Platon’un ruhu ve Afrodit’in bedeni İskenderiyeli Hypatia, yaşadığı dönemde düşüncelerinden ve dile getirdiklerinden korkulan kadın.
Kendini bilmek, farkında olmak, olanı görmek ve aklını kullanmak her dönemin korkulan gerçeği olmuştur. Aklı, bilimi ve aydınlığı tarihe miras bırakanlar asla unutulmaz. O isimler asırlar geçse de daima hatırlanır. Korkuyla aydınlığı yok etmeye çalışanlar ise, tarihin karanlığında ebedi yok olup kaybolurlar.
Hypatia düşünceleri, yaptıkları ve döneminde dile getirdiği tutkulu sözleriyle tarih boyunca unutulmamış bir kadındır. Bu değerli bilim kadını ve düşünürün, o günün korkuları nedeniyle hazin sonunu getiren zihniyetler ise tarihin karanlıklarına gömülmüştür.
Hakikatler gizlenmeye çalışılsa da, aydınlık oldukça apaçık görünür olur her daim. İnsanın aklı, onu özgürlüğüne taşıyan kanatlarıdır. Düşünce esaret tanımaz ve ebedi hürdür. Güzeller güzeli Hypatia, düşüncelerinin cesaretiyle korkuya teslim olmamış tarihin unutulmaz kadınlarından biridir. Geçmiş zamanlarda ve günümüzde varlığına tahammül edilemeyen her şey hakikatin apaçık kendisidir.
Hakikat kimi zaman, bir filozofun unutulmaz sözlerinde saklıdır. Hakikat kimi zaman, doğru bildiği düşüncelerinden vazgeçmeyen cesur yüreklerde saklıdır. Hakikat her yerde ve her zaman söylenmeyen, fakat cömertçe yazılan nice satırların derin anlamlarında saklıdır. Hakikat, aklını başka akıllara teslim etmeyenlerin görebildiği her zerrede saklıdır.
İskenderiye kütüphanesini korkularıyla yakan ya da bir kadına o hazin sonu yaşatan karanlık zihinler, ne yazık ki kendi korkularının esaretinde olanlardır. Akıl, öngörü ve düşüncede özgürlük nitelikleriyle ruhunda asaleti taşıyanlar, tarih boyunca varlıklarıyla nice insanı derinden etkilemiştir. Dogma inançların esaretinde kalanlarsa, varlığından korktuklarını zavallı korkularıyla yok etmeye çalışanlardır.
İnsan önce nasıl yaşamaması gerektiğini bilmeli, nasıl yaşaması gerektiğini bilmesi adına. Deneyimlerini aklıyla ve sezgileriyle yaşamalı her insan. Hypatia’nın varoluş amacının bize anlattığı üzere, deneyimleri insanın kanatlarıdır. Kendi gücünü keşfedemeyen her insan, korkunun esaretine teslim olur ne yazık ki. Sorgulamak, bilginin peşine düşmek, okumak, araştırmak ve merak etmek. Bu yetkinlikler insanın önüne nice gizem kapılarını aralar. Hayat bizler için keşfedilmediği sürece gizemlidir. Keşfedilen her gizem, hakikati önümüze seren anlamın ta kendisidir.
Hypatia anlamın peşinden gitmiş bir filozof ve bilim kadınıydı. Aklına güvenmişti. Korkuya teslim olmamıştı. Yılmadan sorgulamış, araştırmış ve elde ettiği derin bilgilerini paylaşmış bir düşünürdü. Nice filozoflara önderlik etmiş ve çağının ilerisinde düşünceleriyle ilham olmuş bir kadındı. Onun için korkuya teslimiyet, daha büyük korkuların sancılı doğumu olurdu. Tarihe iz bırakmış bir isim olarak, İskenderiyeli Hypatia canı pahasına korkuya meydan okumuş bir kadındı. Onun en etkili gücü; cesareti, öz güveni, entelektüel bilgi birikimi, sözcüklerindeki tutku ve ruhunun güzelliğiydi. Bundandır ki; Fransız şair Charles Leconte de Lisle, bu güzel kadın Hypatia için ”Platon’un ruhu ve Afrodit’in vücuduna sahip” olduğunu söylemiş isimdi.
Kadın, zarafetiyle ahenk katan yaşama
Ruhunun derinliğinde fırtınalar kopsa da
Her fırtınayı sükûnet havası yaratan suskunluğuyla
Melteme çeviren kadın
Dudaklarında tebessümü ve gözlerinde parıltısıyla
İlham veren nice şaire, yazara, ressama
Kadın, karşıt gücüyle korkutan ve varlığıyla tamamlayan
Yaratıcılığıyla renk katan
Ve sadeliğiyle hayatın tüm renklerini dağıtan
Kadın, varlığına hükmedilerek egoları yücelten
Güç oyunlarında her daim kaybettiren
Kadın, sezgileriyle aklını harmanlayan
Konuşulmayanı duyan ve görülmeyeni gören
Duygularıyla yürüyüp, sezgileriyle dönemeçlerde duraklayan
Kadın, hiçlikte çoğalan ve varlıkta yok olan
Yokluğuyla dahi varlığını ebedi koruyan
Kadın, unutulmak istense de inadına hatırlanan,
Dişil gücüyle ezelden ebediyete
Dünya yaşamına şefkat rüzgârı estiren
Umut tohumları ekip, sonsuz sevgiyle yeşerten
Kadın, eril gücü varlığıyla dengeleyen
Aklı, cesareti ve bilgeliğiyle yol gösteren
Hypatia gerçek güzelliğin bir sureti olduğuna inanan bir kadındı. O, yaşadığı dönemde nice insana aklın güzelliğini öğretmeye çabalamış filozof bir kadındı. O, bilimsel aklıyla düşüncelerine hükmetmiş ve hür düşünceleriyle korkmadan cesaretle söz söylemiş bir kadındı. O hiç korkmadı, ama nice insanın korkularını derinden etkiledi. Onu asırlar öncesinden günümüze kadar ismiyle ve hazin son hikâyesiyle hatırlatan, yaşamda cesaretle korkusuz varoluş mücadelesi oldu.
Güzeller güzeli İskenderiyeli Hypatia, tarihinin ilk bilim kadını ve asla unutulmadı.
Kesinlikle size katılıyorum. Aklın güzelliğiyle, cesaretle ve korkusuz var olmak, bedeli ağır olsada ebedi özgürlük demek. Hypatia bunun en güzel örneği olmuş. Umarım huzur içinde uyuyordur.
Dunya’da gercek iz birakan kadinlardan. Cesurca ve guzelliginin arkasina saklanmadan aklinin guzelligine asik ettiren. Ne yazik ki o donemle bu donem arasinda cok fark yok. Cehalet surdukce de degismeyecek. Kaleminize saglik Senay Hanim.