinde yaşıyoruz. Jül Sezar Temmuz ayına adını verirken August denen zevatta Ağustos’a adını vermiş. Sonra biri kalkmış inandığı dini figürün doğum tarihini insanlığın miladı olarak almış ve o günü sıfır noktası ilan etmiş. Hangi hakla ve akılla bunu yapmış, kimse sormamış? Ardından başkaları gelmiş ve herkes zamana kendi kafasına göre anlamlar yüklemiş ve isimler vermiş. İyi de doğa böyle mi düşünüyor? Doğanın; ayları, günleri haftaları var mı? Bence yok, o zaman hedef koymaya gerek var mı? Açıkçası çok da mantıklı gelmedi birden.
Yine de bu yıl yani 2023 için ilginç şeyler dileyebilirim. Dilek dilemenin sınırı yok, düş kurmanın da öyle. Dileklerimi gerçekleştirecek ve bana sınırsız dilek hakkı tanıyacak bir “sihirli lamba cini” istiyorum. Sonra o benim dileklerimi gerçekleştirirken de muhakeme yapabilsin, yani hayır diyebilme yeteneği olsun. Bu olmaz diyebilsin, sırf itaat ederek sonsuz ve sınırsız arzularıma hizmet etmesi akıllıca değil. Merak etmeyin, dünyanın en zengini olmak istemiyorum, tam tersine dünyadaki tüm zenginliklerin herkese eşit dağıtılmasını isterim. Bu benim ilk dileğin oldu. Sonra tüm insanlığa ciddi bir eğitim verilmesini sağlamak geliyor. İkinci dilekte; bireyselleşmeyi, birey olmayı, özgürlüğü, toplum içinde yaşamayı ve siyasi erklere hizmet etmemeyi öğretmeli insanlığa. Makamlarına ve mevkilerine göre kendisini bir şey sananların tamamını da hizmet eder pozisyona çekmek, üçüncü dileğim olabilir.
İnsanları doğanın içinden çekmek dördüncü dilek hakkım. Özellikle Afrika’da hayvanların yaşam alanlarına girip onların soylarını tüketmelerine engel olmak isterim. Bir de oradakilerin beynindeki o hayvansal dürtüler pardon hayvansal dürtüler hayvanlara hakaret olur ID boyutundaki yaşam süreçlerine de son vermek, dördüncü dileğin içinde yer almalı. Soyun tükeneceği kaygısıyla deli gibi üreyip koca kıtayı cehenneme çevirmek nedir? Kıtayı cehenneme çevirmek dedim de oradaki bütün kapitalist ve sömürgeci firmalarla ülkeleri de geldikleri yere göndermek beşinci dileğim olurdu.
Çocuklar mı? Onların içinde alimleri de var zalimleri de. Onları eğitecek güzel öğretmenlerin varlığını arttırmak ve kazançlarını yüksek tutmak sanırım altıncı dileğim olurdu. Böylece daha güzel bir dünya için ilk adımı atmış olurdum. Dikkat ederseniz dileklerin hiçbirinde tanrıyı oynamadım ve onun işine karışmadım sadece ve sadece insani güçlerin yapabileceği şeyleri bir “sihirli lamba cini” ile gerçekleştirmeye niyetlendim ve dileklerimi de buna göre sıraladım.
Okyanuslar, denizler, göller, dereler, nehirler ve suyun var olduğu her yeri temizlemek son dileğim olurdu zaten 7 sihirli rakam ve yedinci dileğimi de bunun için kullanıp çekilmeyi seçerdim. Hayatı yedi günde yaratan tanrının ortaya koyduğu bu şaheseri; yedi dilekle, yedi sihirle, yedi günde dönüştürmek 2023’ün sihirli öyküsü olsun.
Niyetle ve neşeyle…
Ruh Sohbetçisi