Bilinçli farkındalık ile birlikte uzun yıllardır inşasını gerçekleştirdiğimiz egosal benliği fark etmek güzel bir aşama .
Çünkü fark edilemeyen hiçbir şey değişip dönüşmüyor.
Fark edişin yanına dönüşüme talip iradeyi koymak lazım.
Neden? Çünkü onlarca yıldır beslediğimiz hakikatin önünde kalın bir perde olan EGOmuz tüm entrikaları ile direnecek.
Duygularımız ile el bebek gül bebek büyüttüğümüz bu sanal yapı yumuşak karnımızı zaten çok iyi biliyor.
Bu arada bizde boş durmuyoruz değil mi?
Eski ben ile yeni ben arasındaki farkı görebiliyoruz.
Tabi ki çok şey okuduk, dinledik, izledik heybe bilgi dolu …
Ama işler hiç de istediğimiz gibi gitmiyor.
Neden acaba ?
Halbuki fark ettik, değişip dönüşmek de istiyoruz hatta birkaç hamlede yaptık.
Tüm değişim dönüşüm talep ve eylemlerimiz bilinç düzeyimizde kaldı.
Bilinçaltı değişmem Hakikate size geçirmem diye bangır bangır bağırıyor.
Burada artık ortaya koyduğumuz iradeyi güçlendirmemiz lazım.
Tatbikat sahasında diri olmak, duyguların düşüncelerin esaretinden çıkmak, putlarımızı yıkmak gerek .
Bu süreçte tabi ki bilincimiz değişiyor dönüşüyor şifalanıyor ama biz hep Nirvana boyutunu istediğimiz için çoğu zaman bunu bile fark etmiyoruz.
EGO ve ÖZ’ün arasında kendimizden kendimize uzanan bir sırat köprüsünde dengede kalma mücadelesi başlıyor.
Biz değişince EGO da değişiyor ve güçlenen iradenin karşısında yeni stratejiler geliştiriyor.
”Hakikatin karşısında olacağıma yanında olayım onu birazda istediği ile oyalayayım” diyor.
Ne mi yapıyor?
Kapı gibi ego dururken yani duygular doludizgin yol alırken putlara secde eder haldeyken ben O’yum dedirtmeye başlıyor.
BİR’leme adı altında bu sefer ötekileştirme ayrıştırma başlıyor.
Dönüştürülemeyen onca put birleşti üstü örtüldü BEN O’yum oldu.
Yunus Emre nefs terbiyesi için 40 yıl odun topladı, Mevlana tüm birikimini suya attı yeniden başladı.
Biz onların yapamadığı neyi yaptık da o yok bu yok dedik ve hemen O oluverdik?
Ölmeden önce ölmeyi beklerken NEFSte tekrar diriliverdik.
Sadece bilemedik gerçeğin üstünü örttük.
Ney gibi içimizi boşaltıp O’nun gözü, sesi, eli olamadık.
Ama ” O ” adı altında EGOnun çığırtkanlığını yapıverdik.
DESTURRR !!!
insan var olduğu müddetçe ego var olacaktır, sadece ego gömleğinin benliği yakmasına izin vermemek gerek… teşekkürler üstadım…