Arıduru, istikametli, ihlaslı bir düşüncenin zemini, kendini katmadığında olur. İçinde senin olmadığın düşüncelerdir. Hislerini, önyargılarını ve fikirlerini katmamayı becerebilirsen, mazideki taşıdıkların olmadan hakikati verebilirsen o konuşma ihlaslıdır. HA
ve
Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. M.K.Atatürk
İnsanın sistemini tanıyoruz ve bu yapıdaki bütün birimlere sırasıyla değiniyoruz. Duygular, vicdan, kalp, beynin katmanları, gönül alemi, zihin gibi konulardan sırasıyla bahsediyoruz.
Duygular konumuz ile ilgili olan bu birimlerin ilişkilerinden en son “kalpten öğrenmek” ve “sürüngen beyni” demiştik. Şimdi de yukarıdaki iki sözü biraz ilmek ilmek açarak konumuza devam ediyoruz.
İnsanın bir karar verirken, bir harekete başlarken, bir duyguyu yaşarken, düşünürken, inanırken kendisini katmaması gerekir. Kendisini katmadığında net ve saf bir zemin hazırlanır. Çünkü insan bir anlayışa göre kendisini oluşturan 3 yapıdan oluşur.
- Mantık Beyni: her türlü bilinçli karar almalar, analiz, muhakeme, empati melekelerin bulunduğu, insanı insan yapan en üst beynin katmanı. Burada insan düşünce zeminini hazırlar. Ve alt katmalardan beslenerek bunu yapar.
- Duygusal Beyin: adı üstünde duyguların merkezidir. Buradan gelen hisler ile kişi hayatını idame ettirir. Burasının dengede olması çok önemlidir.
- Sürüngen Beyin: En eski kayıt alanıdır. Primitif ve sadedir. Bütün kadim kayıtlar, irfan buradadır. Geçmişten getirilen bütün ilhamlar ve deneyimler burada kodlanmıştır. Örf, anene, töre, milli bağlar, eski düşmanlıklar ve savaşlar, büyük yaşanmış olaylar burada hiç kaybolmadan depolanmıştır.
Şimdi kendini katma, senden gelen bilgileri harmanlayıp rastgele, gelişigüzel beklentilerle, çıkarlarla ve önyargılarla bir iş yapma. Olması gerektiği gibi, saf ve samimi bir şekilde yap. Velev ki bu iş nefsinin hoşuna gitmese de tam adaletli ol. Bir hakim gibi Yaratıcı’nın mevzuatında ne yazıyorsa tam ona göre yap. Kendinden bir şeyler katma.
Ve ikinci sözdeki
fikir yani mantıksal beyin
vicdan yani duygular, irade, akıl ve kalp
irfan yani sürüngen beyin
özgür olmalı ki sağlıklı nesiller yetişsin. Bu nesiller ile dünyada hayırlı işler yapılsın. Ve gerçek insanlık yaşansın.
Etimolojik Notlar:
yargı: “yarmak, bıçakla kesmek” “hüküm vermek”
şeriatın kestiği parmak acımaz
önyargı: anlamadan, dinlemeden, hakikatini bilmeden geçmişten getirdiğin hisler, fikirler, deneyimlenmiş olaylar sebebiyle bir inancın oluşması.
Bu inancı kırmak ve Hakkı esas almak kişiyi tam Adem eder. Yoksa Cahil eder.
ve
hür: “azat edilmiş, salınmış, köle olmayan”
hürriyet yani tam özgürlük
La ilahe illallah yani bütün ilahlardan sıyrılıp Allah’i bulma yani tam özgür olma
çünkü insanın içinde hep bir ilah, hep bir put oluşur. Bunlara takılmayı bırakıp aşmasıyla o insan hür olur.