Yengeç tutulmasının ardından Yengeç burcunun kraliçesi Sirius ile Güneşin kavuşumu var… (6 Temmuz 2019) Yengeç burcunda olmasına rağmen Aslan ile de ilişkilidir Sirius. Uğurlu bulunur ve buluşma günü bir kapı açıldığı söylenir. Kuranda ondan ve yörüngesinden bahsedilir. Bazı iddialara göre peygamberlerin geliş boyutu olduğu da söylenir. Mısırın ünlü yıldızdır. İsis ile ilişkilidir. İsis var olan gerçekliği değiştiren güçlü bir tanrıçadır, ölen eşi Osirisi diriltmiştir, büyüsel güçleri vardır. Ve bu güçleri gerçekleştirdiği özel sembolleri… Shen sembolü de en gizemli olanıdır.
SHEN SEMBOLÜ
Bu sembol, yıllar önce tanıştığım ve özel olarak uyumlandığım bir enerjidir. Kullandığım Mavi elmas kozmik şifa enerjisinin koruma kalkanı olarak Shen sembolünü seçmem istenmişti… Kendi ilk hatıralarım Sirius ile ilişkilidir, daha onun bilgilerinden bi haber olduğum ilk yaşlarımda adını biliyordum. Sirius konusu uzun ve çok geniş bir konudur. Güneş ile Sirius 6 Temmuzda kavuşuyorlar ve aslan kapısı açılıyor. Astrolojide aslan 5.evdir, yaratım, sahne, aşk, flört, çocuklar alanıdır. Yani aslında tezahür kapısıdır. Hayatınızda tezahür etmesini istediğiniz her şey için dilek istek ve dua edebilirsiniz… Tam da bu gündür vakti… Haydi tüm dualar niyetler kabul ola…
Şimdi biraz Sirius hakkında konuşma vaktidir…
Sirius Bilgileri
Sirius tıpkı güneş gibi bir yıldızdır. İçinde bulunduğu takımyıldızı grubunun adı Canis Major yani Büyük Köpek’tir. Sirius Canis majorün en parlak yıldızıdır. Avcı takım yıldızında Orion’un büyük köpeği olarak kabul edilir. Pek çok kültürde Sirius ile ilgili inanışlar vardır. Mısır, Yunan, Roma mitlerinde yer alır, Dogon kabilesinin verdiği Sirius bilgileri özel ve sıra dışıdır. Demir kazık adıyla bilinen yıldızın da aslında Sirius olduğu söylenir. Aslında çift yıldız sonra da hatta 3 yıldızdan oluştuğu anlaşılmıştır. Sirius A-B-C olarak isimlendirilmişlerdir. Sirius B’nin bir çay kaşığı kütlesinin tonlar ağırlığında olduğu söyleyen bilgiye göre Demir Kazık adı anlamlıdır.
Günümüzde kanal bilgilerinin popüler konusudur ve Sirius ile ilgili sayısız fantastik iddialar vardır. Bazı kanal bilgilerinde peygamberlik- mesajcılık-vahiy konusu ile ilişkilendirilmiştir. Sirius bilincinin dünyaya aktarılmak istendiği ve aydınlanmanın bu yolla gerçekleşeceği söylenir. Tabi ki bu konuda sadece Sirius değil farklı başka yıldızlardan geldiğimiz ya da bilgi aktarımı aldığımız da iddia edilir. Hakkında pek çok kitap ve roman yazılmıştır. (bir tane de ben yazıyorum sürpriz)
Sirius Gizemi adlı kitabın yazarı Robert Temple; Siriuslular tarafından ziyaret edildiğimize kesinlikle inandığını söylüyor. Bu ziyaretçiler gökten bir gemiyle gelmişler ama hem karada hem denizde yaşayormuşlar tıpkı Pers tanrısı Oannes gibi… Dogonların bu ziyaretçiler ile ilgili net ve ilginç çizimleri var.
