Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Tonalin içine hapsolmuş niyetler

Gözlemlediğim kadarıyla Niyet; romantik spiritüellik, din, ahlak gibi kavramlarla çok aşırı karıştırılıyor. Bu durum birçok insanın söylemlerinde; karmaşa yaratıyor ve hem şamanik açıdan, gerçek bilgelik prensiplerinden ayrıksı bir yere düşüyor. Savaşçının niyetiyle, sıradan insanın niyet tanımı çok farklı.

Eskiden niyet tavşanları vardı. Zavallı tavşanlar. Onları küçücük kafeslere koyup, sadece kafalarını çıkartarak, önlerine kağıtlara yazılmış “niyet” sözcükleri seçtirirlerdi. İşte çoğu insanın “niyet” anlayışı da bu zavallı tavşanlarınkinden farksız. Aralarındaki tek fark, tavşanların bu işi gerçekten ciddiye ‘almamaları’ olabilir tabii. Oysa insanlar, zihinlerinin küflenmiş sandıklarında buldukları birkaç kırıntı hissini, birkaç romantik cümleyi “niyet” sanarak kutsamaktalar. Bunu yaparken de, ne yazık ki, hem niyetin gerçek gücünü yok ediyorlar, hem de kendi kişisel önemlerini kutsal sanrısal yanılgılarla cilalayarak, kibir tepsisinde sunuyorlar.

Tonalin içine hapsolmuş niyetlerNiyet, Ramazan aylarında oruç tutmaya ya da bozmaya benzemez. Niyet, çikletten çıkan “Üç vakte kadar zengin bir adamla evleneceksin”, “bağ, bahçe sahibi olacaksın” türünden komedi cümleleriyle karıştırılmamalıdır. Sonra maazallah o adamı çiğner çiğner tükürürsün, hem de hâlâ “niyetim tuttu” sanarak.

Niyet, dilek değildir.

Niyet, sıradan bir “olayım” mantrası değildir.

Niyet, kişisel arzuların, üzerine ucuz parfümler sıkılmış sunumlar hiç değildir.

Ve en önemlisi: niyet, duygusal ihtiyaçların spiritüel iyilik makyajlarıyla süslenmiş hali değildir.

Niyet (“intent”), bir eylemdir. Sessizliğin içinden yön verir; görünmeyenle uyumlanır. Ve savaşçı için, niyet etmek demek; o anı, o yönü, o çizgiyi, o büyülü alanı fark edebilmek ve onunla bir olabilmektir.

Niyetin ne olduğunu ve ne olmadığını ayırt etmek için şu netlik gereklidir:

İrade, amaç ve yön içeren niyetle güçlenir; amaç ve yön içeren niyet de iradeyi besler, keskinleştirir. Bu karşılıklı beslenme, savaşçının içinde bütünlük oluşturur ve bu bütünlük, erkin (kişisel değil, evrensel gücün) kapısını açar. Aksi hâlde, niyet sadece zihinsel bir arzu, duygusal bir fantezi, spiritüel bir rol yapma biçimi olarak kalır. Bireysel arzu ve sahte aşklarda boğulur.

Ama işte, tonal içindekiler için her şey tonalin diline çevrilmek zorundadır. Niyet bile. Çünkü sessizlikten doğan bir şeyin sesi duyulamaz. Gözle görünmeyen bir akışın hissi, “yeterince niyet ettin mi?” sorusuyla ölçülür hale gelir. Herkes niyet eder. Kimisi sevgiliyi geri ister, kimisi kredi kartı borcunu kapatmak için evrene seslenir. Kimisi de “evrenin en yüksek hayrına” dua ederken gizlice kendi çıkarına niyet etmiştir ama farkında bile değildir. Çünkü zihin, farkında olmayı değil, onaylanmayı sever. Zihinle bağlantılı niyet tonalin zincirleridir.

Niyet, bir eylemdir. Sessizliğin içinden yön verir. Ve savaşçı için, niyet etmek demek; o anı, o çizgiyi, o yönü fark edebilmek ve onunla bir olabilmektir.

