İlişkilerimiz

Sevgiden mi, ihtiyaçtan mı?

Bilinçli bir tercih mi, yoksa ezbere bir alışkanlık mı?

Seni büyüten, geliştiren mi? Yoksa sadece “güvende” tutan mı?

Seni sen yapan mı? Yoksa kendinden uzaklaştıran mı?

Özgürleştiren mi, bağımlı kılan mı?

Işığını yakan mı, yoksa gölgede kalmana razı olan mı?

Zenginleştiren mi? Yoksa hem maddi hem manevi kıtlık yaşatan mı?

Sorun. Bırakın.

İlişkilerimiz

Sorgulamak bile ruhumuzda ağır duran taşların yerini fark etmemize ve yerinden oynatmamıza vesile olur.

“Ben bunu neden yapıyorum?”

Bu soruyu kendime sık sık sorarım. Bir şeyi gerçekten kalpten mi seçiyorum, yoksa öğretilmiş bir güvende kalma çabası mı bu?

Eğer sorgulama ihtiyacı duyuyorsam, kalbimin sesi değil; ezber bir davranıştan hareket ettiğimi anlarım.

İçim bilir…

Hani deriz ya: “İçime sinmedi.”

O kadar nettir ki… “Vardır içimin bir bildiği.”

Eğer bir şey bana hafif gelmiyorsa, “Tam bana göre!” diyemiyorsam, dünyamı yavaşlatıp bir iç bakış atarım.

Nerede otomatik pilotla hareket etmişim?

Nerede gerçekten ruhumla bir olmuşum?

Ve en önemlisi:

Bugün hâlâ bir yetişkin olarak, hangi ihtiyaçlarımı dışardan karşılamaya çalışıyorum?

Çünkü ruh özgürlük ister.

Eğer hâlâ başkalarından beslenmeye çalışıyorsak, orada bağlı değil bağımlı hale geliyoruz.

Ve bize uygun olmayan bir toprakta ne köklenebiliyoruz ne de çiçek açabiliyoruz.

Biraz özgürleşelim mi?

Eğer gönülden “evet” diyorsan, devam edelim.

Bugün neleri fark etsem, ilişkilerde beni sıkan alanlara ferahlık getirir?

Hangi ezberler artık bana hizmet etmiyor?

İlişkilerimde kimleri taklit ediyorum?

Kime ait davranış kalıplarını yaşıyorum?

Kendime ait olmayan her şeyi kenara bırakabilir miyim?

Kalbim nelerden, kimlerden nazikçe arınsa…

Kuş tüyü gibi hafifler miyim?

Bugün sadece olana alan açsam, gözlemci olsam…

Neleri fark ederim, bugüne kadar göremediğim?

Gönül bahçemizi arındırdıysak biraz, şahane çiçekler ekelim mi?

“Bunu yapmaya gönlüm var” diyenler el kaldırsın! (Şaka tabii.)

Sadece inanarak, beklentiyi bırakarak, teslim olarak okumaya devam et.

Tam bana göre, tam kalbime göre neler var Allah’ım?

Neleri deneyimlemek bana cennetteymişim gibi hissettirir?

Hangi bilinç, hangi enerji bana hayallerimin ötesinde ilişkiler yaşatır?

Hangi kavuşmalar, hangi buluşmalar kalbimi aşkla çağlatır?

Kalbimin buyruğunu izlesem, kendimle ilişkim nasıl olurdu?

Kendini seven biri nasıl ilişkiler yaşar?

Kendiyle barışık biri olmak nasıl bir his?

Olanı olduğu gibi kabul etmek ilişkilerde nasıl bir alan açar?

Sabote etmeyi bırakıp hayatın akışına izin versem, hangi mucizelere tanık olurum?

Ya ben mucizenin ta kendisiysem?

Neleri kendime layık görürüm?

Eğer değerliysem, kıymetliysem, gerçekten sevilensem?

Görmeye, hissetmeye, bilmeye kendimi açsam nasıl olur?

Her zaman güvendeysem?

Zaten hep korunuyorsam?

Tüm kuruntularımı bırakıp teslimiyete geçsem, neleri zorlamayı bırakırım?

Çabayı bırakıp ol’ana izin versem…

Nasıl olurdu?

Anlam vermeyi bırakıp sadece gözlemci olsam, gerçekliğim bana nasıl hizmet eder?

Şimdi sıra sizde…

Sizin de kendinize sormak, keşfetmek, anlamak istediğiniz sorular varsa yorumlara bırakın.

Sorular, evrenin bilinmeyen kapılarını aralar.

Kim bilir, bugün hangi şahane olasılıkların anahtarı sizde?

 

Teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.

Yağmur Bilgin

Yazar

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir