İçte Mi Dışta Mı? Sevgi Nerede Saklı?

Kendini sevmek ile başkasını sevmek ifadeleri hep karıştırılır. Aslında bu anlam karmaşası “sevgi” kelimesinin yanlış kullanılmasından kaynaklanır. Bir kalpten ve özümüzden gelen sevgi vardır bir de egomuzdan gelen “sevgi” vardır. İnsanlık egonun üzerinde yarattığı duygusallık, beklentiler ve tatmin olmuşluktan alacağı hazlarla kurmuş olduğu tuzaklara düşmüş ve adına da sevgi, aşk demiştir.

Kendini sevmek kötü bir şey başkasını sevmek iyi bir şey olarak öğretilir toplumlarda. Fakat kimse de kendini sevmek gerçekten ne demek, başkasını sevmek ne demek diye bir açıklama yapmaz. Bu tanım da maalesef bencillik, erdemlilik gibi kavramlarla egomuzun tuzağına düşürmüştür bizleri.

Sevgi kalıplar ile oluşmadığı gibi her yaratılmış insanın inkâr edemeyeceği ölçüde özüne yerleştirilmiş doğal olarak onda olan bir niteliktir. Kurallarla, tanımlarla şekle sokmaya çalışarak elde edilecek veya anlamlandırılacak bir şey değildir. Komplike bir şey hiç değildir. Bunu belli yöntemler ve öğretilerle veya oyunlarla da öğretemeyiz.

Sevgi

Sevgi içten dışa ortaya çıkar. Egonun sustuğu yerde sevgi konuşur. Sevgi içinde ortaya çıkmışsa önce kendinden başlarsın sevmeye ve bu dışarıdaki her insana, hayvana, doğaya kısacası varoluşun her zerresine akar.

Sevgi varsa kendini, bedenini, sağlığını, duygularını önemsersin. Kendine karşı sorumluluk hissedersin, fakat bu sorumluluk da zorla değil severek olur. Tıpkı annenin çocuğuna olan sorumluluklarını hiç şikâyet etmeden isteyerek ve severek yapması gibi. Önce kendi kendinin ebeveyni olursun. Kendini bir çocuk gibi seversin, ilgilenirsin eleştirmeden, yargılamadan, kendini olduğun gibi kabul etmeyi öğrenirsin. Bunları önce kendinde başaramamış bir insan asla başkalarında başaramaz. Bu göstermelik, yapmacık bir sevgi olur. Karşımdaki bana (yani egomun ihtiyaçlarına) haz verdiği ölçüde onu severim gibi yine egonun ona ördüğü ağa düşer.

Bu sevgiyi içinde bulamayan kişi ne başkasına verebilir ne de başkasında bulabilir. Onu gerçekten seven bir insanın sevgisini dahi göremez. Bu nitelikleri gelişmemiş bir insanın gözü de gönlü de kördür. Kendi içindeki sevgiyi göremeyen dışarıdaki sevgiyi de göremez. Tanımları birbirine karıştırır. Acı çekmenin, arzunun, tutkunun sevgi olduğunu zanneder. Kısacası dışarıdaki sevgiyi bile görebilmek için önce kendi içindeki sevgiyi ortaya çıkarabilmeli kişi. Her şeyde olduğu gibi kişi dönüp dolaşıp yine kendinden başlamalı.

Yazar Hakkında

Çağla Meydan,1980 yılında Türkiye’nin İzmir şehrinde doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini TED Kolejinde aldıktan sonra, üniversite eğitimini Ankara’da Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin Maliye bölümünde 2002 yılında tamamladı. 2003 yılında, New York’a taşınarak Amerikan vatandaşı olup orada mesleğini icra ederken, diğer taraftan da Muhasebe ve Finansal Yönetim üzerine Master diplomasını aldı. Bir süre sonra da New York lisanslı Certified Public Accountant (Yeminli Mali Müşavir) olarak kariyerine devam etti. Manhattan’da finans sektöründe geçirdiği dokuz yıllık iş hayatının ardından, 2012 yılında Türkiye’ye dönerek İstanbul’a yerleşti ve uluslar arası çapta denetim, muhasebe, vergi ve danışmanlık hizmetleri veren en büyük dört şirketten (‘Big Four’) biri olan KPMG’de çalışmaya başladı. Akabinde kendi açtığı kredilendirme ve danışmanlık şirketini yönetmeye başlayarak sektörde kısa bir süre daha devam ettikten sonra asıl yaşam amacının bu olmadığı hissiyatıyla, on üç yıllık kariyerini terk ederek hayatına yeni bir sayfa açıp gönlünde gerçekte neyin yattığını keşfe çıktı. Resim ve müzik gibi sanatsal yeteneklerini geliştirirken, kalbinden taşmaya başlayan şiir ve sözleri de kaleme alıyordu. 2016 yılında, eşiyle tanıştıktan hemen sonra hayatlarını birleştirdiler. Evlendikten sonra tekrar Türkiye dışında yaşamaya başladığı süreçte, hayata dair giderek derinleşen anlayışıyla, bu yolda yıllardır biriktirdiği izlenimleri ve içselliğiyle olgunlaşan hislerini, makale, sayısız şiir ve sözlerle ifade etti. Bunlardan bir kısmı Türkiye’de bazı magazin ve dergilerde yayınlandı ve sosyal mecralarda paylaşıldı. Hayatının bu safhasında, spiritual ve içsel çalışmalarının yanısıra anneliğe de adım atarak var oluşun ve var etmenin getirdiği yeni bir olgunlukla ilk romanı olan Sarvan - Kaşif ve Usta Süvari’yi tamamlayarak Türkiye’de bir yayınevi tarafından yayınlattı. Devam eden süreçte ikinci romanı olan Al Tan - Yaşam Meşalesi’ni tamamladı.

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir