Şaşkınlık

Şaşkınlık (hayret) duygusunun ne kadar güzel bir duygu olduğunu ve bize ne kadar çok katkı sağladığını insan olgunlaştıkça daha iyi anlıyor.

Şöyle ki, verdiğimiz eğitimlerde bu duygular derinlemesine işleniyor. O eğitimlerin birisinde şaşkınlık için şöyle bir ifade geçiyor: “Bir ergende şaşkınlık duygusu tam açığa çıkamaz. Çünkü henüz tam oluşma aşamasındadır.” Bir fert olgunlaştıkça, deneyim sahibi olup zihninde veriler çok oldukça bu duyguyu kullanabilecek hale gelir. Aksi halde bu duygu ortaya çıkacak bir zemin bulmazsa kendisini gizler.

Kendisinin gizlediği durumlarda da bizim dışarı verdiğimiz reaksiyonlarda çok sıradan ve basit hale gelir. Bu basitlik bizi bir süre sonra gelişmeye kapalı bir dünyaya hapseder. Buradan çıkamayız. Ve belli melekelerimizi de kaybetme noktasına geliriz. Mesela; insanda çok önemli olan tefekkür etme, akletme, bağlantılar kurma, birleme ve merak etme gibi. Bu melekelerimiz ile bizler insan olmanın gereğini hakkıyla yerine getiririz.

şaşkınlık
Tefekkür ederek; derin düşünmeyi gerçekleştiririz. Derin düşünen bir kişi her olayın manasını araştırır. Yaratıcı’nın hikmetlerini görür. Bunlardan kendisine çok büyük dersler çıkarır.

Sonra akleder. Akıl ile düşüncelerden gelen verileri sorgular. Neden sonuçlarını hesapler. Olasılıkları değerlendirir. Nelerin faydalı nelerin zararlı olabileceğini belirler. Zihinde bağlamalar yapar. Ve bir karar alır.

Sonra bu aklettiği şeyler arasında kurduğu bağlantıları geniş networküne de bağlar. Yani parça parça olan nakışları büyük parça ile birleştirir. Birbirine sıkı sıkıya bağlar.

Sonra bu parçaları bir tek haline getirir. Ve o birden bütün hayatının resmini görür. O birlik ile hayatına anlam ve mana katar. Hayatı çok kolaylaşır. Belirsizliklerin yerine eminlik ve güvenlik alır.

Sonra birlik ile iç huzuru oluşturur. Ve başlar merak etmeye sahip olduğu güzelliklerin nerden geldiğini, nasıl oluştuğunu, nasıl daha fazla güzellik görebileceğini, nasıl keşifler yapabileceğini. Araştırır, inceler, sorgular ve sürekli öğrenir. Öğrendikçe merakı da daha fazla artar.

Başlar; daha fazla sırları keşfetmeye, çok özel bilgileri elde etmeye.
Görür; kemalatını.
Elde eder; yeni becelerini.
Hayret duygusunu bu şekilde kullanarak hakiki hazinelere sahip olmanın ayrıcalığını yaşar.

İşte insan “şaşkınlık” ile bambaşka alemlere açılan kapılara ulaşır. O kapılardan içeri girerek kendi alemini de zenginleştirir.

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir