En uzun gece gibi bu yazı da uzun olacak bilginize… Sıkılanlar yarıda terk edebilirler, hiç alınmam…
Gündüzümüz ve gecemiz birbirine karışmış halde evlerimizde oturuyoruz. Heeyy dışarıda neler oluyor, özellikle gökyüzünde neler oluyor? Bir bakalım neler oluyormuş…
21 Aralık 2020’de Satürn ile Jüpiter Kova burcunun 00 derecesinde kavuşacaklar… Baba ve oğul… Kronos ile Zeus… Bu tür özel kavuşumlara “Sahib-kıran” adı verilmiştir. Şu günlerde gökyüzünde rahatlıkla Jüpiter ve Satürn’ü çıplak gözle izleyebildiğimiz için bulutlar izin verirse batı yönünde büyük bir tek yıldız gibi bu Sahib-kıran’ı gözlemleme şansımız olacak.
Jüpiter dokunduğu her şeyi büyütür. Sistemimizin en büyük gezegenidir. Mitolojik adıyla Zeus, Tanrılar dağı Olympos’un efendisidir. Diğer tanrı ve tanrıçalarla birlikte 12’li sistemli bir yönetim oluşturmuştur. Varlık, zenginlik, maddesel kazançlar, ticaret, ekonomi, şans iyimserlik, sadakat, adalet, özgürlük, güven ve yüksek akıl getirir. Dinler, inançlar, ruhsal yolun istikameti, felsefe ve uzaklara yolculuklar, maceralar gibi konular Jüpiter’e bağlıdır. Üstatlık, akademisyenlik, üst seviye uzmanlık gerektiren her konu için Jüpiter yetkilidir. Yay burcunu yönetir. Yay burcu; ok atan, insan gövdeli, at bacaklı bir yapıyla resmedilir. Macera yaşayarak ve yolculuk yaparak hayatı öğrenmemizi isteyen güler yüzlü bir öğretmendir.
Satürn ise Jüpiter’in genişleten etkisinin tersine daraltan, sıkıştıran, kuralların ve kalıpların içine sokan, eskiyi koruyan, gelenekselliği önemseyen, sorumluluk ve kısıtlamaları belirleyen sert bir öğretmendir. Süreklilik, konsantrasyon, somutluk, sabır, verimlilik, tedbirlilik, otoriterlik, disiplin sağlar. Bunu yaparken hedefi, güçlü olmayı, dünya karmasında ayakta kalmayı, bedenimizi maddesel dünyada fark etmeyi, bulunduğumuz konumu uzay-zaman-madde olarak algılayarak bu noktada tutunmayı öğrenmemizdir. Katı beden gerçeğini yüzümüze vuran, bu bedene tanınan zamanın sınırlı olduğunu ve bedenen ölümlü olduğumuzu her an bize hatırlatır. Bu yüzden ona “Zamanın Lordu” deriz.
Satürn ve Jüpiter arasındaki bu zıtlık, bir dede, baba ve oğul masalı taşır mitolojide… Masalları sevin, her biri üstat öğretmenlerin sert olan yaşamı, biz çocuklara anlatmak için kullandığı şefkatli ve yumuşak yollardır.
Şimdi bir bakalım bu masal nasıl akıyor ve bize vereceği kıssası nedir?
Mitolojiye göre; her şeyden önce sonsuz bir boşluk olan Kaos vardı. Sonra Kaos’tan çıkan toprak ana Gaia oluştu. Gaia; Uranos’u (Gökyüzü) ve Pontus’u (Deniz) oluşturdu. Onlarla birleşerek çocuklar doğurmaya başladı. Uranos ile birleşmesinden 6 dişi 6 erkek doğdu…
Uranos yani gökyüzü muktedir olmaya o kadar düşkündür ki, doğan çocuklarının yaşamasına izin vermek istemez ve onları Gaia’nın karnına geri teper. Oğul Kronos (Satürn) bu duruma son vermek için elindeki tırpan ile babası Uranos’un cinsel organını keser ve babasının iktidarına son verir. Uranos’un suya düşen sperminden Afrodit (Venüs), yani aşk, güzellik ve yaratım gücü doğar.
