Yıllarca halı altına süpürülmüş duygularımız vardır bizlerin. Ama farkında olarak ama farkında olmadan yapılan davranışlar, düşünceler, karmalarımız… Ve şimdi artık çorbanın karıştırıldığı dönemdeyiz. Nasıl çorba karıştırıldığında alta çöken tortular yukarı yüzeye çıkarsa, bize de aynısı olmakta. Bilinçaltına süpürdüğümüz geçmiş sandığımız ya da hatırlamamak üzerini kapattığımız duygular, düşünceler, karmalar, artık gün yüzünde.
İnsanlık olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Artık bilinçlerin yükselmesi için, bizlerin dar geçitten geçme zamanı. Bu dönem bazılarımız için yavaş, bazılarımız için sancılı, bazılarımız için karmaşık ya da hızlı olması normal. Her insanın arınma süresi hazırlanma süresi farklıdır. Peki kime göre neye göre bu değişken? Herkes bu durumda neden farklı etkileniyor? Kimileri bu durumu daha rahat atlatırken kimileri neden sancı çekiyor?
Farkındalık!!! Farkında olan kişi, yüksek idrak geliştirmiş kişidir. Önüne bir olay, durum çıktığında neden bu durumu yaşadığını sorgular, onun için olayın kendisi değil olayın ona getirdiği mesaj ya da öğretisiyle ilgilenir. Bilir ki yaşadığı hiçbir karşılaşma, olay tesadüf değildir. Bilir ki yaşadığı olayın sonucu sorumlusu kendisidir.
Travma, acı olarak gördüğümüz düşündüğümüz olaylar, tekamülümüz bir parçası olup bizim bilincimizin genişlemesine yardımcı olur. Bilinciniz yaşadığınız olayların karşısında düşünce frekansınızı değiştirip sizi bir adım daha ileri taşır. Yaşadığınız travmaları hatırlayın, o durumdan çıktığınızda eski siz değilsinizdir artık. İçinizde bir şeyler daha farklı, daha kararlı, bazı duygular yükselmiş, bazıları değişmiştir. Bur da en önemlisi de her ne olmuş olursa olsun alınması gereken mesajlar öğretiler alınmalı, kendimizi yargılamaktan, suçlamaktan, acımaktan arınmalı ve sevgiyle kendimizle kabule geçilmelidir.
Eğer kişinin farkındalığı yüksekse bu süreci daha rahat daha bilinçli atlattığı gibi, düşünceleri ve niyetleri ile sadece kendi için değil, birlik için, evren için de katkıda bulunduğunu bilir.
Huzur, sevgi, birlik, barış gibi kelimelerin hayatımızda ve dünyamızda filizlenmesini istiyorsak artık birey olarak sorumluluklarımızı üzerimize alıp, halı altı çöplerimizden kurtulma zamanıdır. Nasıl bir ağacınızı ya da çiçeğinizi sadece düşünce ile değil, onu toprağını havalandırıp temizleyip toprağa dikilmesini, sulanmasını, tohumun çatlaması için gerekli ortamın oluşmasını sağlayıp sonrada büyümesini sevgi ve sabırla beklendiğiniz gibi dünyamızında, insanlığında eski ektiği tohumları biçip toprağını temizleyip yeni tohumlar ekme dönemi gelmiştir. Sorunlar kaçmak için değil, çözülmek için vardırlar. Çözümlerse kabulden ve sevgiden geçer.
Fransız filozofu Voltaire’nin dediği gibi :
“ Kendi kendini değiştirmenin ne kadar güç olduğunu düşünürsen, başkalarını değiştirmeye çalışmakta şansının ne kadar az olduğunu anlarsın. “