Düşünmek, günümüzde algılandığı şekliyle aslında ‘sığ’ bir beyin fonksiyonudur. Sığ diyorum çünkü düşünceler, kısa süreler içinde gelip geçen fikirler silsilesidir.
Bu anlamda, ‘düşünür’ aslında yanlış bir ifadedir; onları, kaynaktan çektikleri bilgiyi aktarıp insan bilincine katkı sağlayan ‘hatırlatıcı’lar olarak görmekte yarar vardır.
Bu insanlık tarihi boyunca böyle olmuştur; ‘kolektif bilinç’te olup bitenler de sürece katkı sağlamış, onlar bu kaynağı da kullanarak bilginin üzerine bilgi eklemiştir.
Düşünür diye tanımladığımız insanlar, aslında düşünmez sadece kanal olurlar; evrensel bilgiyi -titreşim düzeylerine göre- dünyaya indiren aracılardır; bu böyle bilinmelidir.
Benim düşünceden kastettiğim, beynin derin ve geniş kapsamlı bir analiz ve sentez yapmasını sağlayan, dervişlerin ‘tefekkür etme’ dediği meditatif hâle geçme durumudur.
Başka bir ifadeyle, düşünürler antik ve modern dönemlerin dervişleridir. Konuya bu şekilde bakmak bize yepyeni bakış açıları getirebilir; bu yönde bir bilinç sıçraması yaratabiliriz.