Gerçek Görülmeyecek Ölçüde Sade ve Basit

Kişi gerçekliği bulmak için tüm hayatını adasa da eğer aradığı yer ve yöntemleri yanlışsa boşa kürek çekmiş oluyor. Sonunda da daha çok kafa karışıklığı ve içsel boşluk hissiyatıyla kalıveriyor.

Nedir gerçekliği arayanın düşündüğü? O zannediyor ki hayat entelektüelliği kullanarak çözülmesi gereken bir bilmece, bir oyundur. İnsan beyni ve egosu bu şekilde çalışır, kişinin vaktini ve enerjisini hiçbir zaman çözülemeyecek bu oyunlarla çalar. Bir bilmece başka bir bilmece, bir soru başka bir soru doğurur. Kedinin kuyruğunu yakalamaya çalışması gibi aynı noktada döner durur.

İnsan aklı, karmaşayı ve çetrefilli yolları sever. Aslında kişinin aradığı gayet basit olan gerçeklik yerine kendisini oyalayacağı bilmecelerdir. Gerçeklik bu kadar kolay ve basit olmamalı diye düşünür. Oradan oraya koşturur, yoldan yola atlar, hep dışsallıkta bulmaya çalışır. Tüm öğretiler, new age yöntemleri, dinler, kişisel gelişim yöntemleri, felsefe vs. insanoğlunun içindeki boşluk hissiyatından ve gerçeği bulma arzusundan ortaya çıkmıştır. Gerçeği bulmak bu kadar kolay olmamalı çünkü, tüm vaktimizi bize sundukları şekilsel şartlara uyarak geçirirsek (hacca gitmek, dağa çıkmak, spiritüel mekanlar, çeşitli öğretilerin sunduğu şartlar, ritüeller vs.) belki gerçeği edinebiliriz diye düşünürüz.

İnsanoğlu var olduğundan bu yana hep arar, gizemli şeyleri, anlayamayacağı şeyleri sever. Ve bu yüzden hep labirentin içinde döner durur ve sözde aradığı gerçeklikten daha da çok uzaklaşır. Çünkü asıl aradığının haricinde gereksiz tüm işlerle uğraşmıştır. Artık bu oyundan yorulanlara bir gün gerçeğin kapısı açılır. Çünkü onlar kapıyı çalanlardır. Çünkü onlar gerçek arzu oluşturanlardır. Görürler ki tüm gerçeklik aslında içimizde, dışımızda değil. Kişi asıl olanı kendi içselliğinde arayıp ortaya çıkardığında görür ki Cennetin krallığı orada, buradaki her şey içimize yerleştirilmiştir. O’nun mekanı bizim kalbimizdedir.

Gerçek Görülmeyecek Ölçüde Sade ve Basit

Güneşin tozları üzerimize düştüğünde

Kalkacaktır Perdeler!

Aydınlığın zerresi tene değdiğinde,

Kalkıverir göze düşen perdeler.

Gökyüzüsün sen! Bulutlarında saklı düşünceler.

Bulutların olmadığı bir gökyüzünde, sadece bilinç ve güneş nüfuz eder.

Bırak, güneş düşürsün tozlarını üzerine,

Aç perdelerini, bulutsuz bir gökyüzüne!

Ç.M.

 

 

K/Gör!

Fani gözlerle, kör olmuşuz demek,

Gönülden görmek gerek,

Dillenmeli, yazmalı, çizmeli bu yürek!

Ç.M.

 

Yazar Hakkında

İzmir doğumlu Çağla Meydan, Ortaokul ve lise yıllarını İzmir TED Kolejinde okuduktan sonra üniversite eğitimi için Ankara’ya gitti. 2002 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin Maliye bölümünden mezun oldu. 2003 yılında, New York’a taşınıp orada yaşadığı dönem içerisinde mesleğini icra etmeye başladı. 2008 yılında, Amerikan vatandaşlığını elde etmesinin akabinde New York’ta Muhasebe ve Finansal Yönetim üzerine Master eğitimine başladı. 2010 yılında aldığı Master diplomasının hemen ardından girmiş olduğu yeminli mali müşavirlik sınavlarını başarıyla geçip kariyerine New York CPA olarak devam etti. Manhattan’da finans sektöründe geçirdiği dokuz yıllık iş hayatının ardından, 2012 yılında Türkiye’ye dönerek İstanbul’a yerleşti ve Uluslar arası 4 Büyükler’den biri olan denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sağlayıcısı KPMG’de çalışmaya başladı. Akabinde kendi açtığı kredilendirme ve danışmanlık şirketini yönetmeye başlayarak finans sektöründe kısa bir süre daha devam ettikten sonra yaşam amacının bu olmadığı hissiyatıyla, mesleğini ve sektörü terk edip hayatına yeni bir sayfa açarak gönlünde gerçekten neyin yattığını keşfe çıktı. Gerek New York'ta geçirdiği yıllarda işten arta kalan zamanlarda, gerekse Türkiye'ye döndükten sonraki süreçte Kundalini Yoga, meditasyon, reiki gibi spiritüel çalışmalarda bulundu. Resim ve müzik yeteneklerinin üzerinde çalışırken gönlünden akmaya başlayan şiir ve sözleri de kaleme almaya başladı. Hayatının bir evresinde kadim öğretiler üzerinde çalıştı. 2016 yılında, eşiyle tanışmasının hemen ardından hayatlarını birleştirdiler. Evlendikten sonra tekrar yurt dışında yaşamaya başladığı süreçte, hayatın giderek derinleşen anlayışıyla ve bu yolda yıllardır biriktirdiği izlenim ve içselliğiyle gönül kabından taşan hislerini, makalelerini, sayısız şiir ve sözlerini paylaşmaya başladı. Makalelerinin bir kısmını Yuvaya Yolculuk Dergisi’nin yazarı olarak 2017 yılından bu yana yayınlanmaktadır. Ayrıca astroloji bilimine olan ilgisinden dolayı 2017’den beri Vedik / Hint Astrolojisi üzerine çalışmaktadır. Hayatının anne olduktan sonraki safhasında var oluşun ve var etmenin getirdiği yeni bir olgunlukla iki kitaplık bir roman serisini tamamlamıştır.

Benzer yazılar

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x