Dogonlar yaşamın kaynağının ve tohumunun Sirius A nın etrafında 50 yılda dönen (kuranda Necm suresinde bahsi geçer bu yörüngenin) Digitaria olduğunu söyler ki Robert Temple’a göre bu yıldız Sirius B dir. Dogonlar kendilerini ziyaret eden Nommo uzay gemisiyle gelenlerin gezegenine Emme ya derler ve bu gezegen Sirius C’dir. Sirius C’nin yörünge süresinin de tıpkı Sirius A ve Sirius B arasındaki yay yörünge gibi 50 yıl olduğunu söylerler. Dogonlar ayrıntılı astronomi bilgisine sahiptirler, Jüpiterin uydularını ve Satürn’ün halkalarını bilim tespit etmeden önce biliyorlardı. Dogonlar uzay gemisinin inişini ayrıntılarıyla anlatırlar.
Dogon ifadelerine göre: “Gökteki en ufak şey gibi düşünülen yıldız, aynı zamanda en ağır olan şeydir: Digitaria var olan en ufak şeydir, o en ağır yıldızdır. Sagala adı verilen bir metalden oluşmuştur; demirden biraz daha parlakçadır ve o kadar ağırdır ki, ‘dünyadaki tüm varlıklar biraraya gelseler onu kaldıramazlar. Yıldız, dünyanın tüm tohumlan ya da tüm demirlerine denk bir ağırlıktadır.”
Nereden biliyorlardı yıldızın bu kadar ağır olduğunu???
Dogonların dört farklı takvimi mevcut. Bunlardan üçü ayinsel takvimler: Güneş, Venüs ve Sirius takvimleri. Dördüncüsü bir tarım takvimi ve Ay’a ilişkindir. Bir astrolog olarak Dogonların yıldızlarla ilgili verdikleri bilgilerden bana göre en ilginç olanı ayrıca şudur: Satürn, Samanyolu ile ilişkili olarak “mekânı sınırlayan yıldız”dır. Karmanın lordunun, katı bedenin, düalitenin ve zamanın sınırlarından yani karmanın yani yaşamın başlamasından sorumlu olduğunu tüm astrologlar bilir. Yani uzay-zaman boşluğunda “mekan”ın sınırını Satürn belirler.
Yine ilginç bilgi olarak Dogonlar diyor ki: Bizimkinde olduğu gibi başka “Dünya”larda da canlılar vardır; İnsan, 4. arzdadır; 3. yerde “boynuzlu adamlar” (in neu gammurugu) vardır, 5. yerde “kuyruklu adamlar” (inneu dullogu) vardır, 6.da “kanatlı adamlar” (inneu bummo)
Dogonları bir süre bırakalım ve kendi kültürümüzde Sirius nedir ona bakalım şimdi. Eski yaratılış mitimizde gökten gelen Kurt-Köpek hikayemiz vardır, Asenamız… Köpek ya da kurt kavramları dünya üzerindeki kadim bir çok mitte Sirius ve Canis Major ile ilişkilidir.
Eski Türk şaman-kam bilgilerine göre Sirius, tanrısal ışıklı cisimleri olan gök ile yeryüzünü birleştiren kutsal bir kapıdır. Sirius, ruhlar âlemi ile ölümlü canlıların yaşadığı maddi âlemin sınırıdır. Tanrı insanlara iyi şeyler göndermek için bu kapıyı kullanırdı. Şamanların astral olarak uçarak bu kapıdan Tanrı ile iletişime geçtiği kabul edilirdi. Ve yine Tanrı şamanlara bu kapı aracılığıyla elçisini gönderir, şamanların isteklerini bu elçi aracılığıyla dinlerdi. Bu bilgilere göre Şamanlar bu kapıya ulaşsa da oradan öteye geçemezlerdi. Bu kapı aynı zamanda onlar için bir sınırdı.
Çok parlayan Sirus A ile birlikte 2 tane yıldız aynı merkezli yörüngelerde hareket ediyor. En son olarak 1995 yılında Sirius C tespit edilmiştir. Buna rağmen ilginçtir Siriusu simgeleyen eski semboller genellikle üç kollu yaba şeklindedir. Mısırda Sirius yıldızının tanrıçası İsis’in kod adı ‘yılan dişi’dir. Hiyeroglifte diş, üçgen şeklinde çizilir ve İsis için kullanılır. Arapçada şe ve se harfi, İbranicede shin, sin harfleri üç kol, üç yıldız şeklindedir ve İbranice de Shin harfinin diğer adı diş’tir. Yani İsis’e işaret eder. Üç kol, üç şube bilgisinin eski kaynağı nedir, elbette sorgulama ihtiyacımız doğuyor.
Üç kollu yaba-şube-ışın deyince haydi benim aklım şimdi başka bir bağlantıya doğru gitti. Çünkü vaktiyle çok araştırdığım ve gizemli bulduğum bir konudur. Kuran’da Mürselat suresinde Selasin Şuab ve Cimaletun sufrun kavramları geçer. Mürselat 50 ayet içerir ve sure sayısı 77dir. Yine Necm suresinde Şira yıldızı olarak geçen Siriusun yörüngesinin 49,9 yıl olmasıyla benzer bir durum var ortada bana göre. Kuranda Şiradan bahseden sure ve ayetlerin yörünge zamanını verdiğini bilmeyeniniz kalmamıştır sanırım.
Selasin Şuab; üç kollu yaba, üç çattalı gölge, üç kola ayrılmış gölge, üç kollu şerare, üç yöne ışık salınımı gibi anlamlar taşır. Her tefsir ve meale göre ayrıntılar ayrılık göstermektedir. Cimaletun sufrun ise yutan, toplayan, sıfır noktası, başlangıç noktası, bitiş noktası gibi anlamlar taşır. Bu kavram özellikle her tefsir ve meale göre değişkenlik gösterir ve tartışmalı bir kavramdır.
Not: Cimaletun sufrun kavramına değindiğim bir makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Mutlak Sıfır Noktası ve Deveyi iğne deliğinden geçirmek
Üç yıldız… Üç ışık… Üç kollu yaba… Arapçada S-Ş harflerindeki üç yıldız ve üç kol… İbranicede SHİN harfinin üç kollu yaba ve üç yıldız işaretli şekli… Sirius bağlantılı tanrıça İsis’in Shen adlı sembolü ve onun adının diş ve Shin harfi ile bağlantısı… İlkel Dogonların her üç Siriusu da bilmeleri, gökten gelen Nommoların denizde ve karada yaşayabiliyor olması, Astrolojide denizlerin tanrısı Neptünün üç kollu yabası, Selasin şuab kelimesindeki üç şube, yani aynı merkeze bağlı üç birim… Siriusun gerçekten aynı merkeze bağlı olarak üç tane olması, Sirius B nin beyaz cüce olması, beyaz cücelerin maddeyi madde olmaktan çıkarıp yutuyor olması, Cimaletun sufrun kelimesinin yutan yok eden anlamı… Zihin kayışları attı bende… Sizi bilmiyorum…
Bu kelimelerin geçtiği Mürselat kelimesine bakalım haydi bir de, ne demekmiş: Gökten gönderilmişler, öncül olarak gönderilenler, haberci-elçi olarak gönderilenler… Resul sözcüğü de aynı kökten gelir. Sure “Vel murselâti urfâ” ayeti ile başlar, And olsun, birbiri peşine ard arda bilgi ve irfan ile gönderilen elçilere diye meal edilir….
‘urf sözcüğü, “bilgi” ilim, irfan/iyiyi kötüyü, eğriyi doğruyu ayırabilme özelliği demektir, örf, ma‘rûf, araf gibi sözcüklerin köküdür. Urf kökü aynı zamandan yüksekte olanlar, yüksek yetkililer anlamında da kullanılır. Bir dakika bu isimle bir kent var hem çok kadim bir kent. Urfa… Ama bu daha da ilginç oldu şimdi, URFA’nın adı ve bilinen tarihin ezberini bozan gizemli Göbeklitepe tapınağı Urfa’da… Arkeologlar bize Göbeklitepe’nin bir toplantı yapmak üzere inşa edildiğini söylemediler mi?
Oradaki T adamlar ve çemberlerin içinde onların etraflarındaki 12’ler…
Urfa Elçileri… Murselati Urfa…
E bizim bir de Göbeklitepeyle benzer meşhur Urfa adamımız var… Tesadüfler, benzerlikler ilginç…
Göbekli tepenin Yıldızlarla bağlantısı olduğu ve Telegraph gazetesinin haberine göre Edinburgh Üniversitesi’nde çalışma yürüten bilim insanları işaretlerin M.Ö. 11 bin yıl önce küçük bir buzul çağının başlamasına sebep olan şeyin yıldız olduğunu ifade ediyor.
