Suçtur kadın olmak ve kadın doğmak. Çünkü herkesin sahip olmak istediği bir bedeni vardır onun. Korumak zorunda olduğun bir namusu ve sevmeye yasaklı olan töreleri. Adam gibi adam derler de, kadın gibi kadın demezler mesela, ona sadece taş gibi kadındır, derler. Soğuk olmak zorundadır, hissetmemesi gerekir, iyi gözükmelidir ama öyle çok iddialı da olmaması gerekir. Erkeğin yanında da yerini mutlaka bilmelidir.
Kadın olmak suçtur bu hayatta. Seversin deli derler, sevmezsin kötü derler. Elde ederler basit olursun, elde edemediklerinde konuşmalara meze olursun. Susarsın bir şey bilmiyor derler, susmazsın dili uzun derler. Erkek olmak doğuştan bir güçtür sanki, kadın olmak eksikliktir, güçsüzlüktür derler hep. Eksik etektir kadın. Aklı ermez diyorlar onun için, gözü açılmamalı derler, sırtından sopa karnından sıpa eksik olmamalıymış. Kadın, şeytana açılan kapı imiş çünkü. O kapıyı, kadına açtırmamalı erkek. Oysa erkektir kadını eksik hale getiren, namusunu alıp etek altına iten, inançlarını yok eden. Erkektir bir melekten şeytan yaratmasını bilen.
Kadın olmak eteğini uzun tutmakmış, başkalarının günahlarının bedelini kendisinin ödemesidir. Kadın yüzeyseldir görünürde ve karmaşıktır derler ve erkekten istediği şeylerde. Oysa kadın derindir ve derine dalmasını bilen vurgun yeme ihtimalini de göze alabilmelidir. Cesurdur kadın, erkek gibi tartıp biçmez. Seviyorsa bodoslama atlar, sevdiği için tüm engelleri aşar. Oysa erkek korkaktır. Ne kadının ilgisini kaybetmek ister, ne de ona bir gelecek vaat eder. Yedekte tutar. Daha iyisini bulamazsa elinin altındaki ile idare eder.
Kadın karmaşık gibi gözükür ama istediği üç şey var. Sevgi, Sadakat ve Dürüstlük. Ne yazık ki bunların hepsini erkekte görebilmek çok zor bir mesele. Bir tek şartla olur ancak, “Erkek sahip olduğu erkek egemen sistemini ret ederse…”