Dönüşüm Çağı

Uyanış, dönüşüm sürecinin hızlandığı sürekli değişen ruhsal ve duygusal durumların yaşandığı ve giderek bu durumların artacağı bir dönemdeyiz. Öyle ki gün içinde yaşadığımız sürekli değişen duygu durumları, nedensiz korku, panik içinde amaçsız hissetme, insanlarla ve yakın çevremizle tekrar eden iletişim sorunları, ani depresif haller, sanki burada değilmişiz ya da uçuyormuşuz hissi, dikkat dağınıklığı, zihinde bulanıklık, karışıklık hissi, sakarlık, zaman algısında değişiklik, duyusal olarak aşırı hassaslaşma, algısal değişik açılmalar, seslere karşı aşırı duyarlılık vb gibi daha ekleyebileceğimiz birçok hal bu değişen ve süregelen duygu durumları içinde sayılabilir.

Olağanüstü bir zamandan geçiyoruz. Düşünebileceğimizden ve hayal edebileceğimizden çok daha inanılmaz bir değişim-dönüşüm sürecindeyiz. Bu saydığımız değişen ruhsal hallerle birlikte algısal açılımlar ve artan farkındalığımızla ilgili birden fazla neden sayılabilir.

dönüşüm-çağı

Bazı kaynaklara göre 1960 bazılarına göre 1989, 1998 gibi farklı tarihler verilse de sonuç olarak uzun yıllardır Foton kuşağı içinde bulunmaktayız. Bununla birlikte değişen elektromanyetik alanlar ve artan Evrensel Kozmik ışınlardan kaynaklanan değişimler bu dönem artarak devam ediyor.

Finlandiya Oulu Üniversitesi Kozmik Işın istasyonunda yapılan ölçüm sonuçlarına göre 2015 yılında bu Kozmik x dalgası denilen Gama patlamaları ve ışın seviyesi maksimuma ulaşmıştır. 2016’da yapılan ölçümlerde de bu yoğunluk devam etmektedir. Ölçülen bu Kozmik ışınlar Dünya ve üzerinde yaşayan bütün varlıklara etki etmektedir. Bu ölçülen frekanslar Modern tarihte şimdiye kadar bilimsel verilerle ölçülebilen en yüksek seviyeye ulaşmıştır.

İşte bu Kozmik ışınlar bu kadar yüksek verilerle dünyaya gelirken elbetteki iklimi, doğal yaşamı dünya üzerindeki her şeyi etkilemekle birlikte insanda da fiziksel ve ruhsal anlamda değişikliklere sebep olmaktadır. Bu etkiler adeta bir arınma süreci bir geçiş döneminin habercisi gibidir. Bu dönüşüm DNA’larımızn yeniden aktive olduğu Dünyanın ve insanların yeni bir varoluş titreşimine geçmeleriyle ilgilidir.

DNA

100 yıl önce Muhteşem buluşlara imza atmış Dahi bilim adamı Tesla’nın önce söylediği gibi “ Hayatın sırrı titreşimlerde” Evren kocaman bir titreşim . İnsan da etrafındaki her şeyle birlikte her an titreşmekte.

Bu Kozmik akımlarla birlikte gelen jeomanyetik fırtınaların insanların beyin dalgaları ve hormon seviyelerini etkilendiğini bu konuda çalışan bilim insanları belirtmektedir.

Araştırmacı, yazar, jeolog bilim adamı Gregg Braden’e göre Farkındalık düzeyimizle manyetizma arasında bir bağ var ve bu manyetik alanlar zaman içinde değişmekte, göçleri ve sosyal yaşamı etkilemektedir.

Düşünce ve duygularımıza bağlı olarak çevremizle sürekli bir elektromanyetik alan oluşturmaktayız. Bu alanlar Dünyamızdaki, Güneş sistemimizdeki ve Evrendeki birçok ve elektrik ve manyetik alanla sürekli iletişim halinde bilgi taşımaktadır. Güneşin ve Dünyanın manyetik alanlarındaki enerji akımları insan sağlığını, Ruhsal durumunu hem negatif hem pozitif anlamda etkilemektedir.