Bu Göbeklitepe taşında da 3 var!!!
İlgili haberin linki için tıklayın https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/gobeklitepede-muthis-kesif-1865108/3/?_szc_galeri=1
Mürselat Suresindeki 12 Ayet
Mürselat suresi içinde, göklerden öncü olarak gönderilen haberci elçiler aracılığıyla tehlikeli ve hızlıca gelecek bir vakanın yaklaştığının haberi veriliyor. Bu gerekçeyle dünyada görevli elçilerin-resulların toplanması isteniyor. Bu vaka sırasında yıldızların ışığının söneceği, dünyada yaratılan dağların imha edilip toza dönüşeceği, göğün iki yanının aralanacağı ve dünya ile atmosfer arasında boşluk oluşacağı, bu yüzden tedbir ve öğüt olarak mekan-mülkün terkedilmesi isteniyor.
Vel murselâti urfâ .Fel âsıfâti asfâ .Ven nâşirâti neşran. Fel fârikâti ferkâ. Fel mulkıyâti zikrâ. Uzran ev nuzrâ. İnnemâ tûadûne le vâkıun. Fe izân nucûmu tumiset.Ve izâs semâu furicet. Ve izâl cibâlu nusifet.Ve izâr rusulu ukkıtet. Li eyyi yevmin uccilet.
Aşağıda ayetlerin fiillerini sırasıyla dizdim.
ilk 6 ayetin fiiilleri: urfa-asfa-neşra-ferka-zikra-nuzra
anlamları: yüksekten gelen bilgi- önüne katıp sürüklemek- açığa çıkarmak- ayırt etmek- mekanı terk etmek- uyarıcı mesaj-öğüt vermek
- ayet: Öngörülen vaka (İnnemâ tûadûne le vâkıun)
Sonraki 5 ayetin fiileri: tumiset- furicet-nusifet- ukkıtet- uccilet
Anlamları: yıldızın ışığının sönmesi- göğün iki tarafının aralanması- yüksekliklerin dağların sökülüp savrulup toza dönüşmesi- peygamberlere toplantı gününün bildirilmesi- dünya elçilerinin toplanması- ayrılma, aralanma gününün bir süre ertelenmesi…
Surenin içinde sonlara doğru (48. ayet)bir eğilmeden-rükudan bahsediyor. (Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn) Allahın huzurunda eğilmek ve secde etmek sadece namaza ait olmayan geniş bir konudur. İnsanın rüku etmesi kadar, yerin, arzın rüküsundan da bahsedilir. Bana göre dünya eksen eğimiyle rükudadır.
Yörünge düzlemiyle ekvator arasında eğiklik 23.27, yörünge düzlemiyle yer ekseni arasında eğiklik 66.33 tür.
Göbeklitepe’nin dünya eksen değişikliğinin olduğu iddia edilen dönemde ve buzul çağı zamanında yapılmış olması tüm kafaları karıştırıyor. O çağlarda dünya bilinen tarihiyle tarıma geçmemişti. Tarım için mevsimler gerekir. Haydi şimdi buraya çok eski zamanlarda Dünyanın eksen eğikliğinin olmadığı, bu nedenle tüm dünyada tek bir mevsimin yaşanıyor olduğu iddiasını da not olarak ekleyelim, kafalarımız biraz daha karışsın.
Göbeklitepede toprağın altında hala açılmamış çok büyük bölümler mevcut. Sayısız iddia arasında güya tapınak-toplantı yeri gibi görülen Göbeklitepe bir de yapımı sonrası özellikle üstü toprakla örtülerek saklanmış. Gökyüzündeki yıldızlarla bağlantısı olduğunu yazan pek çok araştırmacı var. Bulunan sembollerin astrolojik ve göksel olduğunu iddia ediyorlarsa da henüz tam çözülmüş değil.
Göbeklitepe Sirius için mi yapıldı?
