Söylemlerimiz ve eylemlerimiz Bir olduğunda ise, tüm alemler ahenkle dans eder…
Tüm çiçek böcek her varlık biz ve Bir olmak için burada… Bir olmak için biz olmalıyız…
Ol’mayı bir şey olmak zannını bırakabiliyor muyuz? Herkesle, her şeyle her şey olmak…
Ol’mak ama ne olmak…
Söylemlerin ve yaptıklarınla Bir olmak…
Çok büyük büyük konuşabilir ve yazabiliriz…Bu söylemlerle yaptıkların Bir değilse; karşı sandığımız karşıya geçebilir mi?
Az, öz, sade, yalın ve net…
Ol’mak kişilere ve bilince göre farklılıklar yaratabilir…Her bilincin o anki var oluşu neyse ona göre şekillenir…Ne bir fazla ne bir eksik…
Tek gerçek dünya; bu dünyanın sınırları…Dünya dışındaki dünyanın sınırları olmasa gerek, sonsuz ve sınırsız olanı nasıl sınırlayabiliriz…
Sınırları ve tanımları yapan bizim kavramlarımız ve zihnimiz mi?…
Sınırları kaldırabilmek ve tüm senleri Bir’leyebilmek…
Görmek inanmaktır derler; ona da inanma…
Gözünle gördüğümüz sanrısı ve inancıyla gördüklerimizin dışında göremediklerimizde var mıdır?…
Şu an hallettik dediklerimizde alınmadan kırılmadan gerçeğin gerçeğini görebilir miyiz?…
Aynaya bakan sen; kendini baktığın anda görebiliyor musun?…
Bakmak ve görmek…
Önce aynada kendimize bakıyor, sonra görüyoruz…
Hatta göz her şeyi görürken kendini göremiyor…
Şimdi bile geçti sen şimdi de olduğunu sanırken…
Su an tamda yaşadığın An…
Zamanı yaratan insan sonrasında içinde hapsolmuş ve bu yarattığı zamanda kaybolmuş…Zaman olmadan burada var olabilir miyiz?…
Evet her şey çok sıcak gerçek ve bazen de acı gibi gözükse de;
Gerçeğin gerçeği güç ve azim ister…Sen sandığın senin hikayen gerçek miydi?…
Sandığın hayat çok uzun gibi gözükse de hepimizin bildiği gibi çok kısa bir An…