“Sen bir ışıksın. Dağıldıkça çoğalırsın.”
Kadınlar erkekleşti
Erkeklerde kadınlaştı.
Bunun sebebi yine erkeklerin egemen psikolojik şiddeti.
Önceden kadın dişiliğine sahip çıkan
Şefkatli
Verici
Evcil
Kadınsal dürtülerinin saygı duyulduğu bir kişilik iken zamanla erkeklerin;
Sen de yapabilirsin,
Kendi ayakları üzerinde duran kadın,
Başarılı kadın,
Tuttuğunu koparan kadın
Söylemleri ile onlarla yarışır hale gelmiştir.
Erkek burada kendi yetersizliğini
Yetemeyen halini kadının üzerinden tatmin etmeye çalışmış kadını kandırmıştır.
Kadın durumu yanlış anlayıp olayı iyice abartarak dişlikten uzaklaşıp tuttuğunu koparan sürekli evden uzakta dışarıda bir yerlerde avlanan erkeğe benzemiştir.
Derken Kadın etek ve elbiseyi unuttu, küpe takmayı unuttu şöyle bir edalı şekilde salınmayı, cilveyi nazı bir kenara bıraktı.
Zaten cilve yapması için erkeğin kur yapması gerekiyordu erkekte kuru yapmayı bıraktı. Bu kadar işin arasında kurla kim uğraşacaktı.
Ayrıca bu bir yarışmaydı yarışma tüm hızıyla devam ederken ara vermek günahtı.
Çünkü para kazanmak her şeyden daha kutsal hale geldi paran varsa güçlü kadın olacaktın ve böylece diş olmana gerek kalmayacaktı. Ve öyle de oldu.
Erkek kadını psikolojik anlamda ezdiği için Kadınlığını öldürdü
Kadının dişiliğini yaşamak için yaşamın içerisinde vakti kalmadı.
Erkek çok oburdu ve kadının dişiliğine de yedi
Fakat erkek yine de mutlu olmamıştır bu defa da evdeki eksiklerden şikâyet etmiştir.
Erkek kadının hem avlanmasını hem de avladığını getirip pişirmesini istemiştir. İyide peki sormazlar mı adama sen ne yapacaksın diye?
Adam mı? Pardon erkek.
Ve sonra erkekler bakımlı olmak adına kadınlara benzemeye başlamışlardır.
Berberler giderek güzellik salonlarına dönüşmüş güzellik salonlarına erkeklerde gitmeye başlamıştır.
Epilasyon kısa pantolon yüz ve kaş aldırmak erkekler arasında da moda olmuştur.
Kısacası erkek ve kadın bulundukları yerlerden yerle bir olarak başkalaşmışlardır.
Erkekler bacak bacak üstüne atarak oturmaya başlamışlardır oysaki hiç yakışmaz bu durum bir erkek hafiften bacağını ayırarak düz bir şekilde oturuyordu önceden.
Erkek dişisine ve çocuklarını koruyor avlanıyordu getirdiği avı eşinin önüne atmıyor
Kur yaparak eşinin eline teslim ediyordu.
Erkek önceden biliyordu kadına ne verirse ona onu değiştirerek geri verirdi fakat erkek cömertliğini yitirdi.
Erkek önceden duruşu karakteri kişiliği vaktinde ailesinin yanına gelip onlarla yaptığı paylaşımlarla aile olmanın inceliğini temsil ediyordu.
Şimdi çoğunun gizli haremi var. Kadın görmüyor sanıyorlar oysaki kadın her şeyi çok iyi görür kendi kendini kandırıyorlar en fazla.
Erkekler evdeki kan kaynayan tencereye fare düşürdüler şimdi kimsenin canı o çorbadan içmek istemiyor.
Unutmayın önce birbirimizin farklılıklarına hayran olarak evleniyorsunuz sonra da onları nasıl öldürürüz de bu hayatı birbirimize zehir ederiz diye hesaplar yapıyorsunuz.
