İnsan inşa ettiği tüm benlikler arasında, kendini arayışında nicedir. Deneyimlerinin gözlemcisi olmadan, kavuşur mu öz benliğine. Çıktığı yaşam yolculuğunda tanır mı inşa edilmiş tüm benliklerini. Cesaretle adım atabilir mi gölge yanlarına olan keşif yolculuğuna.
Zaman ve mekânın ötesinde olan ruhuyla insan, deneyimler âleminde düşmüş bilinmez yollara. İnşa eder tüm benliklerini, başka benliklerde kendini deneyimleme yolculuğunda. Kimi aynalarda arar kendini, kimi ruhunun derinliklerinde. Buluştuğu her benliğinde kendinden bir parça bulur yolculuğunda. Bilginin yolunda farkındalıkla yürüyen insan, sorgular tüm benliklerini zamanla.
Farkındalık yolunda başlar, kendini aldatma yanılgısından vazgeçiş. Karanlık yanlarıyla yüzleşmeden, aydınlığa kavuşur mu insan. Kendini keşfe çıkan her ruh, özünde bulur tüm yanıtlarını. Gölge yanlarıyla karşılaştığında ise, inşa ettiği benliklerinin yansımalarında bulur yine kendini. Bölünmüş tüm benliklerini yeniden inşaya koyulduğunda, başlar öze yolculuk. Kazandığı benlik saygısıyla dönüştürür tüm duygu, düşünce ve davranışlarını. Kaynağını özünde bulan her ruh, gölge benliklerinden arınıp öz benliğiyle yürür yolunda. Bilgi ve deneyimleriyle inşa eder ardından, kendinden yansıyan benliğini ruhsal yolculuğunda.
Düşünür mü insan, hangi benlik kalıplarına sıkışıp kalır yaşamda? Bilinçli sergilediği benliklerinden özgürleştiğinde, ne kalır kendine tüm benliklerinden öte? Başkalarında kendini deneyimlemekten vazgeçtiğinde, hangi gerçekliğine uyanır ruhunun derinliklerinde? Kurguladığı mükemmel kimliklerden özgürleştiğinde, hangi gerçekliğiyle yüzleşir cesaretle? Tüm dayatmalarla inşa edilmiş benliklerini, çıkarıp attığında ne kalır kendinden geriye?
Kendini bilme yolculuğuna çıkan her ruh, önce öz benliğinin arayışında olur esasında. Arayışla başlar öze olan yolculuk. Kendi karanlığıyla yüzleşmeden insan, aydınlık olanla buluşur mu? Tüm korkularından azat olmadıkça, dağılır mı gölgede kalan her zerresiyle sahte benlikler.
Gerçekliğiyle buluşanlar, kararlılıkla arayanlardır. O vakit sor kendine çıktın mı öz benliğini arayış yolculuğuna? Vedalaştın mı tüm gölge yanlarınla?
Yine veda zamanı gelir
Yıpranmış ve köhnemiş olana
Her vazgeçiş kendini bulmaktır kendinde
Her tutunuş ise vazgeçmektir yine kendinden
Zaman ve mekânın illüzyonunda
Dünde kalan bugünün hakikatini
Bugünün deneyimleri ise
Yarının ilmeklerini örer usulca
Her zerresiyle ruh…
Kendi özüyle dans eder yaşam sahnesinde
Takındığı tüm benlikleri sergiler gönlünce
Kurgulanmış en mükemmel haliyle
Yarışır benlikler birbiriyle günümüz sahnesinde
Kendine uzak olmanın yalnızlığında
İnşa eder sanal dünyasında yansıtmak istediklerini
Arzulanan benlikle, dayatılan benlik arasında
Sıkışıp kalır niceleri benliklerin gölgesinde yine yalnız
Hangi yol çıkar hakikate?
Düşünür mü öz benliğinin arayışında olan
Özgürleşirse insan tüm dayatmalardan
Kendine döner elbet en yalın haliyle
Yüzleşirse insan cesaretle, tüm benlikleriyle
Hatırlar unuttuğu gerçekliğini
O vakit hatırla!
Senden yansıyanla, benden yansıyan
Ne vakit ayrı düştü bu yollarda?
İnşa edilmiş tüm benliklerimizden arındığımızda
Ne vakit buluşuruz ÖZ BENLİĞİMİZLE her birimiz?
Kurgulanmış benlikler sahnesinde
Hangi değerleri yeniden inşa edebiliriz umutla?
O vakit yüzleşelim…
İnşa ettiğimiz tüm benliklerimizle
Biz o kadar çok yüzleşiyoruz ki kendimize haddinden fazla acı da çektiriyoruz, sıradanlaşamıyoruz, benzeşemiyoruz, uyumsuz hale geliyoruz, içindeyiz ama orada değiliz çünkü yüzleşmeler bizi toplumun o kaotik yolculuğundan özgürleştiriyor ve biz aslında kendimizi bulduğumuzu sanırken, toplumun dinamikleri arasında kaybediyoruz ve yalnızlaşıyoruz. Benzerlerimizle anlaşılma kaygısı olmadan sohbet edebiliyoruz ve onlar da o kadar azlar ve uzaktakiler ki bu da tek başınalığımızın içinde güçlü olmamız gerekitğini öğretiyor bize. Birileri var orada biliyoruz ve biz yalnız değiliz sadece tek başınayız…Emeğine sağlık Şenay Zuhur…
Teşekkürler Murat