Tıpkı negatiflik gibi, pozitiflik de bulaşıcıdır ancak her nedense bazıları bu iyileştiren virüsü bünyesine almaktan kaçınır hatta insan o kadar tuhaf bir varlıktır ki böyle süreçlerde pozitiflik saçanlara -deyim yerindeyse- gıcık olur.
Kim bilir belki de pozitif olanlara güvenmediklerinden ya da pozitif olmanın ve öyle kalmanın rahatlığını bilmediklerinden öyle bir tavır takınırlar çünkü akılları bunu kesmez.
Zaten duygular akıl işi değil gönül işidir; onlara pozitifliği gönülden hissetmeleri için fırsat vermek gerekir.
‘Mühürlenmiş yürekler’i açmak zaman alır, sabır gerektirir; böyle durumlarda onları rahat bırakmak, yükledikleri anlamlarla büyüttükleri acıları tek başına yaşamalarına izin vermek uygun bir davranış olacaktır.
Tıpkı matematiksel formüllerde olduğu gibi; negatif ve pozitif -eğer kısmetlerinde varsa- bir orta noktada buluşacaklardır ki bu nötr alandır; orası denge noktasıdır…