Böylelikle, Oğul Satürn tahta geçmiş olur ve Rhea ile eşleşir. Lakin muktedirlik egosuna o da yenik düşer ki, Rhea’dan doğan evlatlarının onu tahtından edeceği korkusuyla her doğan çocuğu yutmaya başlar.
Bu duruma çare arayan Satürn’ün annesi Gaia ile karısı Rhea iş birliği yapmaya karar verirler. Son doğan erkek çocuk Zeus’u baba Satürn’den kaçırarak onun yerine kundağa sarılmış bir taş yuttururlar. Zeus (Jüpiter) büyür ve babasının sarayına görevli olarak geri döner. Hazırladığı bir karışımı babasına içirerek onu kusturur ve kardeşlerini hayata döndürür. Babasını da cehennemin dibindeki Tartaros’a hapseder.
Jüpiter kardeşi Hades’e ölümü ve yeraltını, Poseidon’a denizleri verir ve kendisi de gökyüzünü alır ve Olimpos yönetim sistemini başlatır. Halen 12 Tanrı ve tanrıça ile Olimpos dağından yaşamı birlikte yönetirler. (12 sayısı; 12 burç, 12 ay, 12 havari, 12 imam vb. olarak sembolleşmiştir)
Masal bu ya, yaşamın başlamasını hedeflerken birbirlerini katleden bu dede-baba-oğul yani Uranos, Kronos, Zeus’un isimleri gökyüzündeki gezegenlere verildiğinden olsa gerek muktedirlikleri hala devam etmektedir… Siz bakmayın onların bu masalda birbirini katlettiklerine, söz konusu insan olduğunda kendi kavgalarını unutur ve bir güzel iş birliği yaparlar.
İşte bu dede-baba-oğul üçlüsünden ikisi, 21 Aralık’ta ilginç bir toplantı yapıyorlar 12 odalı hayat sarayımızın Kova burcu salonunda… Baba- oğul en son 1405 yılında bu salonda bir araya gelmişlerdi ve orta çağın bitip yeni çağın başlamasına karar vermişlerdi. Dede Uranos (Gökyüzü) ise sarayın Boğa burcu salonunda dikkatle onları izliyor olacak. Kronos ve Zeus’un birlikte yeni dönem için yapmaya karar vereceği tüm değişiklikler, yenilikler, icatlar, anlaşmalar, devrimler, kurallar önce Uranüs tarafından gözden geçirilecek. İttifaka varmaları için Uranüs ile Satürn Jüpiter arasındaki kare açının ortadan kalkmasını bekleyeceğiz 8 Ağustos 2021’ e kadar…
Toplantının yapılacağı Kova burcu 00 derece salonda; dört tane de sabit yıldız halihazırda bekliyorlar. Bu dört önemli yıldız, içinde olduğumuz boyutun içinde Kova burcu 00-01 derecede oturmaya devam ediyorlar. İç çember olan Güneş sisteminin Zodyak’ı sürekli hareket halinde iken, sabit yıldızlar tıpkı anayasa hakimleri gibi görev yaparlar. Evrenin yasalarını korumak ve makro kontrolleri yapma görevi ile beklemeye devam ederler ve konum değiştirmezler.
İşte 21 Aralık Kova kavuşumunun anayasa hakimleri Tarazed, Şam, Albireo ve Altair isimli bu yıldızlar Satürn-Zeus toplantısına gözlemcilik ve danışmanlık yapacaklar.
Tarazed; Farsça ölçek ışını demektir ve hayal gücü, güçlü tutku, güçlü irade, şans, ün verir ve bunlar arasındaki dengeyi ölçeklendirir. Tarazed yıldızı güçlü bir zihnin temsilcisidir. Olumlu etki yapmayı sever.
Şam ise savaş, mücadele, ölüm tehlikesi ile etki yapan zorlayıcı bir yıldızdır. Şu anda yaşadığımız ölüm-kalım mücadelesini temsil ediyor.
Albireo; ün, kültür, sanat, uyum, ahenk verir, olumludur.
Altair hepsinden ünlüdür ve Kartal takım yıldızındandır. Kartal Zeus’un kuşudur ve Zeus’un ünlü yıldırım asasını elinde tutar. Tarafsız olarak kabul edilir. Ani yükseliş, ani iniş, ani dürtüsellik, hızlı ün, hızlı düşüş etkisi vardır, tıpkı çakıp sönen yıldırımlar gibi… Ani parlayış, sonra ani karanlık… Cesaret sembolüdür, astrolojiyi etkiler, yani feleklerin dönüşünü… Aynı zamanda dönen feleklerin yazgısını, yani yazılışını temsil eder. Kartal takım yıldızının metaforu yarı kuş yarı insandır… Ve bize yön gösterme özelliği vardır.
Bu kadar güçlü karakterlerin buluştuğu oda, Kova burcu neyi temsil ediyor?
Bilim, özgürlük, yenilik, kozmik bilgiler, uzak gezegenler, galaksiler, icatlar, yenilikler, teknoloji, uzay bilimi, astronomi, astroloji, toplumsal ve kolektif alanda özgürlük ve bireysellik, sosyal sahneler ve gruplar, toplumsal örgütler, sosyal reformlar, büyük devrimler kova burcunun yönetimindedir. Tüm icatların patentleri, yazılımları ve kayda geçirilmesi onun elindedir. Teknolojik her icat ve yenilik topluma sunulmadan önce patentlenerek ondan izin alınır. Her daim Kova burcunda bekleyen Altair yıldızının verdiği etki tam da bu noktadadır. Yüksek bilginin yazılması ve tüm toplumda tanınması yani ünlenmesi Altair’in sorumluluğundadır.
Jüpiter Kova burcu odasında bir yıl kalırken, Satürn 2 yıldan fazla bir süre (7 Mart 2023’e kadar) kalacak ve yeni dönemin alt yapısını, iskeletini, kurallarını yazıp oluşturacak. Satürn DNA denilen kodları yöneten büyük mimardır. Satürn, yeni dönemin mimarisini yazmak için 2,5 yıl Kova’da kalacak.
Meydana gelecek tüm değişimlerin birkaç ayda oluşacağını düşünmeyin, 20 yıllık ve 200 yıllık bir döngünün başlangıcındayız artık. Devre kapanmıştır diyor gökler… En uzun gece bitiyor…
Satürn en son 1992-3 yıllarında kova burcundayken “www” sistemi ile tüm dünyanın network ile bağlanması devreye girmiştir. Aradan 27 yıllık bir süre geçti… Satürn Kovadan çıkarken 2023 yılında tam bir karma dönemi olan 29-30 yıllık kendi döngüsünü tamamlayacaktır. Zira, yörünge süresi budur Satürn’ün…
Peki yeni 30 yıllık döngüde neler var?
Geçtiğimiz 30 yılda dünya üzerinde tüm insanlar olarak bir ağa bağlanmıştık. Şu anda ise kozmik ve evrendeki galaksiler ile bağlantıya geçmenin vakti geldi diyor gökyüzü…
Kozmiğe doğru yürümemizi, yüksek akla geçmemizi isteyen, özgürlük vadeden Jüpiter ile Satürn Kova’da ittifak içindeler. Üç “W” ile dünya üzerinde kurduğumuz bağlantıyı artık belki dört “W” ya da belki başka bir kod harf ile birleştireceğiz muhtemelen.
Quadik-dörtlü sistemli kod, kendi DNA yazılımımız ile de yakından ilgilidir. Aslında dört harften oluşan protein kodlarımızın sadece üç harf kullanarak oluşturduğu genlerin kitabı ile yaşıyoruz şu anda hatırlayalım. Bu müstakbel dördüncü kod, muhtemelen interaktif-hareketli-dinamik bir özellik taşıyacaktır.
