Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Evlilik Elimiz İse Aile Bireyleri Parmaklarımızdır

Çocuğu olan çiftler boşansalar da sonsuza dek ayrılamazlar, onlar daima bir elin parmaklarıdırlar. Parmaklardan birine zarar gelse hayatın bileği ayrılığa rağmen sızlar. İstifa edilen eşliktir annelik ve babalık daima devam edecektir.

Eskiden seçenekler az insanlar daha yoksul ve çaresizdi. Boşanmalar daha sınırlı sayıda üretiliyordu. Çiftler seçeneksizlikten mecburen birbirine katlanıyor ayrılmaya düzenlerini bozmaya cesaret edemiyordu. Ve çocuklar anne ve babasının yanında sorun yaşasalar da ailesiyle daha güzeldiler en önemlisi de ayrılık cümlesi kavgaların içinde yer almıyordu. Çoğunlukla çiftler evliliğe yerleşmişti kapının önünde valiziyle her ikisi de kesinlikle beklemiyordu. Sorunları bir şekilde ama çözüyor ama birbirlerini olduğu gibi kabul ediyor ama oluruna bırakmayı seçiyorlardı.

Ekonomik şartların düzelmesiyle seçenekler, alım gücü çoğaldı ve daha rahat bir yaşam alanında özgürlük, kendini arayış, tamamlanma arzusu gün yüzüne çıktı. Bu değişim düzgün, hakkaniyetli, seviyeli, arsızlığa yol vermeden kullanıldığında diğer her gelişime yüzü dönük olan değişim gibi oldukça çağdaş ve iyimser bir değişimdi elbette. Lakin şimdilerde kötü yola düşmüş bir değişim gibi görünüyor hem de yerini yurdunu, kendini, özünü ve kişiliğini bulamamış birçok ruhun elinde. Buradan yola çıkarak boşanmayı elbette ki kötülemiyoruz ama moda olması oldukça ürkütücü geliyor kulağa özellikle arada ‘çocuk’ adı verilen canlar olduğunda.

Şimdilerde görülüyor ki gerçekten çok basit ve aslında düzeltilebilir bazı pürüzler yüzünden de soluğu mahkeme de alabiliyor insanlar. Kimse diğerinin kendisi olmasına katlanamıyor. Saygısızlığın ve kendini bilmezliğin hüküm sürdüğü anlayışsızlıklardan yıpranıyor ilişkiler. Kızlar evliliği gelinlik giyebilmek, bir süre nasıl bir şeymiş diye deneyimleyebilmek, anne olma duygusunu tadabilmek için yaşamak istiyorlar ve en ufak bir sorun da ayrılık dolanıyor dillerde. Erkekler evleri olsun, düzenleri olsun, evde bir bekleyenleri olsun, soyadları yürüsün, ailelerin artık evlen baskıları son bulsun diye tam olarak tamamlanıp tanışıp anlaşamadan evleniyorlar. Ve çiftler evlendikten bir süre sonra  yeterince özveri, anlayış, sevgi, yaratıcılık, samimiyet, aidiyet, adalet katamadıkları ilişkilerinin elinde can veriyorlar.

Boşanma çocukları ve eşleri zorlayan hırpalayan acıtan bir süreçtir. Eşlerin yerine geçerek düşündüğümüzde yıllarca iyi kötü, sıcak soğuk bir çok anıya imza atmış olan iki insan artık birbirinin bedenine ve ruhuna yasak olan iki arkadaşa dönüşür .Artık birlikte uyumayacak, birbirlerini solumayacaklardır. Bu biten evlilik  uzun süreli bir evlilikse hatıraların boyu da oldukça uzamıştır.

Elbette zorlayıcı bir süreç kapıdadır artık. Aslında farkında olmasalar da çocuklu eşler en çok boşandıktan sonra birbirlerine muhtaçtırlar. Çünkü çocuk her ikisine birden çok daha muhtaçtır ve ortada yürümesi gereken bir çocuğun gelişimi ve geleceğinin olduğu gerçeğidir.

Eşler boşandıktan sonra da aslında ortak çocukları olduğu için bir elin parmakları gibidirler. Parmaklardan birine bir şey olduğunda beden acı çekecektir. Boşandıktan sonra akıllı ve mantıklı olan insanlar birbirlerinin iyiliğini isterler kendileri için olmasa bile bunu çocukları için yapmak zorundadırlar. Hasta bir annenin ya da babanın o çocuğa ne maddi ne de manevi bir yarar sağlamayacağını görmelidirler. Her ikisi de birbirini ve sorunlarını gizli tutmalı çocuğa duyurmamalıdırlar. Aksi halde çocukta onarılması zor tahribatlara sebep olurlar. Çünkü çocuğun dünyasında anne ve babası önemli, kahraman, koruyucu, kollayıcı, şefkat veren, asla terk etmeyenleridir. Ve çocuk bu kavgalara anne ve babasının gözüyle bakarsa bazı olumsuz psikolojik kalıplar edinecektir. Bunlar ömrü boyunca çocukla yürüyecektir. Cezasını tüm parmaklar yani hem anne hem baba en çok da çocuk ve geleceği çekecektir. Çocuk ayrılığın acısını kendisi halledecektir. Anne ve baba da kendi acılarıyla ilgilenmelidirler. Çocuğun yerine geçerek acı çekmek çocuğun acısını hafifletmeyecek o yine yaşayacağını yaşayacaktır zaten.

