Bireyin nezdinde gelişebilecek olumlu ve de sağlıklı düşüncenin temelinde öncelikli olarak, ayırımsız ve çıkarsız sevgi yatmaktadır.
Bireyin olumlu düşünebilmesi için insanları, hayvanları doğayı ve diğer mahlukatları sevmesinin yanı sıra, onlara bir şeyler kazandırabilmenin heyecanını yaşaması gerekir ve önce kendi içindeki sevgiyi karşısındaki odağa aynaladıktan sonra, oluşan muhatapla birlikte o zaman sevgiyi karşılıklı çoğaltmak mümkün olacaktır.
Kişinin kendisini iyi hissetmenin yolu, gerçekçi ve içten bir duyguyla öncelikle yardıma ihtiyacı olanlara ve daha sonra da başkalarına yardım edebilmektir. Hayatta çok önemli ve zenginliği başka hiçbir şeyle asla mukayese edilmeyecek kadar çok değerli iki önemli olgu vardır ki, bunları paylaştıkça sürekli çoğalıp büyüyen ve gelişen şeylerdir.
Bu değerli olguların herkes için vazgeçilmez olan ve hiçbir maliyeti olmayan sevgi ve bilgi olduğu gerçeğidir. Sevgisini ve bilgisini paylaşan insanlar aynı zamanda en büyük zenginliğe kavuşan insanlardır.
Çünkü onlar içindeki sevgisini ve bilgisinin paylaşıldıkça çoğaldığını bilirler ve onun için onlar hep mutlu ve her zaman çok zengindirler. Hayatta mutluluk olumlu düşünce ile başlar, olumlu söylem ve eylemlerle gelişir, paylaşılan sevgi ve bilgiyle yeniden doruğa ve doyuma erişilir. Varoluşun insana bahşettiği bu değerleri insanlar ne kadar erken fark ederek kendi pratiklerinde uygularlarsa o denli mutluluk ve huzur içinde olurlar.
O halde diyebiliriz ki; bu durum o kişi ve kişileri, sağlıklı, varlıklı ve mutlu kılıyor. Sevgi ile bilgi üçüncü öğe olan aydınlanmaya birleştiğinde, her üç öğenin bileşiminde kişi kendi yaşam seyri içerisinde, kendisini var oluşun en temel olgularıyla bütünleştirerek uyanmış durumuna vakıf olmuş olacaktır…