Mana âlemi uçsuz bucaksız derya misali
Algılayabildiğimiz kadar enginliği
Her varlık özünde var olan
Saf sevgiyle yaşam bulur boyutsal âlemlerde
Saflığını koruyan her duygu
Ebedi yaşatır aslını mana âleminde
Her ruh kaynağından alır kudretini
Sonsuz enerjisiyle var olur ve yaşam bulur bu âlemde
Anlam katar her dokunduğuna ve nefes olur yaşamın ruhuna
Hakikatini var edemeyen her ne varsa,
Yitirir kudretini zamanla
Koşullara bağlanmışsa varlığı,
Gün gelir mana deryasında hiç olur
Kendi özünde saflığını koruyan ne varsa
Her zerresiyle var olur, karışır yaşam deryasına
Koşulsuz sevginin kudretiyle her an mana olur
Varoluş deryasında uyum ve dengeyi yakalayan
Saflığını korur her boyutuyla yaşamın
Yaşam tüm hakikatiyle…
Sende olanıyla bende
Bende olanıyla sendedir hatırla!
Yoktur ayrılık koşulsuz sevginin doğasında
Karışır damla misali her ruh elbet sonunda
Kâinat deryasında hiç olur
Ve yanıp tutuşur aslına
Zorlu bir devreden geçmekte uygarlığımız. Beden kalıbını kıramamış zihinlerin algılarını zorlamakta yaşanan süreçler. Benlik duvarlarına sıkışmış bedenlerimiz, ızdırabında tüm yaşananların. İnsan insana sevgiyi yaşatmak yerine, korkuyu yaşatmanın yarışında adeta ne yazık ki.
Doğa tüm ihtişamıyla kucak açmış varlığımıza. Dünyamız da kendi döngüsüyle bizimle varoluş mücadelesinde. Uygarlığımız doğayla uyumunda zorlu dönemeçlerden geçmekte. Yaşam sahnesi bizlere çoğu zaman kendi hakikatimizi izletmekte. Gerçekle kurgu iç içe geçmiş, rüya içinde rüya yaşatmakta her birimize. Varoluşu okuyan zihinler, uyanmış çoktan o derin uykusundan. Gönül gözüyle izlemekte olan biteni tüm gerçekliğiyle.
Kadim öğretiler çoklu âlemlerden bahseder duyanlarına. Kâinata dizilmiş inci gibi tüm âlemler. Her âlem kendi güzellikleriyle ve kendi döngüsüyle gizlenmiş, sırlar âleminin tahtına. Mevlana’yla birlikte daha nice alimler, 18 000 âlemden bahseder biz okuyucularına.
Madeniyle, toprağıyla, ateşiyle, havasıyla, suyuyla, tüm canlılarıyla ve insan uygarlığıyla bu dünya âlemi dışında niceleri serilmiş gözlerimizin önüne. Yıldızlarıyla, galaksileriyle ve gezegenler kendi göğüyle kurulmuş semanın o görkemli tahtına. Güneş ve ay ihtişamıyla karışmış, geceyle gündüzün o göz alıcı güzelliğine. Rüya âlemi de denilen mana âlemi, saklanmış yedi kat göğün gizemine.
Varoluşun içinde her şey sonsuz enerjiden ibaret. Nedendir öyleyse tutunur insanlığımız üç boyutlu maddeye. Hangi boyutta ise algımız, varlığımızı o boyutla sınırlarız nihayetinde. Neyi düşlersek o derinliktedir algımızın sınırları. Düşüncelerimizle sonsuz bir frekans deryasında yüzer varlığımız. Nice âlemler aslında apaçık gözler önünde. Kim ki varlığının kudretinin farkındaysa, o denli güzelliğini yansıtır maddesel âleme. Düşüncelerimizin tezahürüdür bedensel varlığımız bu âlemde. Ruhunun sonsuz makamı nerededir hiç düşünmez mi insan uygarlığı?
Görünmez enerji deryasında, saklanmış boyutlar perde arkasına. Sınırlı duyusal algılarıyla maddenin üç boyutuna sıkışıp kalmış insan. Ruhuyla egosal benliğine tutsak olmuş oysa. Geçmiş ve gelecekten özgürleşip, anın koynunda yakalarsa zamansal boyutu. Ruhunun makamına oturur benliği işte o zaman.
Bu üç boyutlu âlemin dışına ancak sevginin kudretiyle çıkabilir her insan. Üç boyutlu âlemde tomurcuklanır sevginin her hali. Ne vakit koşulsuz sevgiyi öğrenir insanoğlu, açılır diğer boyutsal âlemlere kim bilir nice sırlı kapılar.
İnsan yaşamın içinde ve yaşama seyirci olabilmeyi öğrendiği vakit aslında hürdür. Duygularının etkisinde kalmadan farkındalıkla yaşam sahnesini ruhunun makamından seyreyleyen, derin uykusundan da uyanmıştır. Yaşam kurgusuna kapılmadan yaşamın hem oyuncusu hem de izleyicisi olan… Bütünsel algısıyla bir üst boyuta kapı aralar usulca. O vakit kırar tüm kalıplarını, sınırlarına esir olmuş insan.
Yaşamın içinde kaybolmadan yaşamı bir üst boyuttan izleyen her insan, yaşamla uyumu da yakalar huzurla. Tüm karşılaşmalar ruhun öğrenimine katkı sağlayan birer rehber yaşam yolculuğunda. Yargılardan uzak koşulsuz sevgiyle kucaklarsa insan bu âlemi… Tüm boyutlarıyla nice âlemler serilir ayaklarına. Kâinat uyum ve denge üzerine kurmuş ilahi düzenini. Kendi içsel dünyasında huzuru yakalayanlar, şefkatle kucaklar cümle âlemi. Varoluş yolculuğuna aşkla çıkmış olan her ruh, elbet gezinir özgürce hakkı olan âlemleri.
Sonsuz huzuru yakalamaksa umudun… O vakit sen şefkatle kucakla tüm âlemi ve hakikatini.
Şenay Zuhur