Teorilerden birisi; Göbeklitepe’nin Sirius ile hizalandığını ve onun doğumu yani Dünyadan görülür hale gelmesi sırasında yapıldığını söylüyor. Milano’nun Polytechnic Üniversitesi’nden arkeo-astronom Giulio Magli, oluşturduğu simülasyonda Göbekli Tepe inşa edildiği zaman gökteki yıldızların konumları belirledi. Magli, antik Mısır takviminin Sirius yıldızının hareketlerinden yararlanılarak hazırlandığını iddia ediyor.
Sirius’un 9300 yıl önce ufuk çizgisinin altında görünür olduğunu belirten Magli, “Gökte aniden beliren bir yıldızın, bir dinin doğumuna sebep olduğunu düşünebiliriz, bence Göbekli Tepe Sirius yıldızının doğumu üzerine inşa edildi diyor. Göbekli Tepe haritaları ve uydu görüntülerini kullanan Magli, iki anıttaşın arasından ve tüm çemberlerin içinden geçen hayali bir çizgi çizdi. Magli, kazılarda ortaya çıkan üç dairesel alanın, Sirius’un ufukta belirdiği M.Ö 9100, 8750 ve 8300 yıllarında gökteki noktalarla aynı hizaya geldiğini öne sürüyor..
Dogonlar dünyayı ziyarete gelen Siriusluların tekrar geleceklerini ve bunun gökte yeni bir yıldız belirdiğinde olacağını söylüyorlar. Belirecek olan yıldızın ne olacağını bilebilmemiz mümkün mü? Astronomlar geriye dönük onbinlerce yıl öncesinin göğünü hesaplayabildikleri gibi tabi ki geleceğin göğünü de hesaplayabilirler. Eğer denildiği gibi dünyada kutup taklası meydana gelmişse ve bu siklus olarak sürekli devam ediyorsa aslında gerideki bilginin gelecekteki bilgiyi de vereceğini düşünmeliyiz. Evrendeki düalitik tüm sistemlerin lineer değil küresel olduğu bakış akışıyla baktığımızda pek çok konu daha anlaşılır hale geliyor. Bizim zihin modelimiz lineer, vektörel yani iki boyutlu uzanımsal olduğunda pek çok sorunun cevabı mantıksız gelebiliyor. Ama holistik-bütünsel ya da küresel yaklaşımla bakabilmek de elimizde. Şu anda bilim dünyasında galaksilerin, evrenin ve hatta zamanın torus modelinde olduğu teorisi çok yaygın kabul görüyor. Her şeyin dürülüp büzüldüğü ya da yayılıp serildiği evren yaklaşımı zaten kitabımız Kuranda çok fazla yer alıyor. Bu bakış açısıyla okuyabilmek pek çok sırrın kapısını da açıyor.
Torus; iki kutubun birbirine karşı çekilmesiyle oluşan küresel bir formdur ve mucizeleri çoktur. Torus bilgisi için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz…
Teorisel iddialara göre dünyada kutup taklası sırasında bazı kıtalar ortaya çıkarken diğer kıtalar su altına giriyor. Bu bilgiye uyan pek çok arkeolojik kalıntı su altı kentleri hala bulunmaya devam ediyor. Her bir manyetik dönüşte yer değiştiren yeryüzü kıtaları gibi gökyüzünde de yıldız görünümü değişiyor olmalı. Bu değişikliğin yaklaşması sırasında dünyaya uyarı vermek üzere gelen dünya dışı varlıkların olması da muhtemel görünüyor. Tüm dünyadaki kadim kültürlerde mitler; göklerden gelenlerin ilginç masalları, efsanevi öyküleri ile dolu… Kadim astronotlar denilen pek çok tarihi heykel var. Mısır kültüründeki sıra dışı tanrıların beden şekilleri, Sümer yazıtlarındaki masalsı hikayeler, Dogon bilgileri, eski Türk yaratılış efsanesi, kadim ırkların yaratılış öyküleri, Nuh tufanının tüm mitlerdeki birbirine benzer öyküsü, eski mağara resimleri… Ve kutsal kitaplarda özellikle Tevratta tanrı diye tanımlanan gökten gelenlerin varlığı açık seçik ortadadır. Kuran ise zaten yok edilen kavimlerin yani dönemlerin olduğunu açıkça yazıyor. Bu yok edilmelerin nasıl olduğuna baktığımızda-bakabildiğimizde neler okuyabiliriz? Örneğin Semud kavminin yok edilişi özeldir diğerlerine göre.. Semud kavmi adeta bir kara delik tarafından yutulmuştur. İlgilenenler yine yukarıda linkini verdiğim mutlak sıfır noktası linkinde bu konuyla ilgili kişisel düşüncelerimi okuyabilirler. Sirius ile ilgili yine Kuranda “nur üstü nur” denilen kavram benim kafamda hiç susmadan devam eder, Güneşin Güneşi mi demek istiyor diye… Ve o güneş gerçekten denildiği üzere Sirius mudur diye?
