Dışarıda bazen sert rüzgârlar eser. Kimi zaman da fırtınalar kopar. Bir bakmışsın bazen güneşlidir gökyüzü. Bazen de kara bulutlar kaplar üstümüzü. Dış dünyamızda olan hiçbir şey kontrolümüzde değildir nihayetinde. Öyleyse huzuru boş yere mi arar insan dışarıda.
Oysa ki… Huzuru insan kendi dışında değil, içsel dünyasında aramalı her daim. Unutma! Ebedi huzur zihninin sessizliğinde saklı. Sen kendine dönmezsen, nafile ararsın huzuru dışarıdaki kalabalıklarda.
Bu yaşam sahnesinde geçici roller üstlendiğini hatırlayıp, hakikatini kabullendiğinde… Aralarsın huzura açılan sonsuz kapıları. Özgürleşirsin tutunduğun çoğu şeyden usulca. Sonrasında direnmezsin asla hayatın akışına ve sana sunduklarına. Ve huzuru yakalarsın nefesinle, zihninin sessizliğinde. Ruhsal yolculuğundan sapmazsın boş yere, kalabalıkların gürültüsüyle.
Dışarıdaki gürültüden uzaklaşıp, ruhunun huzurunda ara sessizliği. Sen ancak zihninin sessizliğinde bulursun ebedi huzuru. Özgürleş öyleyse zihninin gürültüsünden nefesinle. Kabul et tüm acı deneyimlerini ve şefkatle kucakla öz varlığını. Derin bir anlayışla farkına var, seni zihninin tuzağına düşüren duygu ve düşüncelerinin sonra.
Bir an evvel arın, yıllarca kalbine gömdüğün tüm duygusal yüklerinden. Anlamaya çalış en derin sırlarınla yine kendini. Ve hisset ruhunda, yaşamın sana sunduğu tüm güzellikleri.
Şimdiki anın kucağında bulursun ancak özünde saklı gerçekliğini. Ne geçmiştir elinde olan, ne de gelecek olan yarınlar senindir. Bir nefes kadar yakındır huzur sana, anın farkındalığında. Ne pişmanlıkların fayda eder ruhuna. Ne de geleceğin endişeleriyle üstesinden gelebilirsin bilinmeyenin. Huzuru ancak An’ın koynunda, nefesinle sessizliğinde bulursun ebedi.
Direnme yoluna çıkan engellere boş yere. Gerektiğinde kabullen üstesinden gelemediklerini. Sustur zihnindeki kuru gürültüleri. Sonra dinle! Bir daha dinle! Ruhunun kalbine fısıldayan sesini.
Dışarıda değil, ruhunun makamında bulursun ebedi huzuru. Sen ruhunun makamına bilgelikle oturmalısın daima. Duygularının hiçbir zaman esiri olmadan… Sen duygularına efendi olmalısın mutlaka. Ne vakit özgürleşirsen tüm duygularının yüklerinden. Bugüne taşıdığın her ne varsa ezelden. Kabulde ol sevgiyle. Ve affet kendini bütün deneyimlerinle. O vakit kucaklarsın içsel huzuru, kalbinin makamında ebedi.
Unutma! Özlem duyduğun huzur, şimdiki anın koynunda gizlidir sadece. Ne geçmişin anılarını tutabilirsin avuçlarında bugünler için. Ne de geleceği tüm gerçekliğiyle öngörebilirsin. Sen ancak An’ın içinde var olursun öz varlığınla.
O vakit zihninin sessizliğinde ara saklı gerçekliğini. Hisset nefesinle ruhunda, sonsuz yaşamın enerjisini. Ve iyileştir sonra kanayan duygusal yaralarını tek tek… Özgürleş seni aşağıya çeken tüm duygusal yüklerinin ağırlığından. Şefkatle kabullen tüm acılarını sonra. Ve tutunma boş yere ruhunu kanatan geçmiş acılarına.
Unutma ki… Geçmişin yükleri ve geleceğin kaygıları, kovalar birbirini zihninin dehlizlerinde. Sen nefesinle farkına varırsın ancak, zihnini meşgul eden tüm kuru gürültüleri. Öyleyse her anında nefesinle, bilincinde ol varlığının. Adına “Hayat” dediğin oyunun hikâyesini, yeni yeniden sadece An’da yazarsın. Bunu bil!
Zihninin sessizliğinde açılır farkındalığa kapılar. Sen gerçekliğini yine farkındalığın sayesinde gönlünce yaratırsın. Öyleyse zihninin derinliklerinde ara yaşam amacını da… Ve mutlaka tanı kendini, en derin sırlarınla. Var olduğun bu dünya sahnesini daha iyi anla farkındalıkla. Ardından çekil ara sıra zihninin sessizliğine yine usulca. Sadece nefesine odaklan, dışarıda her türlü gürültü patırtı kopsa da…
Sen ancak zihninin gürültüsünü susturabilecek kudrettesin bunu hep hatırla! Kalabalıkların gürültüsünde değil, zihninin sessizliğinde yakalarsın ancak içsel huzuru. Sen huzurun kendisi ol varlığınla bu yaşam sahnesinde daima.
Dışarıda kopan gürültünün içinde kaybolmadan Sen… Farkındalıkla, derin bir anlayışla ve ruhunun bilgeliğiyle yürü sadece. Ve sessizliğin koynunda gözlemle yaşam sahnesinde olanları. Ne huzurunu bozsun dışarıda kopan her fırtına. Ne de seni senden koparıp atsın karanlıklara.
Her devrin hikâyesinde bir gün sahnenin perdeleri de aralanır. İnsan düşleyen ve düşlerini yeni yeniden yazandır. Farklı rollere bürünüp, ezelden bugünlere düşmüş bir kere yollara. Kendi hikâyesini oynayan da, izleyen de yine birbirinin aynı. Gürültü çıkarır kimileri dışarıda belli ki şu günlerde.
Kendi içsel dünyasında huzuru yakalarsa niceleri… Kalabalıkların gürültüsü de azalır zamanla dışarıda. Öyleyse nefesinle huzurda ol Sen… Her fırtınaya rağmen yine de… Şifa olsun varlığın nicelerine… Huzurun sana verdiği sarsılmaz kudretinle… Umudunu koru en saf halinle yüreğinde.
Dünya sahnesinde huzur dolu yarınların gelmesi dileğiyle. Sevgiyle…