Kanatlarını kırdığınız bir kadın hiçbir zaman uçamayacak ne çocuklarına ne de eşine ve dostuna fayda sağlamayacaktır. Eğitimi kadın verir eğitimi veren kişinin iyi hissetmesi sağlanmalıdır ki gelecek nesiller sağlıklı olsun.
Birbirinizi bilmediğiniz şeylerle eleştirip küçümsüyorsunuz onun yerine birbirinize öğretmeye deneyiniz
Gülümseyerek hatalarınız anlatın en olumsuz şeyleri sessiz ses tonuyla konuşarak düzeltemeyeceğiniz hiçbir şey yok yazık oluyor çocuklara ve ailelere.
Kötü Bencil şöyle düşünür; “beni mutlu et senin görevin beni mutlu etmek.”
Hayır benim görevim kimseyi mutlu etmek değil benim görevim mutluluğumu
Yani kendimi
Bana mutluluk verenle paylaşmak
Hem kendim hem de senin için sağlıklı olan budur. İyi huylu bencillik ise; paylaşmaktır.
Kısaca şunları bir yere yazsın bütün insanlar;
Kadın doğurma Makinası değildir. Yumuşak bir oluk değildir. Annedir, şefkattir emektir, sevgidir, anaçlıktır. Annelik duygusunu taşıması için çocuk doğurması gerekli değildir. Tüm canlılara gösterilen sevgi ve şefkatte anneliktir.
Erkeklerin yarısı kadın kadınların yarısı erkektir herkes diğer yarısını fark ederek barış halinde olursa ancak o vakit başarılı olur.
Bir erkeğin kadın yanına hizmet etmesi eziklik değildir bir kadının erkek yanına hizmet etmesi ve onunla barışık olması da eziklik değildir.
Erkek yanınız; özgürlüğü barışı dik duruşu özgüveni korumayı, karakteri, aklı, sağlamlığı, barınmayı, avlamayı, gücü, temsil eder.
Kadın yanınız; şefkati merhameti sevgiyi sarılmayı koruyup kollamayı beslemeyi, sezgiyi, zekayı hoşgörüyü temsil eder.
Bu yanlarınızı birleştirirseniz zaten size dünyada cennet sunulur, cennet için ölmeyi beklemenize gerek kalmaz.
Cinsiyeti içerisinde tüm bu durumları reddedenler hayatındaki kadın ve erkekle sürekli sorun yaşar ve hiçbir zamanda mutlu olamazlar.
Olsa olsa şunlar olur; mutsuz Bencil saygısız karaktersiz yalancı düzenbaz Yanardöner aldatan kandıran şiddete eğilimli kişiliği bozuk kişiler olarak aramızda dolaşırlar.
Kadın susarsa senden vazgeçmiş demektir. Konuşan kadın hala seviyordur. Yuvasını kurtarmak için çırpınıyordur. Kadını zarara uğratmak istersen sende zarar edersin, çocukların da eder. Hep birlikte gidersiniz uçurumdan aşağı.
Boşanmak birlikte uyumayı bırakmak, eşlikten istifa etmektir. Babalık ve annelik Allah’ın size uygun gördüğü sıfatlardır. Eşinizi siz seçtiniz. Çocuklarınızı yaradan. O halde ölene dek annelikten ve babalıktan istifa edemezsiniz.
Çocuklarınız sizin ilk kaderinizdir.
Allah belirlemiştir.
Allah’ın size emanetleridir.
Emanete ihanet edilmez. Emanete gözünden iyi bakılmalıdır.
Eşler ise kendi iradenizle seçtiğiniz ikinci kaderinizdir.
Bulunduğun yere kök salmış olabilirsin fakat ağaç değilsin eşini değiştir,
Yeni bir seçim yapabilirsin,
Henüz ölmedin gerçekten yaşamak da nefes almak değildi zaten.