Öyle bir döneme giriyoruz ki, evrende yalnız olduğumuzu zannedip, dünyanın üzerinde istediğimiz gibi savaşarak adeta fink attığımız, çocukça tüm şımarıklığımız ile egomuzu şişirdiğimiz cahiliyet dönemimiz bitiyor. Büyümek zorunda olduğumuzu bize hatırlatan sistemsel baskılar, üzerimize basit bir protein ile ölümü göndermiştir. Konakçı arayan Covid 19 proteini bizim kendi halimizin bize yansıyan göstergesinden başka bir şey değildir. Yaşadığının bile farkında olmayan ve konakçı bularak hayatına devam etmeye çalışan Corona proteininden ne farkımız var?
Konakçı arayan Covid 19 gibi insan, dünya hücresinin üzerinde tepinip onun ölümüne sebep olabileceğini unutarak kendine tanınan vakti bitirmiştir ve her şeyin sahibi olanın yeterince sabrını taşırmıştır. Sahib-kıran adı verilen bu tür gezegen kavuşumları onun adına müdahaleyi yapmak için işte görev başındadır.
Bu kadar makro ve büyük bakış açısına henüz hazır olmadığımızı düşünebiliriz. Evlerimizde hapsolup, üretimlerimizi yapamaz, dünyayı, ağaçları, yaprakları, yağmuru, karı koklayamazken ve hepimiz ekmek paramızla sınanırken bize ne göklerden diyebiliriz. Basit bir virüs bizi evlerimize hapsetmişken kozmiğe ulaşmaktan, galaksilerden haber almaktan nasıl bahsediyoruz, faydamız, çıkarımız nedir, galaksilerden gelip bizi mi besleyecekler diye düşünebiliriz. Bir ölüm kalım savaşı mücadelesi verirken bu nasıl olacak? Evet, güzel soru?
Tüm göklerin nasıl yayıldığını, dürüldüğünü ve yer ile gök arasında pek çok tabaka ve de pek çok varlık yaratıldığını ayetleyen bir kutsal kitabımız var. Hala mı akıl etmezsin, düşünmezsin ve yalanlarsın der mi yüce kitabımızda Allah? Der…
Devam edelim…
Kartal takım yıldızına atfedilen yarı kuş yarı insan metaforuna şimdi tekrar bakalım. Bu bize neyi anlatıyor?
Gökte uçabilen, en yükseklere çıkabilen kartal metaforu tüm kültürlerde önemlidir. Çift başlı kartal özellikle pek çok kadim ulusun sembolüdür. Selçuk Türkleri, Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri kullanır. Tolteklerde zamanı simgelerdi ve kartalın gıdasının bilinç olduğunu söylerlerdi. Tarazed yıldızının ölçek ışını ve güçlü zihni yani bilinci temsil ettiğini hatırlayalım bu noktada…
Uzaklara gidebilen yarı kuş yarı insan için astronot ya da uzaya çıkan android de diyebiliriz. İnsan aklının tutku, hayal gücü ile birleşimi ile kozmiğin içinde yol alabileceğimiz bir dönemin başlangıcındayız şimdi. Kozmik insan, galaktik insan, içimizdeki galaktik insanın uyanışı, galaktik insanın dünya ile irtibat kurması, ya da insanın galaktik seviyeye gelmesi söz konusu olacaktır.
Rus bilim adamına ait Kardeshev ölçeğine göre gezegenimiz dünya henüz 0 skalasında yer almaktadır. 1-2-3 seviye yaşamların olduğu galaksi ve gezegenlerin var olduğunu fizik formülleri ile de açıklamaya çalışan teoriye göre 1. Seviyeye ulaştığımızda, evrensel kozmik yönetim mekanizması içinde varlığımızı temsil etme durumuna geçeceğimiz iddia ediliyor. Bu seviyenin kriterlerinin evrensel barış, sevgi, özgürlük, sorumluluk olduğunu ve hem beden enerjimizi hem dünyanın tüm enerjisini yöneterek olumlu eylemlerde kullanabilmemiz gerektiğinin altını çiziyor. Savaş, nefret, acı, korku, şiddet yaşadığımız ve yaşattığımız sürece kozmik konsey sisteminde temsil edilmemiz mümkün değil.
21 Aralık 2020 Ankara saatiyle 19:19 civarında oluşacak kavuşumda insanın galaktik seviyeye gelme ve galaktik sistemle iletişim kurmasını sağlayacak hazırlığın başladığı önemli bir tarihtir.
Tüm bu büyük kozmik döngü gelecek dönemde hayatımızı nasıl etkileyecek?
• Kavuşum anında yükselen burcun 25 derece yengeç olması nedeniyle bir süre daha evlerimizde dar alanda durmaya devam edeceğiz.
• Aşı tartışmaları bir süre daha devam edecek, Ağustos-Eylül ayına kadar aşı hakkındaki konular netleşmeyecek.
• Yapılmış olan evler ve inşaatların fiyatı bir süre daha artacak.
• Araba ve araç sektöründe pahalılık devam edecek.
• Gıda sektöründe fiyat artışı ve üretim sıkıntısı yaşanacak.
• Tüm üretim sektörlerinde durağanlık nedeniyle var olan üretilmiş her türlü metanın değeri artacak.
• Toprak ve arazi, doğal ortamlar çok değer kazanacak.
• Topraksız tarım başlayacak, hava elementi olan Kova’nın etkisiyle sadece hava ve oksijenle desteklenen gıda ürünleri üretimi başlayacak. Dikey tarım, bireysel tarım, konteyner tarımı gibi mikro ölçekli tarım gelişecek. İnsanlar bireysel tarımı öğrenme çabasında olacaklar.
• Uzay koşullarında tarım için kullanılan teknikler halka açılacak.
• Tarım politikaları yeniden belirlenecek, mevsimsel döngüye bağlı eski tarım yöntemleri değişecek, yapay mevsim ortamları ve hızlı ürün yöntemleri kullanılacak.
• Bugüne kadar kullanılan tüm eski sosyal, kültürel, yerel gelenekler sırasıyla terk edilecek.
• Bir süre sonra yeni ev modelleri gündeme gelecek ve uygulanmaya başlayacak. İnşaat sektörü ve mimari yapı tamamen değişecek.
• Uluslararası yolculuk, hava, gemi taşımacılığı kuralları yeniden yazılacak.
• Bireysel hava yolculuğu sağlayacak hava araçları üretilmeye başlanacak.
• Uluslararası vize giriş çıkış yöntemleri değişip yeniden belirlenecek. Ülke vatandaşlık numaramızın yerine dünya vatandaşlık numaramız geçecek.
• Gökyüzü ve kozmik UFO’lar ile ilgili sansasyon haberler duyulacak. UFO sanılan gelişmiş ülke araçları ifşa olacak. Halka açıklanan teknolojik bilgiler üzerimizde şok yaratacak. Hangi UFO’ların gerçekte silah ve savaş amaçlı dünyada üretildiğini öğreneceğiz.
• Bazı UFO’ların ise bizim geleceğimizden geldiğini öğreneceğiz. Bu sırada zaman yolculuğu hakkında bilgiler ortaya çıkacak.
• Geleceğimizden bu zamanlara gelip müdahale edildiğini öğreneceğiz.
• Kozmik, uzay, teknoloji konusunda bazı bilgilerin gelecekten alındığını şaşkınlık içinde göreceğiz.
• Halktan saklanan Tıbbi ve bilimsel tedavi yöntemleri açıklanacak ve farmakoloji (ilaç sektörü) büyük yara alarak tamamen değişecek.
