Figen Tekkol

Figen Tekkol1964 İstanbul Kasım ayında doğdu. Öğrenim dönemi sonrasında 25 yıllık iş hayatının başlamasıyla 10 yıl çalıştığı Kets Kominikasyon Şirketinden 2000 yılından ayrılarak Art Etilerde sanata olan yolculuğu başladı. Bir evlat sahibi olan sanatçı 3 Kişisel Sergi ve 20 karma sergi ile kendini ifade yöntemini seçerek öğrencilerine de keşfedilmemiş o güçlü ifadelerini ortaya çıkartmalarına vesile olmayı seviyor .

Halen Art Etiler de sanatsal faaliyetler eşiliğinde çeşitli dersler vermekte ve küçük bir cafe işleterek atölye sahipliği yapmakta ve bunun yanısıra profesyonel iş hayatına ;

.. EFTHİMİOU Bros. Türkiye Danışmanlığı 2002-2023
.. ArtTalent Sanat Yönetmeni 2019-2020
.. Yeni Yaşam Okulu ( Gönül Bağı ) 2011-

1999- 2000 yılında yaşamış olduğu bir takım sıkıntılar ve bir kayıp sonrası yaşadığı rahatsızlıktan dolayı (Hep mi Ben..? )
dediği noktada kendi zihninin ona yaşattıklarını anlamaya başlamasıyla birlikte açılan kapıdan içeri adımı atmakla başladı farkındalık yolundaki süreci…

İnceden inceye içinde tortuları bulunan elyafın ipliğe dönüşümü gibi hayata hazırlan dediği noktada ise ; bir niyeti doğrultusunda karşısına çıkan Cenk Sabuncuoğlu’nun Ruh Zihin Beden eğitimleri ve seanslarıyla elyaf ta bulunan tortuların tek tek ayrışmasıyla iplik olmanın ve geçişlerin kolaylıkla yön bulması için tüm çalışmalarla birlikte bir kapı daha açıldı yeryüzünden gökyüzüne süzülen…

Sadece bir kelimeyle neden olmasın dediği noktada Farkındalık yolculuğu Yeni Yaşam Okulu Cenk Sabuncuoğlu ile 14 senedir Yeni Bir Yaşam Öğretisi kapsamında eğitimlerin içinde olmaya ve aynı yolda yoldaşlığına devam etmekte…

Yapmış olduğu resim çalışmalarında yağlıboya ve yoğun spatula çalışmalarını sevmekle birlikte realist çalışmalarında kendisine has renklerle çalışmayı sevmektedir.

Saf anlamına gelen ve Latince’deki Navitus sözcüğünden üretilen naïf sözcüğü ile anlatılmak istenen çocuklar !!!…
Çocukları resmederken onların yüz ifadeleri ve kimlikleriyle kimi üzgün, kimi mutlu çocuklar,alıp götüren, düşündüren, sorumluluklarımızı hatırlatan çocukları vurgulamak istemiştir.

Sanatçı “ Eller” adlı konunun etrafında yoğunlaşma fikrini edinirken insanın duygularını gösteren en önemli parçalarından birine “Eller”’e değinmiştir.

Onlar sarılan ,dokunan, çalışan, konuşan parçalarıdır insanın…

Sanatçının resimlerindeki eller de bu kimlikle o kadar göze çarpar ki resimlerine her bakışınızda bir aile, yalnızlık, bir yaşanmışlık kısaca bir hayat görebilirsiniz… Bizleri hayatı armağan eden eller ,Emekçinin elleri ,Sanatçının elleri, Yaşanmışlığın izlerini taşıyan eller,Yıpranmış eller ,Hayatı, mücadeleyi, toprağı anlatan eller ,Öpülesi eller .. kendi uslubü ve dokularıyla renkleriyle arayışları ile tuale yansıtmayı başardığı Eller …İnsanın kimliğidir eller…

Sanatçının çalışmaları bir yanda emeğin ve yaratıcılığın sembolü olan “ Eller ” diğer yanda masumiyetin sağlığın ve doğallığın sembolu olan “Çocuklar” da yaşanmışlıkların bir özeti gibidir.

Yaşamına geçirdiği Yoga, Dans ve kürek sporu ile bedenin, nefes ile uyumunu keşfediyor , keşfettikçe daha derinlere inmenin keyfi ile yoluna devam etmeyi seçiyor, temiz beslenmeye özen göstererek alkali yemek alternatifleriyle bedenine gereken desteği verme konusunda hayatına getirdiği düzeni iş yaşamına da aktive ediyor.

Tadımdık sohbetlerle 2018 yılında başlattığı sohbet temelli kendine has tarzıyla Farkındalık sohbetlerine temiz beslenme konusu ile de destekleyerek bu alanda kendine farklı konsepte alan açma çalışmaları devam etmekte..

Yenilendikçe ışığın değişime inanıyor ve atılan her adımda bir tortu daha çözülüyor kendi hayat sıkalasında. Tecrübelerini yazılarıyla da dile getirmeyi seviyor.

Ertelenecek zaman yok, kendine geç kalmak istemiyor keyfini çıkara çıkara, seçimleri kendisine ait,kendi şarkısına,kendi müziğine eşlik ederek, kendi dans figürlerini yaratarak dışarıdan nasıl göründüğünün önemi olmadığını idrak ederek gerçek özgürlük ve gerçek yaratıcılığını deneyimlemeyi derinden ve koşulsuzca kalbi ve ruhuyla bir bütün olarak yolculuğunu gerçekleştirme çabasında…

Yazarımıza ait tüm yazılar;

Figen Tekkol