Günlerdir ülke pedofili, sapıklık, kadın cinayetleri ve şiddet haberleriyle sarsılıyor. Haliyle yüzyıllardır içimizde ehlileştirmeye çalıştığımız hayvani dürtülerimiz, nefret ve öfke tavan yapmış durumda. Eskilerin bir lafı vardır, “Allah şaşırtmasın” diye. Gerçekten bilinçli kesimin bile şaşırmasına ramak kaldı. Okuduklarımızı, gördüklerimizi artık sindiremiyoruz!!!
Peki tüm bu iğrençlikler bize kendimizle ilgili neyi aynalıyor sizce?
Bir cafe’de yanında pusette bebeği duran eşine ölümcül darbelerle vuran adama(!) hiç düşünmeden saldıran sarı gömlekli kadının cesaretine, duruşuna hayran kaldık. Instagram hikayeleri “sarılı kadını” ayakta alkışlayanlarla doldu taştı. Çoğunluk şöyle yazmış, “Helal olsun ne taşşaklı kadın!” Maşallah pek bilinçliyiz, hak, hukuk, adalet ne ararsan bizde! Ama koca ülkenin bir taşşak mevsuzundan bu hale geldiğini idrak edemedik hala. Hala nesini anlayamıyoruz şu taşşağın insan olabilmeye olumlu veya olumsuz bir etkisi olamadığını? Sarılı kadın taşşaklı filan değil arkadaşlar, basbaya cesur ve adalet duygusu gelişmiş bir insan. “Helal olsun” de, “cesaretinin önünde saygıyla eğiliyorum” de… Türkçe çok zengin bir dil, buluruz bir şey elbet. Taşşak ne ya???
Bu dünyada küfür etmeden hayatta kalmak artık çok zor. Bir tür deşarj olma yöntemi, psikolojiye anlık yardımı dokunduğuna inanıyorum. Ama kadına şiddete canla başla karşı çıkarken, ilk ağzımızdan çıkan küfrün anayla bacıyla ilişkilendirilmesi arazındaki tezatlık hiç mi rahatsız etmiyor bizi?
Elimizde değil, nesiller boyu zehirlenmişiz ve içimize işlemiş yıkıcı ataerkil sisteme yenik düşüyoruz bazen. Bilinçli değil, alışkanlıktan! Ama kendi ağzımızdan çıkanın bile bilincinde olmaktan hala çok uzağız!
Biz tutarlılık istiyoruz artık! Başımıza ne geliyorsa dediğimizle yaptığımızın bir olmamasından geliyor.
Peki ya ultra bilinç seviyesi yüksek, “Şortum, eteğime kimse karışamaz” diyen güçlü (!) kadınların, anne olduklarında, kucaklarındaki 3 aylık bebek için “Çok canlar yakacak benim oğlum teyzesi” deyişleri? Gerçekten mi? E abla senin canını çok yaktılar ya evlenmeden evvel? İyi miydi, hoşuna mı gitti? Senin oğlunla ilgili hayalin gerçekten o adamlara benzemesi mi? Pes!