• Hastalık ve tedavi dışındaki diğer teknik gelişmelerin saklanan ve bekletilen patentleri halka açıklanacak ve ortaya çıkacak.
• Fayda mekanizması yükselerek konfor ve lüks mekanizmasının yerine geçecek.
• Toplumsallık, bütünlük, birlik, özgürlük temaları daha üst seviyeye taşınacak. Fakat bu özgürlük, normal koşullardaki sade insana bu süreçte ağır baskı yaşatılması sebebiyle isyanlar ve mücadeleler ve fedakarlıklar sonucunda elde edilecek.
• Irklarla ve farklılıklarıyla ilgili önemli genetik bilgiler ifşa olacak. Irk kırımı ile gizlenen bilgiler ortaya çıkacak.
• Ani toplumsal değişimlere tanık olacağız. İnançlarda ve dinlerde saklanan bilgiler ortaya çıkacağı için büyük ruhsal sarsılmalar yaşanacak. Dinlere kaynak olan ve gizlenen çok eski belgeler halka açıklanacak.
• Henüz varlığını bilmediğimiz ya da eksik-yanlış bildiğimiz eski uygarlıklar ve kıtalar hakkında bilgilere ulaşacağız. Bu uygarlıkların kalıntıları toprak ve deniz altında keşfedilecek. Göbeklitepe’den çok daha eski kalıntılar ortaya çıkacak.
• Gıda, giysi gibi üretime yönelik çok boyutlu yazılımlar ve teknolojik sistemler ortaya çıkacak. Çok boyutlu yazıcılar devreye girecek.
• Kova burcu ve özellikle sabit yıldızların özellikleri arasında astrolojinin yükselişi de olduğundan astroloji çok daha fazla önem kazanacak ve ciddiye alınacak. Gelecek olasılıkları hakkında veri bankası oluşturulması için önemli, etkin ve kapsamlı astroloji yazılım programları yapılacak.
Rüya gibi değil mi? Tüm bu olasılıklar acaba gerçekleşir mi? 2019 yazında dere tepe özgür gezerken, deniz kıyısında dalgaları seyrederken hangimizin aklına tüm dünyanın aylarca evine kapatılacağı geliyordu?
Peki bu büyük kavuşum yaşanırken, zorlaştıran, karşı koymaya çalışan etkiler var mı? Astrolojide buna 180 derecelik karşıt açılara bakarak cevap bulmaya çalışırız.
Kova enerjisi tüm gücüyle dünyayı ve bizi değiştirme planlarını hazırlarken 00 derece Kovanın 180 derece tam karşısında Aslan burcunda neler var, sorgulayalım… 2 derecelik orb farkı ile Talitha adında sessizliği ve tarafsızlığıyla bilinen bir sabit yıldız, Kova buluşmasının tam karşısında 2 derece aslan burcunda sakince oturuyor.
Talitha büyük ayı takım yıldızının sağ ayak pençesindeki üç yıldızdan biridir ve Ceylanın 3. Sıçraması tabiri ve batı yönü ile tanımlanır. Tedbirli, şüpheli, güvensiz, kendi kendini kontrol edebilen, sessiz ve sakin olmasına karşın uyandırıldığında ise büyük öfke gösteren yabani bir enerjiyi temsil eder. Bu sağduyulu ve sessiz yıldız, sosyal sorumluluk ve yürütme gücü ve içsel denge ile ilgilidir. Önemli kararların kapalı kapılar ardında, yani içsel olarak alınmasını anlatır. Bu sırada uygulanacak hiyerarşide özdenetim ve sabır göstermek önemlidir. Aksi takdirde uyanan ve adalet arayan öfkesi çok yıkıcı olacaktır.