Şimdi gelelim gizemli Siriusumuzun astrolojik yanlarına… Sirius astrolojide de önemlidir. Güneş sistemi içindeki gezegenler sınıfında değil, sabit yıldızlar kategorisinde inceleriz Sirius’u. Örneğin Dünyadaki tüm insanların haritasında Sirius Yengeç burcundadır. Çünkü sistemimize çok uzaktır ve güneş ve dünyaya göre konumu hep aynı burçta konumlanır. Bireysel doğum haritalarınızda Sirius burcu ile değil sadece sizin haritanızda yer alan ev konumu ile değişik etki verir. Örneğin Sirius bir kişinin bireysel haritasında yükselen burcuyla kavuşuyorsa o kişi mutlaka parlar ve ünlü olur. Sirius 1. evde ise güzel parlak bir görünüşünüz vardır, 2. evde ise para ve mülk konusunda şans getirir. 3. evde ise bilge akıllı ve şanslı olabilirsiniz. Etki ettiği eve şans güzellik bolluk ve hareket verir. Sirius Jüpiter-Mars etkisi ile hayatımıza etki eder çünkü… Kötücül dediğimiz gezegenlerle kavuşum yapması ve yaptığı diğer açılar da hayatımızdaki sıkıntılı olayları astrolojik açıdan açıklar, çünkü Sirius büyütücü parlatıcıdır, kötücül kavuşumlar yanma dediğimiz etki de verebilir. Hayatı bilinen kişilerin doğum haritası analizlerine bakarak bilinen yaşam öykülerinden ayrıntılı çıkarsamalar yapmıştır astrologlar.
Sirius yengeç etkisinde olduğu için burcu, yükseleni, önemli gezegenleri yengeç olanlar Sirius etkisini daha fazla alırlar. Siriusun burcu zamanında yani yengeç aylarında hayatlarınızda değişimler olur. Genellikle iyicil etkiler olmakla birlikte bazen içindeyken acı veren dönüşümler de yaşayabilirsiniz. Örneğin Mısırda Nil nehri taşardı eski Mısırda yengeç yani Sirius zamanında… Bu taşma bolluk berekete kullanılabildiğinde zenginlik getirmiştir Mısıra.. Ama bu taşmanın kayıpsal etkilemesi de yaşanmıştır.
Bu ay yengeç ayı, her yıl yaşanan kavuşum gibi bu sene de 6 Temmuzda kavuşumu yaşadık. 2 Temmuzda güneş tutulması, 17 temmuzda ay tutulması yaşayacağımız için bu sene etki biraz daha makro olacaktır. Zira karşıt burç olan oğlakta ciddi malefik gezegenler retroda bulunuyor şu an. Satürn ve Pluto… Biri kader ve karmanın biri yeraltının efendisi… Bugüne kadar ite kaka getirdiğiniz, halletmediğiniz, size yük olan herşeyi kocaman bir lup gibi büyütecek ve masanıza yani hayatınıza getirecek. Şaşıp kalabilirsiniz, kötü hissedebilirsiniz, acı çekebilirsiniz şu an.. Ama bilin ki gökyüzü bunu sizin bütüncül zamanlı hayrınız için yapıyor. Bu bütüncül zaman kavramının çemberi nedir biliyor musunuz? Bu çember sadece bu hayatınızı içermiyor, ruhunuzun tüm zamanlarını ve tüm tekamülünüzü içeriyor bunu da unutmayın. Çünkü Sirius ruhların güneşidir, bedenlerin değil. Yengeç olması ile zaten köklerimize işaret ettiğini hatırlatalım. Köklerimiz sadece doğduğumuz bedene ve zaman mı aittir derince düşünün… Bu hayatı kaç tezahür içinde aynı anda yaşıyoruz, kaç tane paralel evrenimiz ve benliğimiz var, kaç boyutta aynı anda bulunmaktayız gerçekte biliyor muyuz? Algı kapasitemizin bunu algılayabileceğini sanmıyorum. Algımız ile bilemeyeceğimiz bu bilgiyi muhtemel ki enerjisel, ruhsal derinliklerimizde bulabilme şansımız var bana göre…