Gelelim kadına şiddetin sosyal medyadaki bayrak taşıyıcıları olup “Ghosting”iyle gurur duyanlara. Çok yazıldı çizildi ama bilmeyenler için “Ghosting”in ne olduğunu açıklayayım. Biriyle tanışıyor, hoşlanıyorsunuz. Keyifli vakit geçiriliyor. Mesajlaşmalar, kibar tavırlar, yemeğe gitmeler, flörtler vs… Sonra ilişki bir sonraki boyuta geçiyor. Romantik geçen bir gece ve ardından Bum! Herif ortada yok. Mesajlar kesiliyor, telefonlar kaput. Adeta bir hayalete dönüşüyor. Ara da bulasın adamı! Yani çağımızın “Tecavüzcü Coşkunu”! Eğitimler aldık, para kazandık filan ya hani; artık çok bilinçliyiz. Gidip kadına zorla tecavüz edecek halimiz yok! Onun yerine “kaliteli düzgün insan rolleri, aşık olmuşuz gibi filan da davranırız, hatunu düşürürüz, sonra ertesi sabah telefonları açmayız. Kız biraz arar eder sonra anlar bırakır peşimizi”! Baya tecavüz bu!!! Yok hiç egzajere etmiyorum inanın! Sizin dilinizle söyleyeyim; “azıcık taşşağınız varsa kadınla yatmadan önce söyleyin sadece tek gecelik bir macera aradığınızı”. Kadın da aynı arayıştaysa perfect match! Son derece mantıklı! Kimse karışamaz! Yüksek eğitim seviyenizle “Ghosting” diye taktığınız havalı isimler sizi bir kadını sevişmek için kandırdığınız gerçeğinden kurtarmıyor ne yazık ki! Biri zorla, diğeri yalanla; ama neticede rızası olmayan bir şeye zorluyorsunuz kadınları. Yüzleşin kendinizle!
Bir de günlerdir kafamı kurcalayan bir soru var. Kadının şortuna, eteğine, saçına laf edenlerin en derindeki sebebi ne? Nefsi kabarıyor çünkü! E be amca senin o çok inandığın(!) cennete, bu dünyada nefsine hakim olabilmeyi öğrenebilenler girebiliyor diye biliyoruz biz? Sen nefsine hakim olmayı öğrenmeyeceksin, kadın kapanacak ki sana cennete gir diye yardım edecek, öyle mi? Yani sen Allah’ı kandırmak istiyorsan dene tabi yine, kendi bileceğin iş; ama kadınları karıştırma amcacım. Kadın dediğin de bir yere kadar, tüm dünyaya analık edemez.
Tarihteki sayılar büyüdükçe “insan” kendisinde var olan değerleri kaybediyor. Çürümüşlük, hadsizlik, ahlaksızlık, onursuzluk ve erdemsiz davranışlar kendi kimliğinin hakikati haline geliyor. Olağanlaşıyor, ahlaki dejenerasyon, kültürel yozlaşma, ideolojik çürüme birleşince ortaya böyle kaotik ve aymaz bir yapı çıkıyor. İnsan var oluşu itibariyle güzel bir varlık ama fiili hayattaki varlığı “çok çirkin” Bunu söylediğim için sürekli eleştiriliyorum fakat, cürümü işleyen ile bana ne onun dersi diyenlerin kolkola büyüttüğü anlamsız bir döngünün içinde karanlık tarafı simgeleyen YİN çok baskın durumda onun içinde zerre olan YANG’a bakıp bütünsel iyilikten bahsetmemiz mümkün görünmüyor artık Birazcık okuyup farkındalık kazandığını düşünen herkes, YANG’ın bütünündeki aydınlığın YİN kadar olduğunu düşünüyor fakat katledilen doğa, hayvanlar, pedofili, tecavüzler, hırsızlıklar, hak gaspları, sömürü düzenin biraz bakınca çembere hakim olan karanlığın içindeki ışığın çok cılız kaldığını görmüş olacağız. Yüreğine sağlık Izim Ozgorkey söylenecek sözlerin daha çoktu ve onları yutarak söyledin muhtemelen ama buna bile cesaret edemeyen yürekler ile birlikteyiz şu dünyada.
Kaleminize sağlık kalemdaşım.
Tüm yazdıklarınıza katılıyorum.
İçten destekliyorum.
Ayrıca Ghosting’i bilmiyordum.
Hiç duymamıştım.
Demek ki tacizin, tecavüzün dijital halinin adı imiş. 🙁
Uyanalım artık çok çok.
Teşekkür ederim.
Çok mutlu ettiniz beni Gülay Hanım. Sesimizi biraz daha yükseltmek gerekiyor artık ne yazık ki.