İlişkilerde yaşanan sorunların temelinde artık bir aşırı doygunluk ve tahammülsüzlük modası başlamıştır. Tak fişi bitir işi özensizliği ile bir obezliğe doğru gidiyor insanlık…
Obez ruhlar bir an önce hızlı bir şekilde yiyerek, hazırlanması (hayal etmesi) yıllar alan fakat yemesi (hayalin gerçekleşmesi) 5 dakikayı bulan sofralara (gerçekleşen hayaller) oturuyor olması, oturduğu gibi aynı hızla dağınık dikkati ile sofrayı terk ediyor olması (hayal kırıklığı) bütün detayları, önem arz eden sahneleri bir bir kaçırıyor olması,
Ve sonrasında yaşanan hazımsızlıktır (hayal kırıklığından kaynaklanan mutsuzluk) başının belası.
Doymuşluk gelişimin önündeki küfürdür. Suya, yemeğe, uykuya doyamazsın. Yaşamda sağlıklı ve mutlu bir şekilde kalabilmek için tüm bunların tekrarını istemen bir zaman sonra acıkman gerekiyor ki, yeniden yenilenerek değerli hale gelsin yaratıcılığını kullanasın, hevesin canlı olsun, Önemini yitirmesin gözünden düşmesin diye. İşte sevdiğin de öyle olmalı, ona doyamamalısın demiş bir şair Aşklardan Kalan isimli kitabında.
İnsan doymasının mümkün olmadıklarına gözü gibi bakmalı. Doyduktan sonra sofraya gelen tuzun anlamı olmadığı gibi aşırı doygunluk insanın midesini bulandırır. Yemek yemek bir sanattır, küfür değil kültürdür, bunun için gözlemlemek ve denemek yeterlidir sanatçı olmanıza gerek yok.
Goethe de bu durumu şöyle açıklar; tüm erdemlerin temel özelliği, yükselme yolunda sürekli bir çaba, bizzat kendinle cenkleşme, daha büyük ve derin bir saflığa, bilgeliğe, iyilik ve sevgiye yönelik doymak bilmez bir istektir.
Diyet yaptığınız zaman bütün yiyecekler çok lezzetli hale gelir çok az ve yavaş yavaş yediğiniz zaman çok çiğnediğinizde daha lezzetli olur yiyecekler acele ile yenilen yemek direk insanın midesine oturur hiçbir tat almadan çiğnemeden yuttuklarımız hazmetmekte zorlandıklarımıza dönüşür. Çünkü hızlı bir şekilde onu parçalara ayırdık, sömürdük ve bizim için değersizleşti.
Oysaki yemek yapmak bir sanattır kurulan sofra şiir gibi olmalıdır sonrasında yemeği yerken birbirinin yüzüne bakarak hoş bir sohbet insanın kişisel – ruhsal- bedensel gelişimi için çok önemlidir lezzetine vararak yavaş yavaş sevdiklerinle paylaştığın bir sofranın ve bu sofraların bir çok şeyi koyabilirsiniz tadına doyum olmaz.
İşte çiftlerin sevgi ve aşkta da böyle birbirleriyle olan münasebetlerinde özenmek, sakin davranarak hazmederek, anlayarak, karşılıklı empati kurarak saygıda kusuru etmeyerek İletişimde bulunmak karşılıklı sağlıklı bir iletişimin temelini oluşturur.
Seni seviyorumların, bir tanemlerin, hayatımların, aşkımların bir zaman sonra aşırılıktan dolayı elimizde hayatı son buluyor.
Senin için ölürüm,
Sen benim her şeyimsin,
Sensiz yaşayamam,
Senin için dünyayı yakarım,
gibi aşırı ucu sivri cümleleri ilişkilerin başında abartılı davranışları o kadar çok seviyoruz ki hızlı yaşatıyor onları genç yaşta öldürüyoruz. Küçük bir not size bu cümleleri kuranlar da büyük ihtimalle showmenlerdir.
Önemli olan sözler değil davranışlardır gerçekten davranışlarında sizin onun her şeyi olduğunuzu gösteren anlamlar olmalıdır ayrıca bir kişinin her şeyi olmanız da iyi bir şey değildir unutmayın.
Bir şeyin her şeyi olmanız demek bir zaman sonra bir şeyin hiçbir şeyi olacağınız anlamına da gelir burada aşırı bir dengesizlik söz konusudur o sebepten aşırı kimselerden uzak durmanız gerekir
Resim çekeceğiz ve birbirimize hava atarak mutluluğumuzu kanıtlayacağız diye o kadar acele ediyoruz ki o anı sindirerek yaşamaktansa resmini çekmek daha önemli hale geliyor ve bir zaman sonra bu yapılanlar alışkanlığa dönüşüyor. Sorsalar neden bunu yapıyorsun diye işte anı niyetine çektik dersin halbuki içinde yatan gerçek o anın resimlerini arkadaşlarınla paylaşmak için yanıp tutuşuyor olduğun gerçeğidir.
Bu alışkanlıklar o kadar çoğalıyor ki sonrasında herkesin elinde bir telefon gittiğiniz tatil de yediğiniz yemekte doğum gününüz de sohbetin en koyu yerinde aslında herkes başka başka alemlerde oluyor. Sözde yanındaki kişilerle buluşmuş oluyorlar fakat herkes başka birisiyle sohbette oluyor. Bu da buluşmaları özel günleri sohbetleri anlamsız hale getiriyor.
Giderek show başlasın yarışma bitmesin hızımızı kesmeden partiye devam edelim havasıyla süren ilişkiler sonrasında gerçekliğini kaybederek yapay çiçekler gibi tozlanıyor.
Sonra da biz nasıl bu şekilde yapay hale geldik?
Çünkü obez yaşadınız o yüzden bu hale geldiniz birbirinizi ışık hızıyla tükettiniz anlamadan dinlemeden konuştunuz hızlı yaşadınız ve genç öldünüz.
Unutmayın obezlik sadece bedende değildir ruhta başlar bir çeşit sömürü halidir
kabalıktır,
saygısızlıktır
değer bilmemektir
önemsememektir
bencilliktir
hızlı yaşamaktır
Dünyadaki yedi günahtan biridir
saldırıdır
yiyeceği insanı doğayı çabucak hızlı bir şekilde öldürmektir.
Obez ruhunuz varsa öncelikle farkındalık sahibi olmanız gerekiyor
Bunun için; kendinizi dışarıdan başka birini izliyormuş gibi yavaşlatarak izlemeniz
olaylar karşısındaki tepkilerinizi ölçüp tartmanız
düşünmeden konuşmamanız
anda kalmanız
düşünceli olmanız
sakinleşmeniz
değer bilmeniz
teşekkür etmeniz
şükretmeniz
empati kurmanız gerekiyor.
Kalite bizi her zaman birisi izliyormuş gibi yalnızken de doğru davranışlar sergilemenizden geçer Ve bu öncelikle kendinize duyduğunuz saygının kalitesini gösterir, kendinize bunu kanıtlamış olursunuz. Sonra zaten siz bunu davranış haline getirdiğinizde başkaları da siz kendinize inandığınız için size inanacaktır.
Bu davranış şekli sizin gerçeğiniz olacaktır. Kaliteyi elden bırakmamanız dileğiyle.