Eğer yaşamınızda şimdiye kadar hiç meditasyon yapmadıysanız ya da ruhunuzla ilgili bir bakım uygulamadıysanız kapıdan girince her şeyi bırakın, derim. Bırakın kapının önünde kalsınlar, içeri girmelerine izin vermeden kendinize bir meditasyon minderi alın. İçerideki kokuyu içinize derin derin çekin, derim.
Kendinize bir alan seçin, bağdaş kurup oturun minderinizin üzerine. Neden burada olduğunuzu düşünün, buraya neyi anlamak için geldiğinizi.
Renk Terapi ne mi yapar? Ruhsal girişle başlar, ilk çaldığı ve açtığı kapı burasıdır. Ruhumuzun kendisini getirmek birçoğumuz için zaman alır. Beden daha fazla buradadır, zihin ya geçmişte ya da gelecekte dolanmayı sever. Ayrıntılarda hayal kurmayı, virajlı yollarda gezinmeyi, havalarda uçmayı, bir sevginin koynunda uyumayı ister hep. Ruhsa herkesin göz önünde olmayı sevmez, çoğu kez akıl ön plana çıkar, bedensel dil kurulur. Gözlemleme başlar. Ama ruh asla hemen gelmez. O nazlıdır, utangaçtır, eğer hasta yatağında bir de keyifsizce yatıyorsa hiç çıkmak istemez kimselerin karşısına.
Herkesi kendi başına buyruk bırakırsanız, birbirleri ile koordinasyonlu ve uyumlu denge içinde olmak yerine böyle aylak aylak gezmeyi ya da hastalanmayı tercih edeceklerdir. Ruh, Beden ve Zihin arasındaki uyumsuzluk bizi içimizde sakladığımız bir mutsuzluğa götürecektir. Düşünün ki,evinizde bir taşınma yaşıyorsunuz ama iki odayı taşımadan toparlamadan orada bırakıyorsunuz. Hiç birimizin kulağına hoş gelmiyordur bu taşınma. Evde bıraktığınız eşyalar, düşünceler, duygular sizi mutlaka bulacaklardır. Öyle ya ilk sahibi sorulacaktır bu ulu orta bırakılan odaların. Bu dağınıklığın sebebi ile kayıp ruh ve zihin geri çağrılacak, dağınıklıklarını ve bıraktıklarını toplamaları için sık sık o eski enerjilere dönüş yapacaklardır. İşte bu durum, zamanda kalamama, anlamsızlaşmak, iğreti olmak, sevgisiz kalmak ve daha bir sürü kayıplara neden olacak bir kısır döngü oluşturacaktır. Siz, siz olun dağınıklıklarınızı somya altı yapmak yerine onları düzenleyip, temizleyip, biriktirmeden yenilere başlayın.
Ruhumuz, bedenimiz ve zihnimizi denge içinde tutabilmek için basit yapmamız gereken belli şeyler var. Her gün doktorunuzun size verdiği ilacı nasıl sıkı sıkıya içiyorsanız, bu denge için gerekli olan egzersizleri de ilaç yapmalıyız kendimize. Bu hayatın sahibi olduğumuzu unutmadan, kendi seçtiğimiz yolu şaşırmadan ama kavrayarak, anlayışla, şefkat ve sevgi ile ilerlemeliyiz. İşte o zaman bize hiçbir şey yük gelmez ve egomuz şımarmaz. Alçak gönüllü olmayı başarmanın, hoşgörünün derin sevgi belirtisi olduğunu kaybetmeden, inançla ve istekle kendimizde kurduğumuz muhteşem dengenin keyfini çıkartmaya başlarız. Egzersizlerin birçoğu özel teknikler ve çalışmalar yoluyla tedaviyi destekler. Ya da arınmayı, biliyorum ki birçoğumuz tedavi lafından pek de hoşlanmıyor. Bu yüzden arınma diyebiliriz bu bölümün adına. İlk çalışma bölümüdür, gevşeme önce bedende birkaç egzersizle sağlanır, farkındalık için yine birkaç zihinsel egzersiz alıştırmalarla şimdi ruha ulaşmanın özel yoluna konulur. Nefes…
Nefes en büyük temizleyici filtremizdir. Birçoğumuzda bu filtrede (burun) sıkıntılar olabilir. Bu yüzden Bach Çiçek Terapisinin Çiçeklerinin eşsiz titreşimlerinden destek almamızı tavsiye ederim. Koku en çabuk algıları uyaran, hareket kazandıran, zihne ve ruha seslenen yüksek frekans da ki titreşimdir. Ruh ve Zihin belki de en dengede en uyumda olduğu an koklama anıdır. Büyük bir keyifle hemen bir araya gelirler, zihin çağrışım dosyalarını tarar büyük bir keyifle, koku titreşiminin yayıldığı adı bulmaya çalışır, ruh kalp gözünü açar, sevgi titreşimleri ve memnuniyet içinde kapıyı açar ben de buradayım der.
Beden büyük bir gülümsemenin çiçeğini açar yüzümüzdeki gülümseyişte. İşte herkesin uyum içinde olmaya hazır olduğu an. Bu an’ı yakalamak için uzman terapistlerle çalışmaya özen göstermeliyiz, enerji kanallarımızı arındıracak, denge için ruh, beden ve zihni şimdide buluşturacak olan tedavi tekniklerini bilmesi, yol gösteren ışık dolu bir kılavuz olması gerekir. Tehlike karanlık olduğunda hortlar, bu tarz çalışmalarda sizinle yolculuk edebilecek, yolu sizden iyi bilen birinin alevine, ışığına gereksinim duyulur. Doğal terapilerin hepsinde, destekleyici, ruhsal arındırıcı ve temizleyici bir öz titreşim vardır. Bu, ya bir çiçeğin kokusunda, ya bir rengin vibrasyonunda ya da nefesin titreşiminde vardır.
Ruhu hemen oracığa çağırmanın güzel bir yolu var. Onun en sevdiği dille ona seslenmek, müzikle bir şiirin dizeleri ile bir çiçeğin kokusu ile bir rengin titreşim gücüyle, nefesin desteği ile koşarak gelir ruh. Artık onu bulmuşken onunla zaman geçirmenin tam sırasıdır. Doğal terapilerin hepsinde destekleyici ruhsal temizleyici, arındırıcı bir öz titreşim vardır. Bizde ki titreşimle birleşince, o an akan ritmin sesine kulak vermelisiniz. Titreşimlerimizin farkında olabilmek dileğimle…
Şifa Olsun…