Ne yaptığından -içsel olarak- emin olmayanlar güven oluşturma çabasına girer.
Kendinden ve ne yaptığından emin olanların böyle bir derdi yoktur.
İçinde yaşadığımız ya da bazılarımızın içinde olmak zorunda kaldığı sistem güvensizlik üzerine kurulmuştur çünkü tüketim ekonomisi buna dayanır; bizden şu ürünü/hizmeti al, kurtul!
Sistem güvensizliğin yanı sıra korkuyu da pompalar ki savunmanız iyice dağılsın; o zaman da haz kanallarını devreye sokarak ürün/hizmet tükettirir size.
Ya kendinizi birilerine kanıtlamaya çalışarak güven kazanmaya ya da hazza yönelerek korkudan kurtulmaya çalışır durursunuz ki işte bu, çarka kapılıp gitmek demektir.
Bu süreçte çoğu kişi kendini bir sürü gereksiz şey almış halde bulur; kendine kızar ancak bunu neden yaptığınızı bir türlü anlayamaz; sistem de onları koyun gibi güder durur.
Bu çarktan kurtulmanın tek yolu, kendinden emin ve sade yaşayacak bir bilince erişmektir…