İnternet ortamını kalabalık bir sokakta yürüyen insanlara benzetiyorum.
Bu sokakta avukatlar dilenciler hırsızlar tacizciler iyi insanlar kötü insanlar öğretmenler öğrenciler Ünlüler ünsüzler tüm meslek sahipleri o sokaktan geçebilir.
İnternet herkesin aynı zamanda düşünce ve davranışlarını kustuğu tuvaletini yaptığı bir yer olarak da düşünebilirsiniz. O yüzden neye bastığınıza (İnandığınız da örnek aldığınızda takip ettiğinize ) dikkat edin.
Çocuklarımıza öncelikle bu ortamın ne kadar benzer olduğunu anlatın.
Her ikisinin de ortak özellikleri aslında hiç kimsenin kim olduğunu gerçekten bilmiyoruz kimin gerçekte nasıl niteliklere sahip olduğundan hiçbir haberimiz yok.
Üstelik internet ortamında yalancı profiller açılıyor
erkekler kadın kadınlar erkek olabiliyor.
Daha bir sürü alavere dalavere ile işler çevriliyor değişik kimliklere bürünebiliyorlar.
Bu açıdan bakıldığında o kalabalık sokak bile internet ortamından daha güvenli değil mi?
Sokakta %90 dilenci dilencidir
avukat elinde çantasıyla yürür, öğretmen gözlükleri ve çantası ile kendini belli eder, öğrencilerin üzerlerinde üniforma vardır, iyi insanların yüzleri aydınlık, kötü insanların yüzleri genelde karanlıktır.
Bu durumda internet ortamı çok daha tehlikeli.
Yalancı profiller resimsiz kimliksiz kim olduğu belli olmayan bir sürü insan bir arada.
Sokaktan da beter bir yer.
Çocuklarınıza uyarın!
tanımadıkları hiç kimse ile mesajlaşmasınlar.
Uyarmakla kalmayın bu ortama tüm incelikleri ile anlatın.
Onlardan ev adreslerini, adlarını, soyadlarını, telefon numaralarını, annesinin ve babasının kredi kartı resimlerini isteyebilirler.
Hatta; çocukları kandırarak elimizde çıplak resimlerin var diyebilirler. Çocuklar masumdur, buna kolaylıkla inanırlar,
tehditlerden korkarlar,
annene babana söylersen her şeyi, onlara gösteririz diye yalan söyleseler bile çocuklar buna inanırlar.
O yüzden çocuklarınızın yanında olun.
Yapısı gereği çocukların %99’u evde olan birçok şeyin onlar yüzünden olduğunu düşünür. Henüz hayata hazır olmadıkları için yani aslında “olmadıkları” için daha kanatları oluşmadığı için dataları boştur.
Çocuklarınızın datalarını bulduğunuz her fırsatta doldurun Çevrenizde olumsuz örnekler gördüğünüz zaman parmaklarınızla bir çerçeve yapın ve onlara kime “benzememeleri” gerektiğini tüm ayrıntılarıyla anlatın.
İnsanları ve dünyayı onlara tanıtmaktan korkmayın (gerçekten çocuklardan bu kadar korkmayın psikolojileri bozulur diye kendinizi mahvetmeyin, psikolojileri bozulmaz aksine aydınlanırlar)
bildiğiniz kadarıyla gördüğümüz kadarıyla tanıdığınız kişilerden tanıtmaya başlayın.
Bu hiçbir zaman dedikodu değildir
bu gıybet değildir
bu kişilerin gerçeğidir gerçeklerle yüzleşmelerini sağlayın.
Önemli olan çocukların karınlarını doyurmak değildir, çocuklar kuru ekmek ile de doyarlar fakat beyinlerini doyurmak için çaba harcayın
Gece uyumadan önce sizinle bir 2 saat geçirmesinde hiçbir sakınca yoktur. Onun odasına gidin ve hayata dair sohbetler edin.
Gün içerisindeki kişilerin kişilik özellikleri ve neler yaptığını sırayla anlatın, hiçbir şey bulamıyorsanız onlara üç yaşından itibaren kitap okuyun, karakterler üzerinden analizlerde bulunun.
Bilgi sahibi değilseniz bile kitaplardan yardım alın.
Çocuklar söylenenlere değil, davranışlarınıza bakarlar. Önce tarif ettiğiniz o doğru insan kişilikli karakterli kişi kendiniz olun, zaten çocuğunuz sizin yolunuzu takip edecektir.
Baktınız ki çocuğunuzun mayasında (geninde) bir olmamışlık var, bunu gördükten sonra bunun üzerinde çalışmaya başlayın.
Çocuklar anne ve babalarının seslerini çok fazla duydukları için bir süre sonra duyarsızlaşmaya başlarlar.
O sebepten teyzelerden, dayılardan, amcalardan ve en sevdiğiniz arkadaşlarınızdan yardım isteyin.
Onlara paranız olsa bile her istediklerini almayın. Çok paranız olduğunu onlara belli etmeyin. Olur olmadık saçma sapan şeyler istemeye başlarlar ve istemenin sonu bir türlü gelmez, bencil ve aşırı tüketici bir birey haline gelirler.
Çocuklara birazcık hayal bırakın çocukların zenginliği hayalleridir.
