Burası Colombia Guatepe’de El Morro adında bir kasaba. Doksan milyon öncesinde, öylece Tanrı’lar tarafından, fırlatılıp atılmış bu kayanın adı ve olduğu alanın adı Guatepe. Tam 2134 metre yükseklikteyim ve bu kayanın güçlü enerjisine inanarak hayatın akışına yön veren bir frekansta bir aydır konaklıyorum. Birlikte yolculuğa başladığım arkadaşlarımla yollarımızı ani hava değişimi ve enerji dengesizliği ile ayırdık artık yola tek başıma devam edeceğim.
Guatepe’den ayrılmadan önce iç sesimle dinliyorum bu coğrafyayı.
Hemen yakınımdaki ahırdan gelen at sesleri beni mest ediyor. Patron her gün kocaman eski Amerikan modeli bir kamyonla ahırın önüne yaklaşıyor. İkisi kuzguni siyah ve bir de beyaz atları var patronun hemen hemen her gün onlara antrenmanlar yaptırıyor. Hayranlıkla olağanüstü estetik ve güzellikteki adımlarına takılıyorum, bacaklarını kıra kıra yürüyen bu simsiyah atı izlemek bana yüksek titreşimler yayıyor. El Morro, sakin bir kasaba, yarım kalan evlerin inşaatları ile dolu. Yaşlı bilge kayanın görkemli heybeti altında tüm gün müzik dinliyorlar. Bitkiler, çiçekler, ağaçlar, eğreti otları tüm gün coşkulu Colombian müzikleri ile dans ediyorlar sanki.
Bu kaya tam 220 metre yüksekliğinde, dikine doğru sivrileşen, gökyüzüne ulaşmak isteyen bir enerji ile duruyor. İçinde barındırdığı güçlü kristallerin etrafına gökkuşağı renklerinde enerjiler yaydığı, her şeyi bir anda dönüştürme becerisine sahip bir kaya, milyon yaşında yaşlı bir bilge. Eril ve yüksek titreşimleri ile tüm kasaba halkına hükmediyor sanki.
Kaldığımız kasaba, kadim seremonilere katıldığım alanda dahil olmak üzere bir üçgenin içindeyim. Sizinle konuşan bir kaya, sizin akışa teslim olmanız gerektiğini anlatan ve uygulatan büyülü bir enerji. Buralarda bizi ağırlayan, yıllar önce buraya yaşamlarını kuran güzel yürekli dostlar sağ olsun sık sık anlatıyorlar kayanın titreşimlerini. Colombia geliş nedenlerimi bana sık sık sorgulatan ve asla algımı indirmeyi başaramadığım, berrak bir zihinle yaşamın tüm çıplaklığını hissettiren, farkındalığınızı hep diri tutan bu ülkede neden olduğumu sorguladım durdum.
Koşulsuz teslimiyet, cesaret dolu bir yürek isterken,48 yaşının güvenli ve konformist yönü ile bir kez daha tanıştım. Genç yaşlarınızda çok daha cesur ve gözü kara olabiliyorsunuz oysa yaş ilerledikçe kendinizi daha az yormak ve güvende hissetmek istiyorsunuz. Güvenlik alanlarımın kırıldığı bu bir aylık süre içinde, zihinim, bedenim ve ruhum umulmadık, küçük çapta travmalarda yaşamadı değil hani. Sanki bu güçlü bilge kayanın hızlı öğretilerini yaşıyor gibiydim. Buraya birlikte geldiğim ve neredeyse yirmi yıldır tanıdığım bir dostumla yollarımın burada ayrılacağını nerden bilebilirdim ki? Bu uzun ve meşakkatli yolu yalnız başıma aşacağımı bilseydim çıkar mıydım acaba bu yola? Her koşulda içimdeki derin gücü hissetmek için bunları yaşadığımı düşünüyorum. Bu da mühim bir sınav benim için diyorum, binlerce kilometrelerin uzağında bir başına olmanın sınavı. Hem güçlü seremonilerin etkisi hem de iri ve büyük değişimleri evinizden uzaklarda yaşamak oldukça zor, hayatımın güçlü deneyimlerinden biri oluyor Hamdolsun.
Kırıldım, büküldüm, eğrildim, doğruldum hamdolsun…
Önümde tam on beş günlük süre daha akıyor, o planlamış bile, bana sadece uygulamak düşer diyorum uslu bir kız çocuğu gibi. Endişelerim zaman zaman minik darbelerle zihnime dolarken, onları serbest bırakmama yardım eden gökyüzü sürekli konuşuyor benimle. Bir açıyor bir kapatıyor gökyüzü, müzik sesleri evlerden yükseliyor hem de avaz avaz. An’da kal diyor güçlü kayanın enerjisi, benimle şu anın keyfini çıkar. Buradasın işte, Colombia’da.
Zihin öylesine her şeyi kontrol etmek istiyor ki sürekli benimle olur olmaz tartışıyor, artık onu susturmayı ve gelen düşüncelere takılıp kalmamayı öğreniyorum. Affetmeyi öğretirken zihnime, aşırı hassas kalbimle yine göz göze geliyorum. Onun sesini dinlemeyi tercih ediyorum her zamanki gibi.
Henüz birkaç gün önce güçlü bir aslan dolunayında, kadim bir bitki anne ile çalıştım. Gece boyunca karşımda duran bilge kayanın derin enerjilerini, oynak renkler halinde görürken onun ne kadar güçlü bir kristal olduğunu işte tam da o gece kavradım. Meditasyonlarınız derinleştikçe, Evren’deki güçlü mesajları daha iyi duyar hale gelirsiniz. Maneviyat kapılarından girmek ve onun boyutlarında gezmek için bazen tıpkı kadim reçetelerde uygulandığı gibi bilge bir bitkinin rehberliği ile yol alırsınız. Yolculuk kendi konformist alanınızdan çıkmanızı, terk etmenizi gerektirir, kimi zaman sabaha kadar süren bu kadim yolculuklarda, kendi derinlerinizin içine dalarsınız. Bilinç altı ve bilinç üstü arasında, uyku ile uyanıklık arasında bir çizgide olup biter her şey kimi zaman oldukça yoğun geçebilir. Benim yolculuğum ise tam sekiz saat sürmüştü, Guatepe’nin 2134 metre yüksekliğinde servi ve çam ağaçlarının içinde bu bilge kayanın gözlerinin önünde bir kez daha kim olduğumun ve nereden geldiğimi öğreniyordum.
Kendi sınırlarımı, derinliklerimi, içsel gücümü bana gösteren herkese ve her şeye sonsuz teşekkürlerimle…
Ayşegül Savaş’ın Çiçeğin Şifası kitabını aldınız mı? Halen almadıysanız şimdi alabilirsiniz; Çiçeğin Şifası – Satın Al
Şimdi değilse ne zaman…