Sirius ile ilgili bir kitap yazdığımı yukarda söylemiştim. Bu kitap benden alışkın olduğunuz bilgi veren açıklayan tarzda değil öncelikle bunu söylemeliyim. Realist, mantıklı, maddeci bilim bakışıyla okursanız size masal, mit, fantezi gibi gelecektir. Fantastik bir öykü gibi okuyacaksınız onu. Ama derinlerde ruhumda saklı olan hislerin, sezişlerin, rüyaların, regresyon çalışmalarının ve doğum anımdan beri hatırladığım bilinen bu dünyaya ve bilinen tarihe uymayan hatıralarımın sonucu ortaya çıkan bir öyküdür tamamı. Örneğin bir kaç gündür odaklanıp size de aktarmaya çalıştığım Sirius bilgileri ile karşılaşınca, vay canına bu bilgi ya da olay, benim hatırladığım Sirius varlığımın hatıralarındaki şu duruma karşılık geliyormuş dedim pek çok an. İki üç gündür adeta uyumuyorum, şoktayım bazı konularla ilgili. Ama ne yazık ki burada onları anlatmak, dünyada şu an yaşayan sistemler, inanışlar ve özellikle dinler ile düşüncelerde tepkiler yaratır. Ne yazık ki, sormaya anlamaya değil koşulsuz biat etmeye kodlanmış dogmatik yanlarımız, bizim bilgi yolumuzun hızını kesiyor hala… Açılır birgün her karanlık… Güneşler doğmaya mahkumdur, siz ışıklar gözlerimiz kamaştırıyor göremiyorum bu yüzden istemiyorum deseniz de…
Büyük Gizem Sirius için sıra dışı bilgiler videolar o kadar çok ki… Benim ilgimi çeken bir tanesini de paylaşmak istiyorum Merceksi gemi adıyla yayınlanmıştır ve kanal bilgisi olduğu söylenir.
Özellikle ülkemiz için Siriusun ayrı bir önemi vardır. Geçmiş atalarımız ve kültürümüzde şamanik bazı bilgiler bizi Sirius’a yönlendirir. Anadolu’nun Sirius’un kapısı olduğu söylenir. Sümer ve Mısır kültürlerinin eski Asya’dan indiği ya da o kültürlerle eski Asya’nın çok yakın bağı olduğu iddia edilir. Çok eski dil kalıplarında yani runik alfabelerde temel bazı bilgiler Sirius ile ilgilidir, tıpkı İsisi ifade eden harfin Siriusu temsil etmesi gibi… Sirius Celseleri adıyla Türkiyede medyumik çalışmalar yapılmış ve yayınlanmıştır. Yayınlananlar dışında ortaya çıkarılmamış pek çok bilgi de kişilerde ve bazı kaynaklarda saklı durmaktadır. Dünya hazır olduğunda mutlaka ışığa çıkacaktır. Sirius yazmakla bitmeyecek kadar derin, gizemli ve güçlüdür… O ruhtandır… Ruhunuzda hissedebildiğinizce O sizinle konuşacaktır, eminim…
Ruhun yolunda yürüyebilmeye şükranla… Ve yolu aydınlatan güneşlere minnetle…
Ve de illaki o güneşleri yaratan Allahıma secdeyle…
HARİKA BİR YAZI OLMUŞ, EPEY GEÇMİŞTE YAZILMIŞ AMA DEDİĞİ GİBİ YAZARIN ZAMAN LİNEER DEĞİL KÜRESELDİR. BENDE BİR ÇEMBERDE KARŞILAŞTIM ALACAĞIMI ALDIM SELAMLAR SAYGILAR EMEKLERİNİZE SAĞLIK