Bir şeyi çok isterseniz olmaz. Neden olmaz? Çünkü çok istiyorum demek “bende yok” demektir. “İhtiyacım var” demektir. Her zaman söylediğim gibi ne düşünüyor ne söylüyor ve ne hissediyorsanız, evren sizi onaylar. Bu yüzden ne istiyorsak “istiyorum” demekten vazgeçip o şeyin frekansına kendimizi uyumlamamız gerekir. Bu uyumlanma için de “bende zaten var. Hem de çok var ve ihtiyacım yok.” yayını yapmalısınız. Bunu yapabilmek için söylediklerinize çok dikkat etmelisiniz. Birçok kişi yeteri kadar paraya sahip olamamaktan şikayetçi. Şikayet ettiğimiz şeyi hayatımızda çoğaltırız. Ne dediğinize ve ne düşündüğünüze dikkat edin. Gün içinde sürekli söyle diyorsunuz “Param yok, param bitti. Borçlarımı ödeyebilecek miyim? Ay sonunu nasıl getireceğim?” Bütün bu sözler ve düşünceler endişe dolu ve yokluk enerjisi yayıyorlar. Ve siz hala “Param olsun çok istiyorum ama bir türlü olmuyor neden?” diye soruyorsunuz.
Ne derler bilirsiniz para parayı çeker. Bu söz boşuna söylenmemiştir. Parayı çekmek için paranız olduğunu düşünmeli, hissetmeli, söylemeli ve bunun için şükretmelisiniz.
Bir seansımda maddi durumu gayet iyi bir danışanıma varlık bilincinin gerçekten sağlam olup olmadığını kontrol etmek için: “Bütün mal mülkünüz yanacak ve iflas edeceksiniz 1 liranız bile kalmayacak. O zaman ne olacak?” diye sordum.
Kılı kıpırdamadı ve bana dedi ki: “Allah ne yapar eder, sayısal lotoyu bana çıkartır, yine de beni parasız bırakmaz, benim param hep olur.” İşte varlık bilinci budur! Ve bu bilinçte olduğunuz sürece para, her zaman size gelir. Çünkü bu durumda “benim param var, zaten çok param var, ben çok zenginim, ne kadar harcasam da bitmez, çok şükür.” demektesinizdir. Ve evren sizi onaylar.
Şimdi diyeceksiniz ki parası olan tabii ki bunu rahat söyler bizim de olsa biz de söylerdik. Eh maharet burada başlıyor. Yoktan var edeceksiniz. Madem ki istiyorsunuz kendiniz için yaratacaksınız. Bir kere gözünüz üzerinizde olsun. Ne söylüyorsunuz? Ne düşünüyorsunuz? Ne hissediyorsunuz? Evren şakadan anlamaz. Hiçbir zaman “Param yok, param bitti” gibi şeyler söylemeyin. Var olana odaklanın.
Yaratım için en güzel zaman zihnin sakinleştiği ve aradan çıkmaya hazır olduğu zamandır. Bu zaman da uykuya dalmadan önceki son 5 dakika ve uyandıktan hemen sonraki 5 dakikadır. Bu zamanlarda zihin dingindir ve kendi bilinçaltımıza ekim yapmak için en uygun saatler bunlardır. Bugünden itibaren her gece ve her sabah her ne istiyorsak o bizde varmış gibi şükretmeye başlıyoruz.
“Olmayan şeye nasıl şükredeyim ne kadar saçma!” diyorsunuz değil mi? Şimdi zihninizi ikna edebileceğiniz bir yöntem öğreteceğim. “Bu yaptığım çok saçma!” düşüncesinden çıkmak için sahip olduğumuz şeylere şükrederek başlamamız gerekiyor. Her neye sahipseniz ona şükretmeye başlayın. Ellerim var şükürler olsun, ayaklarım var şükürler olsun, gözlerim görüyor şükürler olsun, çoraplarım var şükürler olsun, ayakkabılarım var şükürler olsun… gibi (Aklınıza gelen her şeyi sayın saçma da olabilir önemli değil yeter ki zihin onun varlığını bilsin ve kabul etsin) sahip olduğumuz şeyleri sayarak kendimizi şükür frekansına yükseltmiş oluruz. Ve bunlara gerçekten sahip olduğumuz için de zihin itiraz etmeden dinler. Şimdi zihni oyuna getireceğiz. Bunları sayarken arada ne istiyorsak onu da sıkıştırıyoruz. Param var şükürler olsun, evlendim şükürler olsun, çocuğum var şükürler olsun, ev aldım şükürler olsun, sevgilim var şükürler olsun, çok mutlu bir aşk yaşıyorum şükürler olsun, sağlıklıyım şükürler olsun ve tekrar olanları saymaya devam kaşlarım var şükürler olsun, kirpiklerim var şükürler olsun.
Haydi bakalım bu geceden itibaren başlayın. Tüm dilekler gerçek olsun. Ve de öyle oldu…
Sevgiyle…
Bu yorumu yazan parasizliktan olmediyse iyidir