“Tohum” dur esas olan. Yani yaşamın şekil bulmasına başlangıç olan tohum, insanı, hayvanı ve bitkileri ortaya çıkartıyor. Tohumu besleyen TOPRAK yaşamın içinde “RAHİM” (“Muhakkak sizi topraktan yarattık…” (Hac, 22/5).) haline geliyor. Ona yaşam enerjisi veren, büyümesini ya da gelişmesini sağlayan GÜNEŞ ise burada “RAHMAN” konumunda yer alıyor.
Evrenin işleyişi içinde “IŞIK” bütün varlıklar, gezegenler, yıldızlar arasında iletişimi sağlıyor ve gittiği yerlere ya yaşam götürüyor ya da ölüm. Görebilen ve algılayabilen zihnimizin yorumladığından daha öte bir gerçekliği yaşıyor EVREN.
Bizim kısıtlı algımızda arayıp durduğumuz insanın ve evrenin BAŞLANGICI yanıbaşımızda, içimizde ve çevremizde var olan her şeyin içinde sürekli kendini tekrarlıyor zaten. Görebilen için tüm sorular ve sırlar ortadan kalkıyor, Görenin anlatamadığı, anlatmaya çalıştığında da insanların inanmadığı bilgilerde kendi içinde SIR’ra dönüşüyor. Ulaşmaya çalışılan başlangıç aslında YOK. Hayal edilen SON da kurgulanan gibi yıkıcı ve yok edici değil.
İnsan, yaşamı boyunca kendisinin var oluş sebebini sorgulayıp durmuş ve geliş amacı üzerine kafa patlatmış, kitaplar yazmış, okumuş, inançlar geliştirmiş, dinler icat etmiş her döneme farklı bir tanrı kavramı yerleştirmiş ve bu bilinmezliğin sebebini onlara ithaf edip cevaplarını da onlardan beklemiş.
Kimi, ağaçları yüce kılmış, kimi dağları, kimi için güneş, ay ve yıldızlar, her dönem tapılacak bir yaratıcı aramış ki bütün bunların sebebi de kendi içinde tamamlayamadığı ve anlamlandıramadığı o var oluşun; yani Rahman ve Rahim olanın neden var olduğudur.
Doğumu, ölümü, döngüyü sadece insan yaşamında tezahür ettiren insanın gözden kaçırdığı bir başka şeyde; bitkilerinde bu doğum ve yaşam zinciri içindeki devinimidir. Bitkiler çoğalmak ve yeni başlangıçlar yapmak için diğer canlıları (arılar, böcekler, kuşlar, sinekler ve diğerleri) kullanıyorlar fakat insan idrakinde bu basit bir eylem gibi görünüyor. Bir çiçeği ele alalım, insan nezdinde hareket etmesi mümkün olmayan ve cansız varlık olarak görünen çiçek, çoğalmak için arıları çeken kokular yayıp onun kendisine gelmesini sağlıyor ve tohumlarını taşıması karşılığında onlara nektarlarını veriyor. Arıların ayaklarına bulaşan çiçeklerin tohumları da çoğalmak için yeni bir yolculuğa çıkıyor.
Evrende var olan her şey hareket halinde, buna bitkiler, ağaçlar, ayrık otları, çimenler ve aklınıza gelebilecek her VARLIK da dahildir. Atomların kendi içindeki döngülerini takip ederseniz SIR olduğunu düşündüğünüz şeyi aramaya ihtiyaç duymayacak ve kendi varlığınızı onurlandırıp yükseleceksiniz.
Yaratıcının özelliklerini taşıdığımızı hissediyoruz. Bugün içinde bulunduğumuz kavramlar ile, hala yaratılıyor olan enerji dönüşümünü ifade edebilmek olanaksız. Örnek olarak, 1 tonluk sıvı enerjinin oluşumundaki, 1 damlayı açıklayabiliyoruz. Düşünceler sınırlı ama zaman ile damlaya damlaya göl oluyor. Düşünceleri kurgularken, kaderimizi yazıyoruz.