Evde olan şeyden tekrar almayın
eskitmeden almayın
başkası aldı diye onda da olması gerekiyor diye almayın,
sadece “ihtiyacı varsa” alın.
Gelecekte kendi parasını kazandığında da bu şekilde harcaması gerektiğini ona şimdiden öğretin. Bayram harçlıklarını, doğum günü harçlıklarını biriktirsin ona bir hesap açın. Parası biriktikçe mutlu olmasını sağlayın.
(Ne çocukların adına banka da hesap mı açılıyor? dediğinizi duyar gibiyim evet çocukların adına hesap açılıyor 18 yaşına kadar da annesi ya da babası yönetiyor.)
Karga çöplüğe, gül bülbüle götürür. Çocuklarınızın kim ile görüştüğü çok önemlidir sadece çocuklarınızın birbiriyle anlaşması yeterli değildir, ailelerde anlaşmalıdır.
Hem çocukların hem de ailelerin güzel birliği geleceğe de taşınır. Böylece ailenin dostluğu çocuğa da sıçrar. Ne demiştik çocuklar bizleri taklit ediyor.
Kendinize değerlerinize, ayıplarınıza, günahlarınıza benzeyen ahlak ve görgü sahibi aileler bulun.
Her iki tarafta birbirinin çocuğunu kendi çocuğu gibi koruyup gözetmek zorundadır. Eğer böyle değilse o aile çok yüksek mevkilerde olsa bile (Çıkar ilişkisi için sabretmeyin ) ya da çok fakir birisi (acıdığınız ve zaman geçsin diye sabretmeyin) olsa bile oradan uzaklaşın. Çünkü eğitimin zenginlik ve fakirlikle hiçbir ilgisi yok.
Çocuklarınızla sık sık sohbet edin ve onların size güvenmesini sağlayın, çocuklarınızla arkadaş olmayın,
sizin anne ya da baba olduğunuzu bilsinler
arkadaş başkadır,
anne baba başkadır,
anne baba tektir,
arkadaşlar bir sürü olabilir.
Kanatlarını açıp uçana kadar yani bu üniversiteyi bitirip bir iş sahibi olana kadar sizin dediklerinizi yapmasını sağlayın
Bunun da nedenlerini “ henüz bir birey değilsin o yüzden seni kendinden de korumak zorundayım” diye açıklayın.
Bu arada tabii ki onun şu an ergen ve bir birey adayı olduğunu
bir genç olduğunu kendi zevklerinin ve sevdiği renklerin olduğunu da bilerek bunlara saygı duyun fakat kurallarınızı bilsin
sınırlarını bilsin
gerekirse ceza verin. Bir hataya bir ceza verin, bir hataya dört ceza verirseniz sizden nefret eder.
Zevklerine ve renklerine de fikrinizi sorduğu zaman orta yolu bir düşünce geliştirebilirsiniz hayatın özünün denge olduğunu ona güzelce anlatın.
21 yaşına geldiğinde çok merak ettiği o zararlı şeyi ( içki ) sizin yanınızda denesin. Denesin ki sonuçlarını birlikte görün. Arkadaşlarının yanında deneyerek kendini kaybetmesin gizli saklı işler çevirmesin.
Çünkü bunu bir gün nasıl olsa merak edecek ve deneyecek izin verin sizin yanınızda olsun.
Kötü şeyleri zararlı filmleri olumsuzlukları çok abartılı olmamak kaydı ile birlikte izleyin çok fazla Dışladığınız şeyi çocuk mutlaka merak edecektir.
Ben bu konuda mesela Cem Yılmaz’ın küfürlerini örnek veriyorum
Cem Yılmaz küfür ediyor
evet fakat dünya küfür ediyor
fakat Cem Yılmaz gerçekten karakterli zeki örnek alınması gereken vatansever bir insandır.
Değil midir?
“El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış” o yüzden bir gün eşeğiniz öldüğünde (yani çocuğunuzun başına bir şey geldiğinde) size şunu söyleyecekler gel bunu kaldır yani bu senin sorumluluğun o yüzden gözünüz çocuklarımızın üzerinde olsun.
Çocuğunuza bu atasözünü de sık sık hatırlatın şunu da söyleyin
“Biz seni at pazarında bulmadık o yüzden öylesine sokaklara otlaman için salamayız, kapaksız kaynayıp
Çobansız otlayamazsın.
Unutma herkes kendini düşünür o yüzden kendi üzerine titre (Bu kendini beğenmişlik değil kendine değer vermektir)
sen değerlisin
değerlerinin farkında ol
Bir şeyi denemeden alma
çok denenmişini de alma.
Dengede kal
Eğer gelecekte bir gün hayatındaki kişi yüzünden çok mutsuz olduğunu hissedersen ondan ayrılacak şekilde kendini maddi manevi güvencede tut
ve unutma bunların hazırları var
yapılmışları var daha iyileri var elindekiyle yetinme.
Annesinin babasının bozduğunu, sen düzeltmeye kalkma. Çünkü sen kimsenin psikoloğu değilsin
vazgeçmeden hiçbir zaman hayatına yeni şeyler gelmez. Önce boşluk oluşacak, sonra dolacak.
Vazgeçmeyi sabretmeyi inanmayı ve insan olarak kalmayı hiçbir zaman unutma”