Kimsenin olduğunu sandığı kadar iyi olmadığını düşünüyorum. Buna rağmen kimsenin olduğunu sandığı kadar kötü olmadığını da düşünüyorum. İyi ve kötü kavramları, resmin bütününü görmeye çalışmanın korkutucu bulunduğu bir noktada yardıma koşuyor olabilirler mi?
Olduğunu sandığın kadar iyi olmadığını kabul ettiğinde de kendini değerli bulabilir miydin? Olduğunu sandığın kadar kötü olmadığını fark ettiğinde, hâlâ hayatta kalmak için ihtiyacın olana sahip olduğunu düşünebilir miydin?
Kişi aydınlık figürleri hayal ederek aydınlanmaz; ama karanlığın bilincine vararak aydınlanabilir diyen Jung’un kapısını çalalım! Persona (maksatlı benimsenen tutum) ve gölgenin (kişiliğin karanlık tarafı) işbirliği yapması durumunda kişinin kendini yaşam dolu hissettiği, zihinsel işlevlerinin canlandığı ve aynı zamanda bedensel etkinliğinin de arttığı belirtiliyor.
Size iyilik meleği olmak mı yoksa Şeytan’ın zekâsına sahip olmak mı daha çekici gelir? Aslına bakılırsa ben hep kötüleri sevmiş ve onlara kendimi daha yakın hissetmişimdir. Hatta yıllar önce bir sempozyumda konuşmam Şeytan’ın bir melek olduğu üzerine idi. Şeytan’ın benim kendisini savunmama ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum; bununla birlikte benim onu anlamaya ihtiyacım olduğundan eminim. Onu ve tabii ki onu içinde taşıyan ve bununla savaş hâlinde olan kendimi…
Oyun bitince, şah da piyon da aynı kutuya konur diyen Aleksandr Puşkin’in kapısını çalalım! İyi, bir kötü yaratıp onun seçim hakkını elinden aldığında ve onu kendini yüceltmek üzere tanımladığı iyiliğe, şaklattığı suçluluk kırbacıyla esir ettiğinde, ne kadar iyi oluyor? Bu onu iyi yapıyorsa kötü burada hedeflendiği varsayılan iyileşmenin neresinde? Bastırılmış kötülük, tam da konu güç olduğunda, saklandığı delikten tıslayarak çıkıyor ve düşman kabul ettiği diğer parçasının boynuna sarılıyor, onu boğduğunda, kendisinin de boğulmuş olacağını bilmeden!
Cehenneme giden yollar iyilik taşlarıyla örülüdür sözünü çok severim. Kendinize gelin, hiçbiriniz sandığınız kadar iyi değilsiniz. Size öyle olduğunuza inanma şansı vermedikleri için, birçok zincire vuramadığınıza öfkelisiniz. İyi olmanızla övündüğünüz, değeriniz bilinmediği için sözde dramınızla ne kadar iyi olduğunuzu kanıtlamaya çalışarak kendinize bu tacı taktırmaya çalıştığınız yerde kaldı o iyilik! Kötü falan da değilsiniz ha! O denli karizmatik falan görmeyin kendinizi! Bayağı zayıfsınız! Alkışa bağımlısınız! Dozunuzu bir alsanız, biraz gevşer, rahatlarsınız. Kurban da değilsiniz hatta! Büyüklük taslıyorsunuz. O yüzden dinle, küçük adam, diyor olabilir mi Wilhelm Reich?
Kimse sandığınız kadar iyi değil. Kimse sandığınız kadar kötü değil. Değiliz. Şimdi bu gerçekle, ne yapmak istersiniz?
Kaynakça:
Gölge Arketipi: İnsan Ruhunun Karanlık Yanı
Carl Gustav Jung: Kavramları, Kuramları ve Düşünce Yapısı Üzerine Bir İnceleme, Sevgi Kavut