Bir şey ya vardır ya yoktur. Renksizlik ve belirsizlik insanı yorar yıpratır. Vazgeçmek güçlü insan davranışıdır, erdemdir, asalettir. Lakin çiftler mahkeme salonuna gitmeden akıllıca oturup konuşmak adaleti hakimden  önce çocukları için kendi aralarında sağlamak zorundadırlar. Ve ayrılık günü mutluluk günü de olabilir. Ayrılık yeni başlangıçların başlangıcıdır belki de.

Doğaya bakıldığında dişi olan korunması, kollanması gereken taraftır. Kadının bir zamanlar evinin güven, koruma ve güç sembolü olan erkeği artık olmayacaktır. Soyadı genç kızlığındaki yerine geçecektir. Belki de adresi, kartları, kimliği, toplum ve dostları arasındaki bilinirliliği değişecektir.

Boşanma süresinde kadınlarda çoğunlukla şu değişimler gözlenir.

Stres, endişe, korku, yorgunluk, vazgeçiş, değersizlik hissi, sevilmediğine inanış, bazen çirkin ve bakımsız olduğu düşüncesi. Hırçın davranışların eşlik ettiği depresyon belirtisi.

Erkek açısından da durum o kadar iç açıcı değildir. Belirli bir düzen içerisinde öz bakım ihtiyaçlarını karşılayabildiği eşi artık evde olmayacaktır. Evde yapılması gereken yemek, çamaşır, ütü gibi işler artık erkeğe geçecek kısaca düzeni bozulacaktır. Erkekler çoğunlukla yeni bir düzen kuracak maddi kazançları olmadığı için eşlerinden boşanmazlar. Mecburiyet insanları bir arada tutar, tüm sabredişler derinine inildiğinde ihtiyaçtandır. Erkeğin vazgeçişinin geri dönüşü kadına göre daha zordur. Erkek tek vuruşluk kararlardan duygularına yenik düşmeyen avcı yeteneğiyle geri dönmemede kadına göre daha başarılıdır. Kadın daha duygusal ve dijitalken erkek kapat ve aç düğmelerine sahiptir. Kadın için mavinin onlarca tonu olabiliyorken erkek için mavi sadece mavidir.

Yukarıda kadın ve erkek diye sınıflandırılan bu özellikler kişisel özelliklerdeki farklılıklara göre yer değiştirebilir, değişim gösterebilirler.

Çocuğun yerine geçtiğimizde anne ve babası artık aynı evde yaşamayacaklar, birini görürse diğerini göremeyecek ya da şanslı bir çocuksa anne ve babası arkadaş olarak kalkabilmişse ikisini çok sınırlı vakitlerde bir arada görebilecektir. Bu küçük bedeni için büyük bir endişe ve korku yüklenmiş olan değişimdir. Yıllardır bildiği anne ve babası artık birlikte olmayacak olması bir yıkımdır, ama onların iyi bir arkadaş olduğunu bilmesi şart olmalıdır.

Yani bizler boşanabiliriz ama eşlikten boşanırız annelik ve babalıktan boşanmak diye bir şey yoktur. Çocuğa boşanma kararı kalbine en yakın olan anne ve babası tarafından güzel bir dille sakince anlatılmalıdır. Ve onu her zaman sevgi koruyarak yanında olacakları çocuğun her zaman güvende olacağı özellikle belirtilmelidir.

Boşanma sürecinde çiftlerden biri deli ise diğeri akıllı olmak zorundadır.

Geçmişi ısıtıp ısıtıp ortaya sunmanın kimseye bir faydası yoktur,

bu öncelikle çocuğunuza zarar veren bir harekettir. Eğer anlaşamıyorsanız çocuğunuzun yanında görüşmemeye çalışın görüşüyorsanız da onunla öncesinde konuşun birinizin sakin olması şart ve birinizin sakinliği diğerini de dengeleyecektir.

Evlilik Elimiz İse Aile Bireyleri Parmaklarımızdır

Bu boşanma anında mantıklı hareket ederek eğer çocuk küçükse kesinlikle annesiyle kalması uygundur. Sebebi çocuğun öz bakımıyla anne babasından daha ilgili olacağı içindir. Çocuk belli bir düzen ve aynılık ritüelinde tek elden belirli mantıklı kurallarla büyüyeceği en uygun ortamda yetişmelidir. Anne ve baba kurallar konusunda boşanmış olsalar da hem fikir olmalıdırlar aksi halde çocuk dengesizleşecektir ve her iki tarafı ayrı ayrı kullanacaktır.

Ve baba da hem çocuğa hem annesine maddi anlamda destek vermesi gereken kişidir. Bu konu çiftlerin sosyal, ekonomik ve psikolojik durumlarına göre ayarlanabilir bir konudur. Baba anne ile anlaşarak çocuğu dilediği zaman görebilmelidir. Ortada sevgisel ve özlemsel bir açlığın oluşmasının önüne geçilmesi için çocuğa sık sık sarılmalı, sohbet edilmeli, konuştuğu zaman dinlenmeli kısaca kaliteli vakit geçirilmelidir.

Annelik ve babalık devam ederken, çocuklar mutlu birer kelebek gibi anne ve babasının yüreğine konsunlar,

İzin verin de şu kısacık hayata rengarenk kanatlarıyla soluk alıp versinler çiçekli, saf, mis kokulu sarılışlarıyla.

Sevgilerimle

Exit mobile version