(Kutsal USTA’ların arşivinden bir Kaynak)
Yaşam’ın doğası öyle ki tam olarak şekle (forma) giremez.
Onun sadece kaybolup gidecek olan izleri görünürdedir.
Kutsanmış olanlar Öz iradeleriyle şekli alabilirler ama
Onlar hiç zaman şekil olamazlar.
Henüz ortaya çıkmış olan yaşama hızla Yedi Nur girer.
Onlar bir (bazen) vardırlar bir (bazen) yokturlar.
O yüzden ki Her Şey Vardır ve Hiçbir Şey Yoktur.
Ama Kutsanmışlar herhangi zaman görünür olan ışığa girebilirler.
O zaman Onlar girdiği yere Ruhun kudretini getirebilirler: ihtiyaç olduğunda.
Işık Onları esir alamaz ve tutup duramaz.
Onların amacı engel ve irade tanımaz ve hiç şey Onları bastıramaz.
Kendi iradeleriyle Onlar ortaya çıkar ve kaybolabilirler.
Bu sözlerin doğruluğunu sınamak istersen her sene
Mayıs Dolunayındaki Hal’i
Örnek gösterebiliriz ki
Kutsallık o zaman Öz iradesiyle geciktirilemez olan Plan’ı
gerçekleştirmek amacında varoluşa yıldırım gibi giriyor.
Sizlerin tarihinizin hatırlayamayacağı kadar çok eski
Zamanlardan beri bu böyledir:
Kutsanmışları hiçbir şey engelleyemez:
Ne tanrılar ve tanrıçalar
Ne formlar ne istek ne akıl.
Ve ne herhangi yaşam sıfatları.
Onlar Öz’ünde saf hayattır.
Saf varoluş ve saf iradedir.
Saf sevgi ve saf niyetlerdir.
Ama bu anlatılanlar en sade anlatımdır ve çoğunluk
Bu kadarını algılayabilirler
Ve belki bunun bile bir kısmını.
Kutsananlar yok ama onlar yine de varlar.
Kutsanmışlar hiç şey bilmezler ama yine de onlar Bilginin kendisidirler.
Kutsanmışlar sevmezler ama onlar yine de saf sevgi getirirler.
Kutsanmışlar hatırlamazlar ama yine de her şey Onların hafızasındadır.
Kutsanmışlar kusursuz yalnızlık içinde kalabilirler ama
Onlar istediğinde herhangi formla
Birleşe bilirler.
Kutsanmışlar sonsuzlukta yüksek dağlarda kalırlar ama
Sıklıkla yeryüzünde görünür ışığın
Zuhurunda yürüyebilirler.
Kutsanmışlar şekle sokulamazlar ama
Onlarsız hiçbir form açığa çıkamaz.
Hayatın parlaklığı zamanla sönmeye başlar.
O zaman Kutsanmışlar Öz iradeleriyle onu bir çiçek gibi yeniden açtırırlar
Ve saf renkler
Ve keskin manalar
Getirirler.
Onlar hiç şey değilken aynı anda her şeyin kendisidirler.
Hiç şeye sahip değilken tüm gerçeklik Onların mülküdür.
Hiç yerde yokken her yerdeler.
Onları kayboldu dediğin zaman bil ki her yerde görünüyorlar ve parlıyorlar.
İnkâr ardından inkâr edersiniz ve hemen ardından da tüm her şeyin ama her şeyin
Kutsanmışların içine sığabileceğini görürsünüz.
Çünkü inkâr halleriniz olmadan Teslimiyete
Gelemezsiniz.
İşte sevinç içinde ol ki Sen ey Garip Yolcu!
Çünkü Aydınlanmış Yaşama ulaştıracak doğru Yola çıkmış olansın
Ve şunları bilecek
Olansın:
Sahip olmak ve Kaybetmek aynı Anlama gelir.
Karanlık ve Işık her zaman ve sonsuza dek Hakikate getirecek olanlardır.
Sevgi ve arzular her zaman Hayata çağrı olurlar!