Hatırla! Nedir senin hikâyen hiç düşündün mü?

Kaybolmuşuz nicedir zamansız yollarda. Kâh unutur kâh hatırlarız geçmiş hikâyelerimizi. Yaşanmış her hikâye, kendi bilinmezliğini sunar önümüze. Bizler her defasında kaybettiğimiz yollarda arar dururuz kendimizi.

Nedir senin hikâyen hiç düşündün mü? Ne vakit başladı arayışın? Hangi yollardan geçip, geldin bugünlere? Kendinle olan kavganı bitirip, vardın mı sonsuz huzura? Ne vakit düştün bilinmez yollara hatırlar mısın? Sen ve ben arar dururuz kaybettiğimiz uzak hatıraları. Bizler gerçekliğini unutanlarız her defasında. Bizler saklı sırlarını hatırlama arzusuyla, nicedir yol alanlarız.

Hatırla! Nedir senin hikâyen hiç düşündün mü?

Perdelenmiş bilincimizle, uykuyla uyanıklık arasında kalmışız bu boyutsal âlemlerde. Ne gördüklerimiz gerçek, ne işittiklerimiz belki de. Bizler nicedir rüya içinde rüya yaşayanlarız. Rüyalarımızla avunup, gerçekliğimize gözümüzü kapatanlarız… Şimdi hatırlama zamanı. Uyan gerçekliğine ve hatırla! Neden düştün bu yollara? Nerede başladı yolculuğun? Nereye varır nihaî yolun?

Yaşam yolculuğunda nice duraklar vardır. Her dönemeçte yollar hakkınca ayrılır. Özgür iradesiyle yürüyeceği yolu seçen bizler… Nihayetinde karanlık ve aydınlık yollarla ayrılanlarız. Serilir önümüze kader planlarımız. Gökyüzünün incileriyle kurulmuş zaman döngüsü. Bizler düşlerimize inip, duygularımızla yol alanlarız. Bizler beden örtüsünü giyinmiş, ezelî olanlarız. Özünde taşıdığın kudreti hatırlarsan eğer, yırtıp atarsın perdelerini.  Uyan gerçekliğine ve hatırla bir an evvel. Ey yolcu sen kimsin? Nereyedir yolculuğun?

İnsan duygularını dizginleyip, aklı ile muhakeme edebilmeli olanları. Deneyimleriyle öğrenip, sezgileriyle harmanlamalı tüm öğrendiklerini. İnsan olmanın erdemlerini giyinip üstüne, evrensel ilkelerle yol almalı sonsuz âlemlere. Yerde ve gökte yalnız olmadığını bilen, aldanır mı hiç sunulan kurgulara. Düşler diyarında bilinir ki perdelenmiş çoğu gerçek. Kalp gözüyle görene, aralanır elbet perdeler. Serilir önüne yalan ile gerçek.

Özgürleş duygu ve düşünce kalıplarının esaretinden. Çıkmazsan kalıpların dışına, tekrarlar durursun aynı döngüleri. Deneyimlerindir sana hakikatini öğreten. Sen deneyimlerinin öğretileriyle gelişen, dönüşen ve ilerleyensin yolunda. O vakit bir daha düşün, ne öğretir deneyimlerin sana? Hangi duygu ve düşüncelerinin esaretindesin çoğu zaman? Yaşam yolculuğunda neleri öğrenmek için yola koyuldun? Hangi dönemeçlerde savrulup kayboldun? Hangi gerçekliğe uyandın? Kendindeki hangi sırları hatırladın?

Bu âlemin zorlu sınavlarıyla hızlanmış zaman döngüsü. Yolculuğunda olan niceleri derin uykusundan uyanmış… Kalkınca perdeler görünür olmuş tüm yollar. Ruhsal yolculuğunda olan niceleriyse, bilgelikle yürümekte sonsuzluğa giden yolda. Tüm evrenin bilgileri sırlanmış, insanın özüne. Ve insan kendinde saklı bilgileri hatırladıkça, kaldırır perdelerini.

O vakit uyan ve sende olanı hatırla! Derler ki hasat vakti…

Öyleyse uyanma zamanı değil mi sence?

www.senayzuhur.com

 

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Murat Tali
Yönetici
1 Aralık 2022 14:14

Yazıyı okudum, bir daha okudum, tekrar okuyamadım çünkü yazıyı okurken ne çok kaybolmuşluk taşıdğımızı fark ettim. Hatırlamamız gereken şey o kadar basit ki biz onu bile süsleyip püsleyip, tanrısal bir hava katıp uzaklaştırıyoruz kendimizden. Halbuki hatırlamamız gereken tek şey “Kim” olduğumuzdur. Onu bile beceremeyecek kadar uzaklara gidiyoruz. Birilerinin kapısını çalıyoruz ve bize kim olduğumuzu hatırlatmasını istiyoruz, onun deneyimiyle ve öğretisiyle, onun yoluna düşüyoruz ve yine onun öğretisindeki BEN haline dönüyoruz. Orada bile bulunan bir Ben, Kimsin sen? sorusuna alınan net bir yanıt yok. Sahi, BİZ KİM’iz? Hatırlamamız gereken şey gerçekten BİZ isek, bunun için kocaman duvarlar ören Kim oluyor? ya da ona inanan!!! Yüreğine sağlık Şenay Hocam…

1
0
Would love your thoughts, please comment.x