Hayatın Tokadı

Koşullanmışlık, hayatın duvarlarına çarpması kaçınılmaz olan bir yanlış anlamayı (dilerseniz bir yalanı da diyebilirsiniz) kendi kendine tekrar tekrar söylemek demektir. Bu durumda hayatın tokadı kaçınılmazdır. Çünkü hayatın kendisini değil, sizdeki peşin hükmü yaşıyorsunuzdur ve o hüküm, hayatın umurunda bile olmaz.

Sevgiyi yanlış anlarsınız misal, sevgiliden tokat yersiniz. İnsanı yanlış anlarsınız incinirsiniz. Kazanmayı kaybetmeyi anlamazsınız, kazanayım derken hep kaybedersiniz. Her neyi doğru anlamazsanız o şey siz istediğinizde olmaz, olduğunda da bir işe yaramaz.

Hayatın attığı tokat, sizi hiç sarsamıyorsa kendinizde kaybolmuşsundur. Akmayan, durağanlaşan her bünye; er ya da geç, daima canlı ve akışkan olan hayatın tokadını yer ve bu olduğunda, tokadı atan aslında hayat değil kendisidir. Yaşamın içinde akmayan, anı anına orada olamayan, daima orada ve canlı olandan tokadı yer.


İnsan yediğin tokatların acısıyla yüzleşmek ve yanlış anlayışından soyunmak yerine, adı muhtelif bağımlılıklara sığınır. Gerçekle arasındaki boşluğu doldurur böylece ve geçici bir rahatlığı, huzurlu ve akışkan bir sahiciliğe tercih eder. Yüzünü canlı ve gerçek bir yaşama değil kof sanrılarına ve ölüme döner. Ucuz hazlar peşinde koşar, değerli acılardan kaçar ve hep ıstırabın kucağına düşer.

Oysa hayatın tokadı insan çok sevildiği içindir ve çoğu zaman, uyansın da kendini boş yere üzmeyecek başka bir yol tutsun diyedir. Hayatın tokadı, insan yüzünü aşka dönsün diyedir.

Yazar Hakkında

Yok böyle biri !!

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir