Hayatımızda en önemli şeylerden biri kendimizi duygusal olarak ‘güvende’ ve ‘seviliyor’ hissetmemizdir. Yengeç Burcu aileden aldığımız sevgiyi ve sevginin hissettirdiği güveni ve dolayısıyla duygusal olarak hayatla kurduğumuz ilişkiyi de anlatır.
Ailemizden neyi öğrenip aldıysak hayata o duygusal bakış açısında bakarız. Yengeç Burcu anne şevkatini ve sevgisini temsil ederken içimizdeki merhamet, sevgi, koruyup kollama, besleme (kendimizi ve çevremizi sevgimizle besleme) konularını da ele alır. Bu dolunay psikolojik olarak duygusal güvenliğimizdeki eksiklikleri önümüze sermeye kararlı. Dolunaylar bir şeylerin görünür olmuş (anlaşılmış, algıya inmiş) süreçlerini temsil eder. Güneş (bilinç-mantıklı yönümüz) ve Plüton’un kavuşumu (içsel-ruhsal olarak dönüştürmemiz gereken duygu ve düşünceler dolayısıyla bu dönüşümün tepkilerimize yansıması) duygusal dünyamızda bizi eksik ve güvensiz hissettiren konulara yeni bir bakış açısıyla bakıp değerlendirerek ortaya çıkan duruma göre yol almamızı istiyor.
Oğlak Burcu iş hayatını temsil etmesinin yanı sıra sevginin görünen yüzüyle ilgilenir. Somut olarak gerçekten seviyorsak sevgi için ne yaptın? ne kadar fedakar davrandın, bu sevgiye nasıl güvenebilirim konusunu irdeler. Satürn yönetiminde olan Oğlak ‘zamanla oluşan güven’ konusuna da vurgu yapar. Venüs’ün retro ve Uranüs ile olan üçgen açısı sevgiyi algılama ve hissetme şeklimizde yeni dönüşümler ve yeni bakış açılarını hayatımıza eklemek için ani gelişen olaylarla ilişkiler dünyamızda isteklerimizi ve artık eskimiş ve işe yaramayan strateji ya da düşünce tarzımızı değiştirmek için gereken olumlu açıyı yapıyor. Düşüncelerimiz, zihnimiz, algımız ve iletişim şeklimiz ise (Merkür) yine retro olan hareketiyle Satürn karşıtlığı ve Uranüs’ün kare açısıyla hayata bakış açımızda karşılaştığımız zorluklar karşısında yeni çözüm yolları bularak daha da ileri bir bilince gitmek için zorlayarak da olsa destekliyor gibi. Merkür Oğlak ve Uranüs Boğa karesi bir duygusal hayatımızla (Ay) ilgili kafamızda sabitleşmiş ama artık işe yaramayan şeyleri (Boğa) daha gerçekçi (Oğlak) seçeneklerle değiştirmemizi istiyor. Uranüs Merkür’ün bir üst versiyonudur. Olayları sadece bireysel olarak değil daha bütüncül neden-sonuç ilişkilerine göre değerlendirmek gibi…
Mars Yay Burcu’nda ideolojilerimizin peşinde koşmamıza fırsat verirken Lilith ile karşıt açısı eylemsel ya da tepkisel olarak düşünmeden içgüdülerimizle yaptığımız davranışlarda ‘nerede yanlış yaptığımızı’ anlamak için içimizdeki karanlık tarafla karşıt açıda duruyor. Neptün ile karesi devam ederken hayal kırıklıklarına, boşuna inanmışlıklarımıza ve kendi kendimizi kandırmalarımıza da dikkat etmek gerekiyor. Güneş’in Oğlak Burcu’nda oluşu kendimizi kandırdığımız noktalarda sert gerçeklerle bizi yüz yüze getirmek üzere…
Jüpiter’in ılımlı açıları ise yaşadığımız durum ve olayları daha büyük perspektiften algılarayarak iyileştirici çözüm yolları bulmak için destek oluyor.