Kimi zaman en tepede uçarak yaşarsın hayatı, kimi zaman basar ayakların yere. Bazen de toprağın altında vurursun dibin dibini. Sana ne olduğunu ne sen bilirsin, ne de kimse seni anlar…
Toprağın altında sürünen solucan mısın, yerde gezinen karınca mısın, yoksa havada uçan bir kuş musun? Belki de ayakta uyuyan bir insansın, ya da her şeyi Yaratansın. Kuş ruhtur, karınca zihindir, solucan bedendir… Ruh uçar, zihin çalışır, beden sürünür. Uyan artık! Kim olduğunu hatırla… O’na göre davran!
Kuşlar sürünmeye, solucanlar uçmaya çalışırsa karıncalar ne yapar? Ya insan! Hem yürüyen, hem uçmaya çalışan, hem de yer altında sürünen insan için ne denir? İnsan zihinle düşünür, hayvan içgüdüyle hareket eder. Doğaya bakın düzeni fark edeceksiniz!
Albert Karako, Kuledibi’nde başlayan hayat yolculuğunu Alper Karaköy olarak devam ettirmek zorunda kaldığında, geçmiş hayatını sorgulayacak ve tek bir olay, tek bir gün sayesinde tüm yaşamı değişecek ve Vakitsiz Kaybedenlerden olacaktı.
Kendisini sevmek için bütün nedenler tükendiğinde “Ben beni seviyorum; ya sen beni seviyor musun?” sorusunun cevabını bulacaktı!
Eddi Anter‘in yeni kitabı Vakitsiz Kaybedenler çıktı…