Üstat Olmak ya da Olamamak

Birçok yazarın en çok kullandığı yazılı kaynağın sözlük olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Daha sonra kelimelerin insanların iç dünyalarında farklı farklı anlamlarının olduğunu fark ettiğimde şaşkınlığım bir kat daha arttı. O yüzden epey zamandır tıkandığım yerde ya da bir kelime sık sık karşıma çıktığında sözlüğe bakmayı huy edindim. Kelimenin gerçek anlamı ile bende çağrıştırdıkları arasındaki farka şahitlik etmek ve üzerine düşünmek oldukça keyifli.

Üstat Olmak ya da OlamamakSon zamanlarda “tekâmül” kelimesine sık rastlıyorum. Aynı şeyi bu kelime için yaptım geçenlerde. TDK sözlüğünde “tekâmül” kelimesinin karşısında gelişim, olgunluk ve evrim kelimelerini gördüm ve çoğunlukla uhrevi anlam yüklediğim bu kelimenin karşısındaki bu ifadeler beni şaşırttı. Hatta evrim teorisine tekâmül nazariyesi dendiğini de öğrendim. Sonra sosyal medyada arama kısmına “tekâmül” yazdım. Karşıma çıkanlar hayret verici ve bir o kadar da ilgi çekici ve üzerinde düşünmeye değerdi.  Tekâmül danışmanlığı, tekâmül enerjisi ve eskiden beri aşina olduğumuz tekâmül yolculuğu, vs.

Farklı inançlardaki karşılıklarına hiç girmeden bu kelimenin son zamanlarda bendeki yankılarını sizinle paylaşmak isterim. Söylediklerim sadece nefsime. Böyle kâğıda dökülüp dikkatimi çekmek istediklerine göre demek ki bunları okumaya en çok benim ihtiyacım var.

Aslına bakarsanız kelime tamamlanmak ve mükemmelleşmek anlamındaki kemâl kökünden türemiş ve uzun soluklu ve iddialı bir sürece işaret ediyor. Bu süreç ne zaman, nerede başlar? Ne kadar sürer? Nasıl ilerler? Bu soruları daha da çoğaltmak mümkün. Hem hiç birisinin tam bir karşılığı yok.  Hem de dünyaya gelmiş, geçen ve gelecek olan insan sayısı kadar farklı cevabı var.

Ve insan. Evet,  his, yorum, sezgi ve duygularıyla birlikte bilinci ve bilinç dışı ile o çok bilinmeyenli denklem. Tekâmül gösteren yaratılmışlardan sadece birisi. İnsan ve tekâmül, sonsuz kere sonsuzun çarpımı. Kendini hep yarım hisseden, mükemmelleşmek için sadece dış görünüşüne takılan insan. Yürüdüğü yolda tökezleyen, fıtratı gereği kendi gerçeğini yana yakıla arayan biçare insan. Tek başına yürümesi gerektiği yoldaki taşların başkaları tarafından kaldırılmasını bekleyen, önce yoldaş sonra yol düsturu gereğince yoldaşını arayan ama yol gösterenin de mükemmel olmadığını görüp uzaklaşan yoldaşına sadık olamayan, yolda olmanın kıymetini anlayamayıp hep dert yanan insan. Günümüzde daha dramatik olarak ön plana çıkan, gönüllü olarak yolda olmak yerine yol ile ilgili birçok kitap okuyan, kendi yaşam ıstıraplarının çözümü için çok yanlış yerlerde sihirli formül arayıp maddi manevi ağır bedeller ödeyen insan.

Bir yerde okumuştum insana gelişim yolculuğunda en çok kendisi/nefsi/egosu çelme takarmış. Bir kelime ya da cümle duyduğunda diğerleri ile paylaşmak istermiş ki bunu içselleştirmek zorunda kalmasın. Dikkatinizi çektiyse bir şey duymaktan bahsediyorum. Öğrenmek değil. Çünkü öğrenme, insanda yaşantıları vasıtasıyla gözlemlenebilir kalıcı davranış değişikliği oluşturma sürecidir ve bu süreç bireyin içinde aktif olarak yer aldığı bir süreçtir. Tanımdan yola çıkılarak kişinin diğerlerine deyim yerindeyse üstatlık yapabilmesi için bu yolda önceden yürümüş olması ve kendi yaşam tecrübelerine sahip olması, dahası bu sürecin her adımından sonra kendisinde ve yaşamında fark edilebilir değişimlerin söz konusu olması gerekir. Ancak bir yolu daha önceden yürümüş, tecrübe etmiş birisi diğerlerine bu yolda rehberlik edebilir. Herkesi bu yolda alt ve üst bilinçdışına ait farklı deneyimler karşılar. Herkesin alt bilinçdışına ait Jung’un tabiri ile orman cüceleri farklıdır. Zaman zaman bu yolda insanın karşısına çıkarlar. Abraham H. Maslow ise üst bilinçdışına ait deneyimlerin kişiye özel ve mühürlü olduğunu ve kişinin kendi çabası ile elde edildiğini söyler.

Benim düşünceme göre ki doğrusunu bu konuda ilim sahibi olanlar daha iyi bilir, doğduğu andan itibaren kendini içinde bulduğu bu yolda insan, belki bir ayna ile karşılaşır. Bu aynada eğer güç yetirebilirse kendini olduğu gibi görür, negatif ve pozitif yönlerini her iki kutbu ile müşahede eder. Kendini tanır. Bu süreç kontrollü bir deneydir. Kişi gerçek ihtiyaçlarını bu yolda farklı yollarla devşirir ve asla yalnız bırakılmaz. Bazen bir kedi bazen bir bitki, bazen bir ilişki üstatlık yapar bu yolda insana. Ama hali hazırda bazen sırf bir şeyler söylemek için, bazen iyi niyetle kendi kötü tecrübelerini başkaları yaşamasın diye nasihat için sarf ettiği sözlerle insan suyunu zehirleyen insan, kulaktan dolma bilgilerle üstatlık ya da eski tabir ile şeyhlik yapamaz. Amaç hâsıl olmaz.

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

2 Yorum

  1. Murat Tali

    İnsan çocuğunun oldurtma çabası ve dayatmaları ile öğretilerden uzaklaşıp sadece öz yoksunluğu ile beslenen bilgi travmalarını yaşıyoruz. Tekamülden tekabüle yol alan bu hikayede herkesin kendi gerçekliğinin saflığına erişmesi dileğiyle. Hoşgeldiniz Elif Hocam

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir