Kuşak farkı şu an dünyadaki mevcut durumdur. Bundan elli yıl önce kimse kuşak farkını duymamıştı. Halbuki insanlar binlerce yıldır var. Ama hiçbir toplum, hiçbir kültür, hiçbir medeniyet kuşak farkı yaşamamıştır. Dolayısıyla bu konu ile ilgili anlaşılması gereken birkaç şey var. Bunlar; kuşak farkının nasıl meydana geldiği, ne olduğu ve yansımalarıdır.
Geçmişte çocuklar en fazla on yaşına geldiğinde babalarının mesleğini üstlenirdi. Baba mesleği her ne ise babalarına yardım ederek mesleği öğrenirler ve yaşamları boyunca devam ettirirlerdi. Mesleği öğrenecekleri tek yol babalarına yardım etmekti. Her zaman bir üst kuşak daha bilge bir kuşaktı. Ve yaşça büyük olmak, bilge olmak için yeterliydi. Çünkü bilgi tek bir yoldan gelirdi ve bunun adı tecrübeydi. Ve tecrübe zaman gerektirir. Yaşça büyük olan kuşak daha çok yaşamıştı, bu yüzden daha bilgiliydi ve tek ölçüt buydu. Bu yüzden çocuklar, üst kuşağın aktardığı her şeye inanırlar, kabullenirler ve tereddüt etmezlerdi. Bunun için geçmişte kuşak farkı yoktu, aksine kuşaklar birbirleriyle örtüşürdü.
Çocukların gözünde üst kuşak tüm güce ve prestije sahipti ve böylelikle üst kuşak da emekli olmadan yeni gelen kuşağı işe hazırlardı. Onlar yeni kuşağı kendi ideallerine, ahlak anlayışlarına, adap kurallarına göre şekillendirirlerdi. Çocukların bireyselliğini ortaya koymak gibi bir şansı yoktu. Çocuklar yaşlı kuşağın bir parçasıydı. Peki kuşak farkı nasıl meydana geldi? Bu pek çok faktöre dayanır. Fakat en önemli faktör bilimsel gelişmenin neden olduğu teknolojidir. Artık çocuklar bilimsel gelişmeler sayesinde okullarda eğitim almaya başladılar ve geçmişte öğrenmenin yolu üst kuşaktan geçerken şimdi öğrenme için yeni bir yol açılmış oldu.
Bilimsel gelişmeler pek çok teknolojiye zemin hazırladı ve çocuklar uzun yıllarını okullarda geçirmek zorunda kaldılar. Bilim ilerlemeden uzun yıllar eğitim yoktu, her şey olması gerektiği gibiydi. Fakat bilim ilerledikçe okullarda geçen eğitim süresi de arttı. Uzun süren eğitimden sonra özellikle üniversiteden eve dönen gençlik üst kuşaktan daha bilgili olmaya başladı. Kuşak farkını yaratan faktörlerden biri de budur. Teknoloji ilerledikçe üst kuşakla gençlik arasında kuşak farkı her geçen gün daha da artmaya devam etti. Gençliğin gözünde annesi, babası bilgisiz duruma düştü. Dolayısıyla geçmişte sorgusuz sualsiz kabul edilen saygı devreden çıkmış oldu. Örneğin bir üniversite öğrencisi yeterince zeki ise profesör hocalarından daha çok şey bilir hale geldi. Yapması gereken tek şey teknolojiyi takip edip kendisini geliştirmektir.
Şimdilerde tüm profesörler, öğretmenler, aileler tek bir şeyden şikayetçi. Yeni kuşak onlara saygı duymamaktadır. Ama farkına varmadıkları bir şey var. Saygınlık, gerekçesinin kayıp olması. Bu durumlardan sonra üst kuşak ile yeni nesil arasında iletişim eksikliği oluştu, bundan dolayı uçurum giderek büyüdü. Artık nerdeyse farklı diller konuşur hale geldiler. Bu durumlardan sonra eski kuşak artık saygı beklememeyi öğrenmek zorundadır. Aksine hala saygı görmek istiyorlarsa kuşak farkından dolayı çocuklarına saygı göstermeli ve onlara karşı tutumlarını değiştirmelidirler. Çünkü bu durum gençlerin hatası değildir.
