“Jaguar Öğretileri” yazımı takiben aldığım onlarca güzel mesaja ve özellikle ‘“Ritüel” nedir?’ sorusuna cevaben bu yazıyı yazmaya niyet ettim…
Yazımın özü ve dolayısıyla son cümlesi, okuyan herkesin ülkemiz için niyetlerini kozmik olarak anlamlı biçimde ifadeleri içindir…
“Ritüel”, çağlar boyunca pek çok inanç sistemi içerisinde yer almış uygulamalara verilen genel addır.
Ritüel ve seremonilerin, fiziksel dünyamız ile ‘her şeyin mümkün olduğu’ varsayılan ruhsal âlemler arasında köprü kurma “niyet”ini odaklamaya yarayan etkin bir yöntem olduğuna inanılmıştır.
Ve burada “niyet” sözcüğünü, “Jaguar Öğretileri” yazımdan bir paragraf ile tekrarlamak doğru olacaktır:
“…Enerjinin nasıl kullanılacağı, nasıl yönlendireceğini belirleyen niyet’tir. Niyet, Kozmik yasaların özüyle uyumlu olan ve her zaman asıl yaratıcı kaynağa dönen ruhsal ağ enerjisini taşır; dolayısıyla içeriği sevgidir. Kötü niyet “kozmik niyet” değildir; sevgi taşımadığı için ancak yollayana geri dönebilir; bu nedenle halk arasında “beddua etmeyin, başınıza kötü iş gelmesin” dendiğini biliriz. Şaman öğretisinde ilerleyebilmenin özü bu kozmik hukukun anlaşılması, kendi sevgi esaslı ruhsal kimliğinin uyandırılmasıyla mümkündür. Bu uyanış ile birlikte o güne kadar uyur haldeki duyular uyanmaya başlar; içerisinde yaşanılan ve tümüyle bağlantı halinde olunan kozmik ağda aktifleşir…”
Ritüel”i tanımlamak için, “yüksek gerçeklikler aleminin kozmik gücünü uyandırarak, bu gücü kendi ruhlarımızın derinliğinde var olan öz gücümüz ile uyumlamak amaçlı bir tür duadır” da diyebiliriz…
Bu yüksek gerçeklikler aleminde var olduğuna inanılan güçleri temsil için çağlar boyunca tanımlanmış “arketipler”, niyetlerin gerçekleştirilmesini sağlayan imgeler olarak tanımlanmıştır: tanrıçalar, melekler, azizler, erk hayvanları, atalar…
Oysa bu arketipler aslında bizlerin, her insanın, birer parçasıdır.
Her ne kadar insanlar bu güçleri çağırmak ve niyetlerini gerçekleşmesinde yardımlarını istemek amacıyla ritüeller uygularsa da, esasen cereyan eden şey çok anlamlıdır: Ritüellere (inançla) başvuran insanoğlu aslında kendi cevherini açığa çıkarmaktadır. “Alkemi” kendisidir.
Faydalandığı, beklediği mucizelerin oluşma potansiyelinin sebebi şamanik öğretinin esası ve az anlaşılanıdır ve çok önemlidir:
Bu mucizevi yarar, kişinin niyetinin, samimi saygısının ve ruhunun derinliklerinde taşıdığı evrensel sevginin açığa çıkmasıdır.
Uyandırmaya çalıştığı yüksek enerjilerle rezonansa giren kendisidir. Böyle bir sevgi dolu uyumlamayla kendi niyet ve arzusunun gerçekleşmesine kendisi yol açmaktadır. Yani aslında kendi gerçekliğini kendisinin yaratmaktadır.
İster evde, ister doğada bir “altar” oluşturmanın muhteşem tarafı, kutsal olanı kutlamaktır. Bizi var olan Her Şey ile birleştiren sonsuz bağ iplerini hatırlamaktır. Kutsal anlamlı bir ‘altar’ın nasıl hazırlanacağını bir sonraki yazımda anlatmaya gayret edeceğim…
Şimdi hepimiz kendi derin ve saygın ruhlarımızın sesini duymaya çalışarak, inandığımız güçleri samimiyetle çağırarak, bu yalnız ve güzel ülkemizin suskun ve çaresiz hisseden tüm fertleri için… şamanik güçlerimizi aktive etmeye; inandığımız şeyler için sevgi gücümüzü yükseltmeye; ‘anlamlı mücadelenin bize bahşedilmiş insan vasfı olduğunu bilerek, barış için anlamlı kuvveti bulmamıza niyet edelim…