Niyetin kanatları vardır. Ama bu kanatlar, kişisel hırsları uçursun diye değil, savaşçıyı tonalden “nagual”e (büyülü kuantum alanı) taşısın diyedir. Kanatları olmayan niyet, sadece zihnin kuyruklu dualarına benzer. Gidip aynı yerde dolanır durur.

Tonalin içinde hapsolmuş niyet, kendi kuyruğunu yemeye çalışan bir yılandır. Kuyruk ısırıldığı sürece enerji kendini hapseder, döngü devam eder. Döngüyü kırmak için o ısırmayı, yani kendini yok etmeyi bırakmak, enerjinin doğal akışına izin vermek gerekir. Sonsuzluğa yürümek, kuyruktan kurtulmakla mümkün; yani bilinçli, farkında ve özgür bir niyetle, kendi döngümüzün dışına çıkmakla!

Tonalin içine hapsolmuş niyetler

Kişisel önemlilikten beslenen niyetle gerçekleştirildiği sanılan tonal hayatların gerçekliği çökmeye mahkûmdur. Çünkü bu tür bir niyet, yön değil onay arar. Akış değil yankı arar. Sessizlik değil alkış ister. Ve alkışın bittiği yerde çöküş kaçınılmaz olur. Kişisel niyetler her zaman tonalin tuzaklarıyla depremler yaratır. Sonsuza dek dönmeye başlar, ama özgürleşemez; çünkü hareketi bir kapanın içindedir. Enerji, farkındalık olmadan kendi üzerine kapanır ve kendini tüketmeye başlar. Bu, sonsuz döngüdür; sonsuzluk değildir. Her niyet, yönsüzse çürür. Her niyet, sessizlikle bağ kurmuyorsa, yalnızca gürültüdür. Niyet, sonsuzlukta yankılanan bir bestedir; ama sözleri yoktur. Onu yalnızca, zihin sesi susmuş olanlar duyar. Yoksa, şımarık bir çocuğun tonalinde oyuncak olarak kalır.

Günümüzde, savaşçılıkla hiçbir içsel bağı olmayan ama “niyet”, “erk”, “görme”, “arınma”, “farkındalık” gibi sözcükleri bolca kullanan birçok kişi, kadim bilgeliği bir tür tonal gösteriye çevirmiş durumda. Bu kişilerde niyet, içten yükselen bir yön değil; özgüven eksikliğini örtmeye çalışan yapay bir güven illüzyonu, taklit bir dil, uydurma ve zaaflarla kirlenmiş bir duruş haline gelir. Bu yüzden ağızlarından çıkan her söz, sessizlikten değil de aşikâr bir kişisel önemden, eksiklikten ve onay arzusundan doğar;

ve bu da niyetin doğasını bozar. Çünkü niyet, yalnızca bütünlüğü olan bir varlıkta yankı bulur. Aksi durumda paslanıp yosun tuttuğu için; tınısı bozulmuş bir çana benzer: sesi çıkar ama derinliği yoktur; titreşimi ve frekansı sonsuzlukta yankılanamaz. Arınmak, suda yıkanmak ya da spiritüel bir temizlenme ritüeli değil; özle buluşma cesaretidir. Kir, günah, hata gibi kavramlarla değil; dikkat, farkındalık ve sessizlikle ilgilidir. Gerçek arınma, kişisel önemin tortularını silip savaşçının yolunu açar. Yani arınmak, kendini düzeltmek değil, kendine tanık olmaktır. O tanıklık sessizlikle birleştiğinde, niyet yankı bulabileceği bir zemin bulur.

Ve unutulmamalıdır: Farkındalığın olmadığı yerde niyetten söz edilemez. Çünkü farkındalık yoksa, cehalet, aldatma, hile, yalan ve manipülasyon vardır. Kibir, kişisel arzular; gürültü ve huzursuzluk vardır. Kendi özüne dürüst olamayanı; niyet tonalin içine geri kusar.

Niyetin dili yalnızca sessizliğe açılır. Yoksa iç sesini asla duymaktan aciz huzursuz bir tutsak olarak kişinin en kolay yaptığı şey kendini kandırmaktır. Kafesteki tavşanlar bile niyet seçerken daha özgürdür.

 

 

Yazar

Exit mobile version