Yeni Şuur Modelinde Amaç ve Niyet. Nasıl şekillendirir ve yönlendiririz?
16- yüzyılın önemli kimyageri ve modern tıbbın kurucusu Paraselsus şöyle yazmıştı: “Olgunlaşma keşfinin modern aşamasında istenilen sonuca varmak için bir çok kadın ve erkeğin hayal gücü çok zarif, iradeleri durgun, inançlarına kuşkular işlemiş durumdadır. Manevi düzeyleri yükseltmeden, düşüncelerinin hiçbir kıymeti olmayacaktır.”
Bu sözlerin şimdiki dönem için de geçerli olduğu şüphesizdir. ‘Niyetin Gücü’ kitabının yazarı, ünlü Rus Psikoterapist ve Psikolog Valeri Sinelnikov diyor ki, “İnsanlar her zamanlığına kendini daha kötü, sıkıcı, sefil ve acı dolu hayatta konumlandırmaya alışkın ve yatkındırlar”. Etrafı ve bazen kendimi bile gözlemlerken, bu sözlerin çok haklı olduğuna kanı getiriyorum. En zenginler de günlerini kesintisiz televizyon izlemek ve ya eğlenmekle geçirenler de kendilerini acınası durumda hissettiklerine tanık oluyoruz sıklıkla. Bunun nedeni, bence de insanların çoğunun amaçsız, net niyetsiz, kendilerini dış hayatın etkilerine bırakarak, tek düze yaşam yaşamalarıdır. Bir amaç olduğu zaman, insan yoldaki zorluklara ve engellere değil, sonuca odaklanır. Ama çoğumuz yaşamımız boyunca beğenmediğimiz şeylerden kaçmak, uzaklaşmak en doğrusu olduğu inancıyla yaşarız. Artık kaçacak yer kalınmadığında ne olur? Tüm bu kendini oyalama, eğlendirme, boşluktan ve sorumluluklardan kaçma çabaları, bilinçaltımızın zaten bütün olana, bir olana doğru sizi yaklaştırma niyetini kendine unutturma çabasından ibarettir. Bilinçaltınız zihninize ulaşamadığında ya da ulaşsa bile siz onu anlamadığınızda (anlamak istemediğinizde) kendinizle yarattığınız bir savaşa dönüşür. Sonrasında, yaşamın acımasızlığı ya da boşluğu hakkında şikayet ve sitemler nafile olur. Yeni dünyada insanlar teknoloji, genetik metotlar, ekonomi veya doğru beslenmeye ne kadar önem vermek zorundalarsa, aynı oranda ve hatta daha çok enerji kurallarını, yeni şuur modelini, Bir’in yasalarını ve öncelikle NİYETİN GÜCÜNÜ öğrenmek zorundalar.
Büyük üstad Jhon Bennet’in şu sözlerini de hatırlatmak isterdim: “İnsanın zaafı şu anki durumunu en önemli durum diye nitelendirmesidir, insanın büyük gücü ise potansiyelleri ve onları işlevselliğe geçirecek niyetleridir.”
Niyetinizi net ifade edebildiğiniz zaman ancak, bilinçaltınıza kaderin çarkını harekete geçirecek belli güç, düşünce ve duygular gelecektir. Bu arada, kaderden ne istediğinizi sormaya utanmamak lazım, çünkü zaten altın tepside önünüze kimse getirmez, HAK EDEREK ALIRSINIZ. Ama şu gerçeği de biliyoruz ki bu zaten en iyisidir, çünkü hazır verildiği zaman çoğunda kıymetini bilemeyiz ve elimizdekini de kaybederiz. Birkaç sene önce sizde olan ama şimdi olmayan bazı şeylerin hasretini duymuşunuzdur veya şimdiki niyetleriniz arasında önceki hayatınızda olan bazı şeyler olabilir, değil mi?
Kadere istek ve niyetleriniz doğrultusunda talepte bulunurken, kendini sınırlamak, zaten elde edebileceğinize kuşku duymak demektir, o halde sizin yerinize başkaları niyet edecek (kaderinizi kontrole alacak) ama tam da sizin istediğiniz gibi değil yanlış ve ya eksik ifade edilmiş durum olabilir. o zaman size sonradan pişman olmak, sinirlenmek, kendini kurban gibi görmekle yaşamak kalır. Niyet ve amaç edinmek, EVRENİN BOLLUK İLKESİNDEN kaynaklanan işlevdir. Bu kuraldan istifade etmek için siz, var olduğumuz dünyanın bollukla dolu mucize yeri olduğuna inanmak zorundasınız. Bu da sahte suni şekilde olmaz tabii, kendinizi derinleştirmeden, arındırmadan böyle bir kurala inanmayı nasıl başarırsınız?
