Ah Zihin

Ah zihin ah! Ne yapsam seni?

Dağlara taşlara mı vursam?

Yoksa sımsıkı sarılıp koynuma mı alsam?

Bu rüya alemi sensiz olmuyor.

Üç boyutlu, beş duyulu ikilik alemi sensiz seyir edilmiyor.

Nasıl bir şeysin sen?

Nasıl girdin kanıma da yıllarca ben zannettirdin kendini?

Tuttun ellerimden sürükledin kendinle beni.

Sonra da araya bir mesafe, bir resmiyet koydun.

Her kötülüğün, her acının, her öfkenin, her kinin altından birer birer sen çıktın.

Savaştık seninle, yaka paça, tekme tokat, kaldık soluk soluğa.

Kazananı belli olmadı be zihin, hep bir şekilde sıyrılmayı bildin.

Sonra seni kendimden uzak etmeye çalışırken seninle ne kadar yakın olduğumu anladım.

Ne bileyim, sen bendendin sanki .

Bu yakınlık hissi ile savaş dansa dönüştü.

Önce tango, sonra vals, sonra daha yumuşak, lirik bir dansa uzanan.

Seni görüp, senin hamlene en uygun ritimle cevap veren oldum.

Nasıl oldu bilmiyorum ama sen sevimli gelmeye başladın bana.

Seni fark etmek beni korkuturken seni tebessümle karşılamaya başladım.

Seninle “Geldin mi? Hoş geldin ama ben de buradayım ve kendimdeyim. ” dedirten bir diyaloğa girdik.

Yani sen bende olanı bana gösteriyorsun.

Ben de evet fark ettim, olanı reddetmiyorum diyorum.

Hatta kendini bana gösterdiği ve onu dönüştürme şansı verdiği için gelene teşekkür ediyorum.

Ah can zihin!

Ben ektiklerimi karanlığımda sakladım.

Sen de dışarıda yeşertip bana gösterdin.

Beni kendimle yüzleştirdin.

Biliyor musun zihin?

Ben seni kendimde izlerken şimdi başkalarında da görüyorum.

Senin tesirinde sürüklenenleri görüyor; bir şey yapamıyorum.

Biliyorum ki senin tesirinde oluşan karanlık ancak kişinin kendi ışığı ile aydınlanıyor.

Sen kendini sevdirdiğin gibi artık senin tesirinde olanları da bana sevdiriyorsun.

Kızamıyorum senin büyünle kendini kaybedenlere.

İçimden sıcak bir şefkat yayılıyor, çetin bir ceviz görüyorum ısrarla kırılmak isteyen.

Ah zihin bilmiyor muyum sanıyorsun?

Kendimde de başkalarında da görsem seni, göstermek istediğin hep ben.

İçimdekiler senin ellerinle saçılıyor, olanı bana gösteriyorsun.

Her gösterdiğini doğru okuduğumda şifa geliyor ve sana bir tık daha yaklaşıyorum.

Sanırım en sonunda birbirimizin kollarında eriyeceğiz…

 

 

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir