“Tarot” deyince birçok insanın zihninde bol mumlu bir odada, küçük bir masa üzerinde yayılmış kartlarla geleceği gören, olacakları haber veren, hatta genelde de ürkütücü şeyler söylemesi kuvvetle muhtemel, dalgalanan uzun elbisesiyle bir falcı kadın imajı canlanmaktadır. Fakat gerçekte öyle değildir. Hatta Tarot ‘un gelecek ya da talih okuma olduğu bile söylenemez.
Hermetizm’e göre, ‘Bilginin en güçlü kaynağı içten gelir ve Tarot, aslında kişinin kendi Yüksek Benliği ile irtibata geçmesine yardım eden kadim bir bilgidir.
Geçmişi çok eskiye, tarihi kadim Mısır dönemine dayanan ve son yıllarda starlaşmaya başlayan efsanevi Tarot nedir, ne değildir, bu yazımda biraz ondan söz etmek istiyorum:
Eski Mısır dilinde ‘Tar’;yol (road) ve ‘Ro’; Asil (royal) kelimelerinden türemiş olan Tarot bu şekilde; ‘royal road to wisdom’ yani ‘akla giden asil yol’ olarak tanımlanır. Mısır bilgesi Thoth (Yunan mitolojisinde Hermes) tarot sembolizmini oluşturan kişi olarak bilinmektedir. Daha sonraları, 8.Henry zamanında İngiltere’ye göç eden Mısır yerlisi çingenelerinin Avrupa’ya bu kültürü getirdikleri söylenir. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler tarot kültürünü sahiplenerek yayılmasına sebep olmuşlardır.
Tarot’un sırları, birçok yazar ve bilim adamının ilgisini çekmiştir. Ünlü İngiliz expresyonist ressam ve felsefe adamı Sir Francis Bacon, tarot destesindeki bazı kartların şifrelerini çözerek, kriptogramlarına dahil etmiştir. Buraya kadar görüyoruz ki, toplumumuzda sanıldığı kadar basit olmayan ve faldan öte bir bilim olan tarotla karşı karşıyayız.
Pisagorculara göre ise tarot kartlarının numaraları ile üzerilerindeki semboller ve dizaynları arasında çok önemli bir bağlantı vardır. Kabalistler de, kartların ardışıklığının gizemine hayran kalmışlardır. Simyacılar, evrensel kimyanın dönüşüm ve yenilenme prensibine uygun amblemler keşfetmişlerdir tarot kartlarında… Tıpkı Yunan alfabesindeki her harfe bir sayının karşılık gelmesi gibi Tarot’ta da, sadece evrenin bölümlerine, makrokozmosa ait değil, aynı zamanda insan vücuduna, mikrokozmosa ait bir anoloji olduğu fark edilmiştir.
Tarot kartları; hepsi ve ayrı ayrı,doğanın gücü, kanunları ve elementleri prensiplerini anlatan hiyeroglifler olarak düşünülebilir. Tüm bu prensipler, kartların üzerinde sembollerle ifade edilen fenomenlerdir, hem tek başına hem de birbirleriyle bağlantılı olarak işlerler. Kartların sayısal değerleri de, doğa prensiplerinin fenomenleriyle ilişkilidir..
Tarot’un elemental parçaları, aynı zamanda felsefenin yapısıyla ilgili unsurları da sunar.Matematik ve felsefe kanunlarına uygun olarak ilişkili özellikler taşıyan Tarot kartları, Eliphas Levi’nin deyişine göre; ‘Tarot’tan daha öte bir bilim kitabı yok’ sözündede de ifade edildiği gibi evrenin bilgisine ait çok sayıda ipucu içermektedir.
22 büyük Arkana ve 56 küçük Arkana’dan oluşan toplam 78 kartlık Tarot destesi, çeşitli ekollerde, değişerek, rengarenk semboller ve resimler içerir.
Tarot Kartlarının doğru okunması, ancak, gerek kadim ezoterik bilgi, gerek sembolizm, ve psişik yeteneklerin bir arada olmasıyla mümkündür. Ayrıca, kartların tek tek sembolik anlamlarını bilmek yetmez, açılımdaki kartlar, yan yana geldiklerinde, tek başına bildirdiği mesajdan farklı olarak, yanındaki karta göre bağlantılı bir anlam oluşturur. Söz gelimi, Kılıçların 4’ü, Asaların 5’i ile farklı, Tılsımların 10’u ile başka bir bağlam ifade eder. Tüm bunları açıklamaya vakıf olabilmenin ön şartı, içsel bir disiplin ve yeterli bilgiye sahip olmaktır.
Her konunun ilmi, bilimi ve bileni vardır, yine her konunun sahtesi ve bilmeyeni de mevcuttur ki, ilki nadir bulunan inciler gibidir, diğeri ise istenmeyecek kadar çoktur.
Tarot’la şaka olmaz, incilere ulaşmanız dileğimle…