MS. 1. YY’da yaşayan en eski astrolog Marcus Manilius, Astronomica adlı eserinde bu yıldız için şöyle bir bilgi vermektedir:
“ Şimdi kutup etrafında bir devri tamamladıktan sonra… Böyle bir zamanda vahşi yaratıklar düşmanca bir yüz göstermeyecek, kurallara itaat edecekler… İnsanlar insanca başarılarla vahşi yaratıkların doğalarına yabancı beceriler öğretecek, canavarın hareketlerini yönlendirecek, kaplanın öfkesini ortadan kaldıracak, onu barışçıl bir hayvan olması için eğitecek, vahşilikleriyle yeryüzünü taciz eden tüm canavarlar dostluğa ve birliğe katılacak…
Ayrıca “Talitha”, “Meclisin kızı” anlamına gelir. Markos İncilinde adı geçer. 5: 22 ve 23’te sinagogun (meclisin) yöneticilerinden Yairus İsa’nın yanına gelir ve “küçük kızım ölüm noktasında” der. İsa kızın evine gider elini tutar ve “kız doğar” anlamına gelen “Talitha Cumi” der. Ursa’nın ön ayağındaki bu yıldız şifa ve şefkat hikayesinin temeli olarak kullanılıyor.
Görünen o ki, dışarıda bunca hastalık, felaket, değişim, yıkım varken tüm tedbirlerimizi alarak içimize çekilmemiz, öz kontrolümüzü ele geçirmemiz, öfkeden uzak durmamız, sakince beklememiz, birlik duygusunu, barış ve şifa niyetimizi güçlü tutmamız, yeryüzünü taciz eden tüm (insanlar ve virüs dahil) canavarların şifa ve dostluk buluşmasını beklememiz gerekiyor.
Biz tüm insanlar olarak ne zamanki bir arada barış, sevgi, sağlık, eşitlik, adalet ile yaşamadıkça, savaşsız bir bir dünya bilincini içimizde uyandırabilir hale gelmedikçe, Covid 19 gitse de Covid 29 olarak gelecektir. Birbirimizle savaşmaya harcadığımız paralar, savaş teknolojileri için kullandığımız devasa icatların boşa olduğunu minicik bir protein hücresini yenemeyerek öğrenmiş olduk. Aferin bize…
Göklerde öyle bir düzen kurulmuş ki, aklımız ile sadece rasyonel mantık yürütme ile bu düzeni algılamak ve çözmek mümkün değildir. Bu düzenin akışına iradi seçimler katılabileceğimizi henüz kavrayamadık. Seçimlerimizin gücünün bilincinde ve farkında değiliz, tamamıyla kader kurbanı olduğumuzu zannetmeye devam ediyoruz.
Bu seneki ne uzun gecemizde yaşanacak “Sahib-kıran” etkisi, neyin farkında olmadığımızı bize fark ettirmeyi amaçlayan büyük bir kavuşumdur. Tüm dünya insanları olarak gerçek birlikte, barışta ve üst bir akılda bizi buluşturmaya çalışan iki büyük öğretmen ile geçireceğimiz en uzun gecenin sabahına sağlıkla hep birlikte uyanmak dileğiyle…
Astrolog Notu: Bireysel doğum haritalarınıza göre bu kavuşumdan hangi alanlarda etkileneceğinizi öğrenmek için mutlaka bir astrologdan yardım almanızı önemle belirtiyorum. Doğum saatinizi ve yükselen burcunuzu biliyorsanız internet sitelerinde yer alan transit haritanıza da bakabilirsiniz… Çok özel bir kavuşum olduğundan ve her doğum haritasında yükselen derecesine bağlı olarak transitin ev yerleşimleri farklı olacağı için burçlara göre etki alanlarını genel olarak yazmanın yanıltıcı olacağını ısrarla belirtmek istiyorum. Örneğin 20 derece yengeç yükselen 7. Evde kavuşum yaşayacakken, 5 derece yengeç yükselen 8. Evde kavuşum yaşayacaktır ve aradaki fark çok çok önemlidir. Kendi burcunuz ile ilgili genel yorum okurken gereksiz yere canınızı sıkacak yanlış bilgiler edinebilirsiniz.
Füsun Nesrin Dabağlar