Güneş rüzgarları, foton dalgaları ve diğer kozmik ışınlar Hücresel düzeyde bizi güçlü etkilere maruz bırakarak eski yaşanmışlıklar, deneyimlerden kaynaklanan hücrelerimizde birikmiş hücresel hafızanın uyanmasını etkiler bu yolla hücresel hafızadaki birikimleri temizleyerek daha yüksek frekanslara ayarlanmamızı sağlarlar . Bu arınma sayesinde yükselen titreşimlerimiz sayesinde fiziksel gerçekliğin yapısını bile değiştirebiliriz.

Eski çağlarda kadimlerin belirttiği gibi, Metafiziksel psikolojiye göre “İnsanın Bilinci” Dünyayı Evren içinde dengeye koymak üzere; astrofiziksel, jeofiziksel faktörler matrisi ile etkileşim içindedir, bu etkiler çağlara göre değişmektedir. Çağımızda bu etkileşim sadece değişen elektromanyetik alanlardan değil çok güçlü ve yoğun kozmik ışınlar ve beraberinde Güneşte meydana gelen jeomanyetik fırtınalarla da alakalıdır. Konuyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda bu elektromanyetik alan değişimleri, kozmik ışın etkileri bir uyandırma işlevi görerek Hücresel seviyede de bizi değiştirmekte ve DNA kodunun bazı yönlerini aktive etmektedir. Fiziksel olarak DNA çevresinde bulunan Elektromanyetik alanlar da değişmektedir zaten bize gelen bilgi akışı da bu elektromanyetik alanlar üzerinden sağlanmaktadır.

Bazen bu enerji değişimlerine yönelik farkındalığımız son derece şiddetli hissedilebilir, hatta agresyon, korku, panik gibi olumsuz haller yaşayabilir ve bundan rahatsız olabiliriz bu etkiler yaşadığımız geçiş döneminde yeni titreşimlere uyum sağlarken adaptasyon süreciyle alakalı verdiğimiz ruhsal tepkilerdir.

Yaratılışın enerjisi değiştikçe biz de her anlamda değişiriz. Bu farkındalıklar sayesinde yüksek benliğiyle temasa geçen insan Evrenle ilişkisi açısından hem bireysel hem kolektif farkındalığın artacağı bir döneme doğru ilerlemektedir. Olaylar bize ne kadar karmaşık, belirsiz, sert ve zorlayıcı olarak görünse de bunu yüksek-yeni bilinç düzeyine ulaşmak için birtakım testlerden geçtiğimiz, arındığımız bir dönem olarak düşünmek ve bu anlayışla hareket etmek bize daha bütünsel bir bakış açısı kazandıracaktır.

Evrendeki her şey bilinçli şekilde birbiriyle bağlantılıdır. Günlük hayatımızda farkında olmasak da, olan biten her şeyden hücresel düzeyde haberdar ve etkileşim içindeyiz. Kendi bedenimizle de aramızda bu şekilde bilinçli bir haberleşme vardır. Bizim kişisel Bilincimiz Evrenin Bilinci içinde yer almaktadır. Yaşamsal amacımız, Kolektif Bilinç denilen Evrenin Ana bilinci ile daha derin ve farkındalıklı bir bağlantı oluşturmaya doğru evrilmektedir.

Bu dönüşüm çağında yapılacak en iyi şey kalplerimizi açıp değişimin bize getireceği yenilikleri düşünerek hayatla her şeyle bir ve bütün olduğumuzu hissetmek, korku ve kaygılarımız yerine Sevgi dolu bir farkındalık içinde olmak kendimize yapacağımız en büyük iyiliktir.

Unutmayalım ki Sevginin, Kalbin dili evrenseldir. Bu Öyle bir dildir ki bizi yaratılış içinde en yüksek titreşimsel seviyede yolculuk ettirecek bir lütuftur. Bu Dönüşüm çağında yeni ve yüksek frekansa uyumlanırken değişimi bize en rahat, olumlu seviyede yaptıracak kadar yetkin, kadim bir anahtardır.

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir