Kalbinizle en son ne zaman iletişime geçtiniz?
Bu sorunun yanıtını kolayca veremediyseniz siz de kalbiyle bağlantısını yitirenlerden misiniz?
Kalbimiz bize sunulan en değerli armağanımız.
Onunla neler mümkün biliyor musunuz?
Gelin birlikte hatırlayalım.
Evrenle aramızdaki en önemli iletişim aracımız hatta pusulamız olan bu organımız
Sadece kan pompalayan bir organ değil gerçek bir ilham kaynağı olarak yaratıcılığımızın muazzam gücüyle sevgiyi üretme ve dağıtma merkezimizdir.
Atalarımız bu bilgilerin farkındaydı.
Büyükannem daima çocukluğumda: “Kızım kalbinin sesini dinle, korktuğun zaman kalbinin nuru içine ferahlık verir unutma.” derdi.
Kalbin önemini çağlar boyu sayısız düşünür, yazar, bilim adamı, felsefeci farklı zaman dilimlerinde vurgulamışlardır. birkaç örnek vermek gerekirse:
Tek kalıcı güzellik kalbin güzelliğidir. (Rumi)
En kötü hapishane kapalı bir kalp olurdu. (Papa 2. John Paul)
Nereye giderseniz gidin tüm kalbinizle gidin. (Konfüçyüs)
Kalbimiz aynı zamanda şifa kanalımız ve yaratımlarımızın kaynağıdır.
Kalbimizi gerçekten açtığımızda tüm benliğimizde gerçek huzuru ve ışığı yaşarız.
Kaynakla olan bağlantımızın en hakikatli aracısı kalbimizle yeniden çok sevildiğimizi hatırlamak mümkün. Bu bilgi bizim kendimize olan sevgimizi gerçek öz benliğimizle olan iletişimimizi kuvvetlendirecek tek anahtardır.
Kalbimizle iletişime geçtiğimizde kalbimizi genişletip içine daha çok sevgiyi alabilecek potansiyellerimizi fark edip önce kendimizi sonra sevdiklerimizi sonra da dünyayı şifalandırabiliriz.
Birçok yetişkin günümüz insanı özünden gülümseyemediğinden yakınıyor.
Son yıllarda depresyon, panik atak, anksiyete gibi problemlerle uğraşan birçok kişi bu anlamda maalesef kalbi ile olan bağını da yitiriyor.
Kalpten bağlantıya en güzel örneklerden biri de bebeklerdir. Yeni doğanların yüzündeki o anlamlı meleksi gülümsemeyi anımsayın. Kalpleri yüzde yüz açık olan bebekler kalp bağlantıları çok yüksek olduğundan daima ışığı sevgiyi neşeyi deneyimlerler. Kalbi açmak onunla iletişime girmek ve daima açık kalmasını sağlamak aynı zamanda yüksek rezonans alanına sahip olmamızı da destekler.
Ve yüksek rezonansa sahip olanların yaratımları çok daha güçlü, dönüşümleri bir o kadar hızlıdır.
Bilim adamları da son yıllarda yaptıkları çalışmalarda kalbin titreşimlerinin beynin titreşimlerinden çok daha güçlü olduğuyla ilgili çok değerli çalışmalar yapıyorlar. Yani kalbimizi hatırlamak için çok fazla kaynak ve destek var.
Düzenli meditasyon ve nefes çalışması yaparak hem zihnimizi hem bedenimizi sakinleştirir. Bu da aynı zamanda kalbimizi şifalandırmak demektir.
Nefes teknikleri kalp genişletme çalışmalarında bizi kalbimize bağlar.
Onu gerçek anlamda açtığımızda bolluğu bereketi ilahi sevgiyi fark eder ve yaratırız.
Kalbimizle iletişime geçmek içinizdeki çocuğu fark ettirir ve kalp çakramızı da aktive eder.
Yani kısacası, zaman kalbimizle buluşma ve kucaklaşma zamanı.
Zaman birbirimizi motive etme zamanı.
Zaman kalbimizi hatırlayıp içindeki şefkati merhameti paylaşma zamanı.
Haydi o zaman siz de birlik bilincine ve kendinize katkıda bulunmak için yüreğinizin ışığını parlatın ve ne dilerseniz onu yaratın.
Ve öyle de oldu!