‘Dilediğinizi alacağınız hakkındaki kuşku ve şüphelerinizi bir tarafa bırakın. Çünkü bu niyetlerinizi gerçekleştirecek olan simyacı sizsiniz’ (V.Sinelnikov).
Geniş çapta düşünmeye çalıştığımızda kendimize daha çok güç ve enerji çekebiliriz. Niyetlerimiz ev, daire, araba vs türünden maddi değerlerle sınırlanmamalı. Bu yeni güzel ilişkiler ve içsel nitelikler olabilir. Eğer siz, zaten böyle bir niyet farklılığının derinliğini anlamaya ulaşmış, kendini oldukça geliştirmiş ve derin ruhlu biri iseniz, zaten bilinçaltınız sizi ortamdakilerden farklı şeylere çekilmenize neden olur. Fakat hayatın başında ve ya ortasında bunu tam fark etmemiş, fark etmeden de, bilinçaltınızla bütünleşmeden, yıkımlar, başarısızlıklar, hastalıklar, bazen tam tersine hak etmediğinizi bile düşündüğünüz güzel sürprizler arasında git gellerle savrularak yaşıyor olabilirsiniz. Eninde sonunda kendi hayatına sahip çıkmak, niyetlerinizde ve hedeflerinizde kontrollü olmak en iyisi olduğuna kanı getirdiğiniz nokta gelirse bu, fazla geç olmadan gerçekleşirse, çok iyi olur.
Böyle insanlarda belirsiz ve bazen çok büyük hedeflerinin olması gibi sorunlar olabilir. Onları gerçekleştirmek için birkaç yaşam lazım olduğunu ise idrak edemezler. Böyle hedefleriniz de tabi ki olabilir, fakat onları küçük ve kolay ulaşılabilinir parçalara, yaşamı ise dönemlere bölmek gerekecektir. Fakat aşırı zorbalık yapmamak lazım kendinize karşın. Lao Tzi de bunu vurgulamıştır hatırlıyorsanız: doğallıkla gelişsin içsel ve dışsal gelişiminiz, diyor bilge. Tıpkı niyetinizi ortaya koyup ta tembellikle kendi kendine gerçekleşmesini beklemek de yanlış olacağı gibi.
‘Herhangi bir problem düzgün biçimlendirilmeyen niyettir’.
Zararlıı bağımlılığından içtenlikle kurtulmayı çabalayan insanlar olur fakat başaramazlar, çünkü alkolü ve ya sigarayı neden içtikleri üzerine değil, sadece bu bağımlılıktan kurtulmaya odaklanmıştırlar. Niyetlerini alkolden kurtulmak istiyorum şeklinde değil, ‘alkol içmeme neden olan boşluğu ve ya kaygıyı başka bir şeyle (gerçekten ihtiyacım olan şeyle) dolmasını istiyorum’ deseler, çabalarında daha çok başarılı olduklarına tanık olmuştur doktorlar.
Niyetinizin gerçekleştirilmesi şimdiki durumunuzdan isteğinize doğru bir yolculuk olduğu gibi, bu sizin hayat yolunuz da olur. Engeller ve zorluklar olursa da, bu sizi güçlü kılar, farklı insanlarla karşılaştırır, yeni şeyler öğrenmenize vesile olur. Ancak, bu Yolculuğu tamamlamak için sizde istek olmalıdır ve inanmalısınız ki, hedef ulaşılabilir ve ulaşmaya değer. Mutlaka hayatınızda sizin için ilginç olan şeyle uğraşmanız sizin hayatınızı manalı kılmakla kalmayıp sizi hastalıklardan, depresyonlardan kurtarır ve yaşam gücünüzü arttırarak ömrünüzü da uzatır. Bunlar bazı insanlar için basit öneriler gibi gelebilir, ama hayatının dönüm noktalarında, gelişimin ilginç ve keskin virajlarında ve ayakta kalma mücadelesinin can alıcı anlarında – kısası insana Sırat Köprüsünden geçiş kadar önemli gelen zamanları yaşayanlar bilirler ki İdrak ve İrade tam böyle durumlarda sihirli simya geçirir. Yeni Şuur Modeli adındaki yazı serimizi de Niyet konusuyla başlamamız da boşuna değildir. Unutmayalım, niyetlerimizi bizi yansıtır, hayatımızı şekillendirir, çevremizi yaratır. Bunun sadece klişe sözler olmadığını yaşamın kendisi size yaşatması dileğimle.
Dr.Nodira İbrahim Güçsav