Mutluluk; en büyük var olma halidir, engelsiz hareket özgürlüğüdür, korku ve suçluluk duymadan yaşamaktır, içinizden geldiği gibi davranmanıza izin vermektir, yaşamınızı kendi istediğiniz gibi yaratma halidir.
Mutluluk; Rab’bin insanoğlu için istediği en büyük arzusudur. Çünkü mutluluk halindeyken Rab’sal akış içinde olunur ve bu akışta kıskançlığa, öfkeye, nefrete, kötülüklere yer yoktur. Mutlu iken her şeyi, herkesi seversiniz ve herkesle barışık halde olursunuz.
Mutluyken kendi aleminizde olursunuz, bu da yeryüzü cennetini yaşamanızdır. Yaşamdan mutluluk duyarken, korku ve güvensizlik yaşamazsınız.
Peki nasıl mutlu olunur? İçinizdeki varlığın sevgisinin farkına vararak, onunla tamamen bütünleşerek ve bunun tam bir özgürlük olduğunu bilerek. Çünkü özgürlük bu sevgiyle var olur, bundan daha büyük bir sevgi yoktur. Ve tabii ki yaşamdaki her an’ın mutluluk için bir fırsat olduğunu kabul ederek mutlu olunur.
Her an, gelecek yeni an’ı hazırlar. Bu yüzden kendinizi sevmek önemlidir. Ne kadar çok an’ı kendinizi severek ve mutlu geçirirseniz, o kadar çok Rab’sal akışta olursunuz. İçinizdeki Ben’i sevdiğinizde yani gerçek kendinizi sevdiğinizde yalnızca kendi ışığınız da yaşar, yalnızca mutluluk yolunda ilerlersiniz. Ve sevgi tüm varlığınızı kuşattığında, dünyadaki tüm sorunlar güzelleşir, kötü düşünceler ve kötü görünen her şey ortadan kalkar.
Hayatta mutlu olabilmek için size mutluluk veren şeyleri yapın. Her ne olursa olsun, buna kim kötü derse desin, kim yanlış derse desin, siz; sizi mutlu eden şeyleri yapın. Çünkü özde yanlış ve kötü yoktur. Her şey, olması gerektiği için vardır ve olması gerektiği gibidir.
Yalnızca toplum tarafından kabul görme düşüncesiyle yaşayanlar her zaman pişmanlık ve keşkeler yaşayarak hayatlarını sürdürürler. Herkes birilerinin istediği gibi olmayı bıraktığında, tüm tabuları aştığında, kendini sevmeyi ve an’da kalmayı başardığında, özüyle birleştiğinde, mutluluğu ve özgürlüğü bulacaktır. İşte o zaman Yaratan insanda, insan da Yaratan’da var olacak…