O halde İradenle yeni bir seçim daha yapabilirsin. Hayat devam ediyor.
Annenin ve babanın kaderine dikkat et ne de olsa gördüğün ilk kadın ve erkek onlar.
Çocukluğunda insan ailesine ya hayrandır ya da düşmandır.
Doğru ve yanlışlarını çok iyi analiz et, eğer edemiyorsan hayatına onların yanlışlarını benzeyen kişileri çekersin
Fakat doğrularına da dikkat et neyi örnek aldığına, gerçekte neye hayranlık duyduğuna dikkat et ki öyle birisi yaşamına gelebilsin.
İç geçirişlerin, nefretlerin, küçümsediğin, yargıladığın asla yapmam dediğin şeylere dikkat et hepsini bir bir yapar hale gelirsin.
Çünkü sen güçlü düşünce ve duygulardan ibaret bir varlıksın. Neyi düşünüyorsun neyi inanır neyi iç geçirir neyden nefret edersin neyi asla yapmam dersen onları kendine yaşatabilecek bir enerjiye sahipsin.
Ailen de ayıp ve günahlar neydi?
Senin ayıp ve günah kavramın neydi?
Ayıplarla günahlarının bir olduğu kişiyi bul.
Erkeğin evi süpürmesi kılıbıklık değildir. Süpürmemesinin de maçolukla bir ilgisi yoktur.
Olsa olsa artistliği ile ilgisi olabilir.
Artistleri yaşamınızdan uzak tutunuz onlar ancak insanı sömürürler, hiçbir zamanda mutluluk vermezler. Mutluluk emen vampirler gibi mutluluğunu emerek seni mutsuz etmekten beslenirler, böyle huzursuz ruhlar
Ölene kadar bu şekilde yaşarlar
Evet kendileri yaşarlar
Fakat onlara bulaşan herkes bir bir mutsuzluktan ölür. Yaşarken diri diri toprağa gömülür.
Artistler kendilerine eş değil köle ararlar. Uşak, hizmetçi ararlar.
Sizi el bezi, ev çalışanı olarak görürler. Bu narsislerin en iyi bildiği şey kendi mutluluğunu düşünmektir. Onların mutluluğuna giden her yol; helal haram gözetmeksizin kutsaldır. Bu tür şeytana hizmet eder.
Erkeğin ev işlerine yardımcı olması diye söylenmez, ev işlerini paylaşması diye söylenir o.
Eş olmak eşlik etmekten gelir. Eşlik etmek paylaşmaktır. Paylaşmak görev değildir. İçinde sevgi ve saygı olmalıdır. Sahi görev dağılımına kim karar verdi? Her evliliğin kuralları kendi içerisinde yazılır. Ev haklı gerekli görürse kuralları kendi huyuna suyuna göre siler ve yeniden yazar.
Tek bir doğru yoktur herkesin kendi doğrusu vardır kendi doğrunun bir olduğu doğru içerisinde paralel bir şekilde hayatını düzene sok.
Bundan sonra bu senin görevin diye bir cümle paylaşım cümlesi değildir. Emir cümlesidir. Evde müdürcülük oynamayın. Kazan kazan olacağınıza kaybet kaybet olarak devam edersiniz hayatınıza.
Evlilik evcilik değildir. Evlilik birbirini tamamlama, iyilik ve güzellikle tanımlama sanatıdır. Tamamlanmayı dilemek eksiklik belirtisi değil, bütünleşme arzusudur. Ev yuvadır. İnsan yuvası olsun ister. Bu en doğal hakkıdır.
Herkesin kendine ait bir özel alanı olmalıdır o alana izinsiz bir şekilde el uzatmak saygısızlıktır. Birbirinize zarar vermeden birbirinizin haklarını ve kendi haklarınızı koruyarak kendiniz olabileceğiniz bir ilişki en sağlıklı ilişki ve evliliktir.
Biz Düştükten sonra gören olmuşsa ve gülüyorlarsa ayıp olmasın da eşlik edelim diye gülümseyerek kalkardık Düştüğümüz yerden.
Bazen bir şeylere inanman için tek kişilik enerji yetmez o yüzden iki kişi birden inanmaya başlarsınız ve bir bakmışsınız hayal edilen şey gerçek olmuş. Böyle durumlarda sakın birbirinizin hayallerine engel olmayın ve bırakın birinizin inanmadığına diğeri inanmaya devam etsin sizin adınıza. Belki de manevi destek dedikleri şey budur.
Aklını dışarıda tutarak sadece kalbinin götürdüğü yere gidenlerin sonu kalp krizidir.
Birkaç kez sana kötü hissettirenlere hala şans veriyorsan sende kötü birisin.
Sahi neydi Aşk; Onun gülüşüne duyduğun heyecandan fazlası değildi, Öyleyse mutlulukla kesinlikle ilgisi olmalıydı.
EVLİLİK İÇİNDE DE KENDİNİ KORUMAYA AL
Farkındalık; kendini korumaya almaktır.
Kimden?
Dışarıdan zarar ve huzursuzluk verebilecek olan her şeyden,
Herkesten.
Kendini korumaya almak sağlıklı benlik hareketidir. İnsanlar benlikçi olmayı bilmiyorlar.
Bu durumu bencillik ile karıştırıyorlar.
Benlikçi olmak sağlıklı
Bencillik sağlıksızdır
Birisi iyi diğeri kötü huyludur.
Benlikçi olmak; özgür ve kişinin kendisi olmasıdır
Bir alana sahip olarak orayı koruma altına almasıdır
Anlatmak istediği kadarını anlatabilmektir.
Daha fazlasını bilmek isteyenlere bu konu hakkında yalan söylemek yerine konuşmamayı tercih etmektir.
Kibarca hayır diyebilmektir.
Hoşlanmadığın yere gitmemektir, hoşlanmadığın kişileri görmek zorunda olmamaktır, başkalarının cümlelerinin ve aklının içinde yürümesine izin vermemektir, kararları kendi benliği ile alabilmektir.
Herhangi bir konuda fikri olmayanların zikri olmasına izin vermemektir. Ne hak yemek ne de hakkını yedirmektir. Sana ayıp oluyor da bana olmuyor mu diyebilmektir.
Yol verdiğine bir daha boy verdirmemektir. Puanını kırdığını bir daha can kulağıyla dinlememektir.
Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olamayacağını bildirmektir.
Kendi hayat yolunu ve heyecan verici macerasını kendi çizdiği şekilde kendi istediği şekilde yön verebilmektir.
Bağlı olmaktır bağımlı olmak değil. İçinden gelmiyorsa yapmamaktır hesap vermek zorunda olmamaktır.
Bu sağlıklı benliktir bencillik değil.
Haklarını korumak, haddini aşanlara haklarını okumaktır.
Gözyaşlarını ve hüzünlerin gerçekten ağlamak istediğinde duygu dolu bir filme, ya da en sevdiğini kaybederse ne olur diye düşünürken akıtmaktır.
Benlikçi olmak diğerinin hakkı olduğunu düşündüğü her şeyi kendine de hak görme hareketidir.
Benliğine saygılı, merhametli vicdanlı iyimser dürüst içten dalgacı şefkatli adaletli cömert sevecen olmaktır.
Zira sen bunları kendine layık görmez de koruyamazsan başkalarının zaten umurunda olmazsın.
Öyleyse; Başkasına layık gördüğünü önce kendine ver. Bak bakalım Hak hakkında ne düşünecek.
Hem kalbinin hem de aklının yolunda kal ancak bu şekilde aldığın kararlarla mutluluk gelir yakandan yakalar
Sevgilerimle
Özlem Deliduman Kurtoğlu